Diğer anlatımla, üçüncü kişilerin alacağı için haczedilen mallar, malın satışı tarihinden önce bir kamu alacağı için de haczedilirse anılan Yasa'nın 69. maddesi uygulanmaz ve mahcuza satıştan önce haciz uygulayan bütün kamu idarelerinin kamu alacağı ilk hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten paylaştırılır. 69. madde hükmü, bedeli paylaşıma konu mal üzerindeki bütün hacizlerin kamu kurumlarına ait olması halini; .... maddesinin birinci fıkrası ise ilk haczin ... ve İflas Kanunu'na göre konulmuş olması halini düzenlemektedir. Somut olayda, her iki idarenin haczi, kamu alacağına dayanmaktadır. Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine, özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişiler tarafından daha önceki tarihte konulmuş bir haciz bulunmadığından, anılan yasanın .../I. maddesinin uygulama kabiliyeti bulunmayıp, şikayetçi ...'nın ........2009 tarihli haczi, şikayet olunan ......
Mahkemece kesinleşmiş kamu alacağı nedeniyle sıra cetvelinde yazılmış alacak ile ilgili olarak diğer iflas alacaklılarının sıra cetvelinden terkin davası açamayacakları belirtilerek aktif husumet ehliyeti olmayan davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir. İflas masasına yazdırılan bir kamu alacağı, o konudaki kamu alacaklarının tahsili usulüne göre kesinleşmişse veya iflas açıldıktan sonra kesinleşirse bu kesinleşme iflas idaresi için de bağlayıcıdır. Kesinleşmiş kamu alacağının sıra cetveline kabul edilmesi gerekir. Kamunun özel hukuktan doğan alacakları için ise iflas idaresi alacağın kabulüne veya reddine karar verebilir....
Dava 6183 sayılı Kamu Alacakları Tahsil Usulü Kanunu'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunması gerekir. Kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşir. Kamu ve kurum alacağının kesinleşmesi dava koşuludur. Somut olayda davacı idare takibe konu vergi alacağının ilgili vergi dairesince terkini üzerine konusuz kaldığından bahisle davasından vazgeçmiştir. Buradaki vazgeçme dava koşulunun bulunmaması nedenine bağlıdır. O halde mahkemece kesinleşmiş ve istenebilir bir kamu alacağı olmadığından davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddi gerekirken vazgeçme nedeniyle reddi doğru değil ise de sonuca etkili görülmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
Diğer anlatımla, üçüncü kişilerin alacağı için haczedilen mallar, malın satışı tarihinden önce bir kamu alacağı için de haczedilirse anılan Yasa'nın 69. maddesi uygulanmaz ve mahcuza satıştan önce haciz uygulayan bütün kamu idarelerinin kamu alacağı ilk hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten paylaştırılır. 69. madde hükmü, bedeli paylaşıma konu mal üzerindeki bütün hacizlerin kamu kurumlarına ait olması halini; 21. maddesinin birinci fıkrası ise ilk haczin İcra ve İflas Kanunu'na göre (özel hukuk kişileri tarafından kamu alacakları dışındaki alacaklar için) konulmuş olması halini düzenlemektedir....
İlk haciz kamu alacağı için konulmuş olan haciz ise, bu alacağa kamu alacağı sahibi olmayan alacaklıların iştiraki İİK'nın 268/1. madde hükmünde yer alan istisna dışında mümkün değildir. 6183 sayılı Kanun'un 69. maddesindeki koşullar varsa kamu alacağı sahibi olan bir alacaklı başka bir kamu idaresi tarafından konulan kamu alacağının haczine iştirak edebilir. Zira, İİK'nın 100. maddesi, anılan istisna dışında, ancak bu kanuna göre yapılan icra takipleri bakımından uygulanabilir. Diğer bir anlatımla, kamu alacaklarının takip ve tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre konulan hacizlere iştirak, anılan 100. maddedeki düzenleme uyarınca kural olarak mümkün değildir. İlk haciz kamu alacağı için konulmuş bir haciz değil, diğer anlatımla 3. kişinin haczi ise bu hacze kamu alacağı, koşulları oluşmuş ise iştirak edebilir....
İcra Dairesi’nin 1999/3159 sayılı dosyasının, ikinci sıraya davacının 10.854,79 TL.’lik alacağı ile SGK. Başkanlığı’nın 29.653,21 TL.lik alacağının, üçüncü sıraya ise Kınık Vergi Dairesi’nin 94.640,-TL.lik alacağının konulmasına; davacı alacağı tahsil edildiğinden 13.07.2006 tarihli sıra cetvelinde değişiklik yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davalılar SGK Başkanlığı ve Vergi Dairesi vekillerince temyiz edilmiştir. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre üçüncü kişilerin alacağı için haczedilen mallar, malın satışı tarihinden önce bir kamu alacağı için de haczedilirse, kamu alacağı ilk hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten paylaştırılır. İlk haczin üçüncü kişinin alacağı için konulması halinde anılan yasanın 69 uncu maddesi uygulanmaksızın mahcuza satıştan önce haciz uygulayan bütün kamu idarelerinin 6183 sayılı Yasanın 21.maddesine göre ilk hacze iştiraki mümkündür....
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; Hangi alacakların kamu alacağı olduğunun 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ilgili maddelerinde düzenlendiğini, bir alacağın, kamu alacağı niteliği taşısa bile, 6183 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulabileceğini, kamu idaresinin her alacağının kamu alacağı olmadığını, bir alacağın devlete, il özel idaresine ve belediyeye ait olması o alacağı kamu alacağı haline getirmesi için tek ölçüt olmadığını, alacağın kamu alacağı olarak nitelendirilmesi halinde, alacağın kamu hukuku çerçevesinde, kamu gücüne dayanarak takip ve tahsil edileceğini, böylece kamu alacağına sahip olan kurumun, alacağını egemenlik gücünü elinde tutan devletin sahip olduğu imtiyazları kullanma hakkını elde edeceğini, genel bütçeli idareler dışında, kamu kesimi içerisinde yer alan diğer kamu idarelerinin cebri nitelikteki alacakları kamu alacağı olsa dahi, şayet özel kanunlarında 6183 sayılı Kanuna bir atıf mevcut değilse, 6183 sayılı Kanun kapsamında takibi...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin … plaka numaralı kısmı ile … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin … ila …, … ila …, …, …, … ila … plaka numaralılar haricindeki kamu alacağı için asıl amme borçlusu şirkete adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği ancak öncesinde tebliğ alındılarının ibraz edilmediği dikkate alındığında asıl borçlu nezdinde takibi usulüne uygun yapılmadığından değinilen ödeme emirlerinin söz konusu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, … takip numaralı ödeme emrinin … plaka numaralı haricindeki kamu alacağı ile … takip numaralı ödeme emrinin … ila …, … ila …, …, …, … ila … plaka numaralı kamu alacağı için asıl amme borçlusu şirkete düzenlenen ödeme emirlerinin şirket ortağına tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi ve dava açılmaması üzerine kesinleşen kamu alacağı için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, … takip numaralı ödeme emrinin ... plaka numaralı kamu alacağı için şirket adına ödeme...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … takip numaralı ödeme emrinin 586978 plaka numaralı kamu alacağı için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğ alındısı dosyaya sunulmadığından, … takip numaralı ödeme emrinin diğer kamu alacağına ilişkin kısmı, … takip numaralı ödeme emri ve … takip numaralı ödeme emrinin 34, 118, 12 plaka numaralı kamu alacağı yönünden, Belediyeler, Bankalar, PTT üzerinden mal varlığı araştırması yapılmadığından, … takip numaralı ödeme emrinin kalan kamu alacağına ilişkin kısmı ile … ila … takip numaralı ödeme emirleri içeriği kamu alacağıyla ilgili olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirleri ise kanuni temsilcinin ikametgah adresinde şirketle ilgisi olmayan kişilere usulsüz tebliğ edildiğinden, şirket hakkında usulüne uygun takip yapılarak kamu alacağının kesinleştirilmediğinden davacının ortak sıfatıyla takibi için gerekli koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde haczi düşmüş bulunan davalıya pay ayrıldığını, ayrıca alacaklarının kamu alacağı sayıldığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dava davacısı vekili alacaklarının kamu alacağı niteliğinde olduğunu ve paylaştırmanın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 69 ncu maddesi uyarınca yapılması gerektiğini bildirerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. İcra Mahkemesi'nce her iki alacağın da kamu alacağı olduğu ancak davalı bankanın kamu idaresi vasfını taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Düzenlenen sıra cetvelinde davacı Fon 14.02.2001, davalı banka ise 18.05.2000 tarihli hacizle yer almıştır....