Somut olayda, davacının iddiaları borca itiraz mahiyetinde olup, senetteki imzaya itirazının bulunmadığı, dolayısıyla İİK'nın 169/a maddesi gereğince iddialarını ispatlayamadığı, ayrıca senedin zorla alındığı iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, itiraz tarihi itibariyle bu hususa ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı sunulmadığı anlaşılmakla mahkemece kambiyo vasfı mevcut olan senetler yönünden davacının borca itirazının reddine ilişkin duruşmalı olarak verilen karar yerindedir. Ancak, İİK'nın 170/a maddesi hükmüne göre icra mahkemesinin itiraz ve şikayet nedeni ile kendisine intikal eden işlerde dayanak belgenin kambiyo senedi niteliğinde olup olmadığı, alacaklının takip hakkı bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takibin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca itirazın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda; borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı çek, TTK. 'da belirtilen tüm yasal unsurları içermekte olup, yasal süresinde bankaya ibraz edilmiştir....
HMK’daki değişiklikte değerlendirilerek, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2023 tarih ve 2021/2 E. - 2023/1 K. sayılı kararı ile; alacaklının tercih hakkını ilk başlatılan takip türünden yana kullanmış olduğu durumda, aynı borca ilişkin olarak yeni başlatılan takibin mükerrer olacağından bahisle ikinci takibin iptali gerektiğine ve bu hususun süresiz şikayete tabi olduğuna karar verilmiştir. Bunun üzerine Dairemizce ilamsız icra takiplerinde, mükerrerlik iddiasının borca itiraz olduğu yönündeki kabulde değişikliğe gidilerek, aynı alacağa dayalı olarak mevcut bir takip varken yeni bir takip başlatıldığına dair iddianın, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak mükerrer takibin iptali talebinin icra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak incelenebileceği sonucuna varılmıştır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte, dayanak bono bedeline karşılık vade tarihinden sonra 1.000 TL ödeme yapıldığını ve senedin arkasına yazıldığını, kalan borcun da ödendiğini belirterek borca itiraz ettiği ve mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borca itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Borçlu şirketin keşideci sıfatı ile iki farklı temsilinin çift imzası ile yetkilendirilme yapıldığı ve takip konusu çekte yalnızca bir temsilcinin imzasının bulunmasının yeterli olmayacağından, takibin şirkete yöneltilemeyeceği iddiası İİK'nun 168/5 ve 169. maddeleri kapsamından borca itiraz olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesi uyarınca 31.12.2014 tarihinde takip durdurulduğuna göre, borca itirazın kabulü halinde, borçlu aleyhine icra inkar tazminatı verilmesi gerekir. O halde mahkemece; borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Maddesinde belirtilen 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmuştur. Açıklanan nedenlerle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Yine, İİK'nın 170/a maddesi "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir." hükmünü içermektedir. 6102 Sayılı TTK'nun 776/f maddesi gereğince, bonoda tanzim yerinin yazılı olması gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo takibine yönelik borca itiraza ilişkindir. Ezine İcra Müdürlüğü'nün 2021/161 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı-borçluya 17/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK.'nın 168/3- 5.maddeleri açık hükmü gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde borçlunun, borca itirazını 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Borçlunun; kendisine gönderilen ödeme emrinde borca itiraz süresi ile ödeme süresinin gösterilmediğinden bahisle ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvuru itiraz değil, İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. O halde, icra mahkemesince şikayetin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek şikayetin itiraz olarak nitelendirilip başvurunun icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesince; borca itirazın süresinde olmadığı gibi, esası yönünden de yerinde olmadığını, İİK'nun 45. maddesinde yer alan düzenlemeye göre alacaklının tercih hakkını kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapmaktan yana kullandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür....