Davalı alacaklı tarafça borcun kabul edilmiş olması sebebi ile imza itirazında bulunulamayacağı iddia olunmuş ise de; Kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 167 ve devamı maddelerinde, haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169- 169/a maddelerinde, imzaya itiraz, 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu’nun “Borçlunun Kambiyo Hukuku Bakımından Şikâyeti” başlıklı 170/a maddesinde aynen; “Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir....
DELİLLER: Sandıklı İcra Müdürlüğü'nün 2021/27 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacının yetki itirazının yasal dayanaktan yoksun olduğu, kambiyo şikayetinin de İİK'nun 170/a-3 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve 35.000,00 TL bedelli senet yönünden borç ikrarının olmadığı, ATK raporu ile tahrifat yapıldığının tespit edildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte kambiyo şikayeti, yetkiye itiraz davasına ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2021 NUMARASI : 2017/173 ESAS - 2021/20 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde yetkili icra dairelerinin Bursa ve Konya olduğu halde yetkisiz olan İstanbul İcra Müdürlüklerinde takip başlatıldığını, çekin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, çekin keşide gününde keşidecisi tarafından ödendiğini, borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, çek tazminatının müvekkilinden talep edilemeyeceğini beyanla itiraz ve şikayetlerinin kabulü ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun, İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. 6102 Sayılı TTK’nun 776/1- f maddesi gereğince, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir....
Bu haliyle borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... ....
şikayetinde bulunduğu, mahkemece, sair şikayet ve itiraz nedenlerinin reddi ile ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.7.2005 tarih ve 2005/2227 D.İş. sayılı ihtiyati haciz kararı alınmış ve aynı tarihte adı geçen borçlu için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile esas takibe geçilmiştir. İhtiyati haciz kararının 1.8.2005 tarihinde uygulandığı ve tutanakta belirtilen menkul malların haczedildiği görülmektedir. Takipte taraf olmayan 3. kişi ......'nın 3.8.2005 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu ve haciz uygulamasının mahcuzlar kendisinin elinde iken yapıldığı belirtilerek İİK'nun 99. maddesi gereğince istihkak davası açmak üzere alacaklıya mehil verilmesi gerekirken, icra müdürünce yasaya aykırı işlem yapıldığı ve İİK'nun 96. ve 97. maddeleri gereğince dava açma külfetinin kendisine yüklendiği belirtilmiş ve memurun bu işlemi şikayet edilmiştir. Adı geçenin yukarıda öçetlenen istemi İİK'nun 265. ve 266. maddelerinde yer alan ihtiyati hacze itiraz niteliğinde değildir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takibe dayanak çekin muhatap bankaya ibraz edildiğini, çek arkasına yazılan şerhin banka çalışanının yaptığı bir işlem olduğunu ve takip hakkını engellemediğini, davacının çekteki keşideci imzasına ve keşide tarihindeki düzeltme yanındaki imzaya itiraz etmediğini, çekin süresinde bankaya ibraz edilmesi halinde çeke karşılıksız işlemi yapılıp yapılmamasının veya çekin ileri tarihli düzenlenmesinin takip hukuku açısından önemi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, "davacının yetki itirazının reddine, davacının kambiyo niteliğini şikayeti ve borca itirazlarının reddine" karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki borca itiraz ve kambiyo şikayeti nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile şartları oluşmadığından alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....