Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
Şöyle ki; orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tâbi oldukları kanun, hukukî konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemez. 3402 sayılı Kanunun 22. maddenin beşinci fıkrasında “Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır” hükmü bulunmaktadır. 3402 sayılı Kanunun yürürlüğü tarihinden önce genel kadastrosu yapılan yerlerde, tahditleri yapılmayan ormanlarda ve yine bu kanunun yürürlüğünden sonra aynı Kanunun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma sonucu tescili yapılan ormanlarda ne gibi işlem yapılacağı konusunda Kadastro Kanununda hüküm bulunmadığından, bu tür ormanlar hakkında özel Kanun olan 6831 sayılı Orman Kanununun uygulanması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YENİLEME KADASTROSU KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 29.06.2020 günlü geri çevirme kararı ile dava konusu 262 ve 264 parsel sayılı taşınmazlara ait yenileme kadastrosu tutanakları ve tesis kadastrosu tutanaklarının onaylı örneklerinin getirtilip dosya arasına alınması istenildiği halde, Mahkemece yalnızca taşınmazlara ait tesis kadastrosu tutanakları dosya arasına alınmış ve geri çevirme kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu nedenle; Dava konusu 262 ve 264 parsel sayılı taşınmazlara ait yenileme kadastrosu tutanak örneklerinin getirtilerek dosya arasına alınması; bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....
tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek arazi kadastrosu, kullanım kadastrosu, orman kadastrosu ve daha sonra yapılan 2/B çalışma sınırlarının çakıştırılarak her bir kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle dava konusu taşınmazların konumlarını gösterir müşterek imzalı krokili ek rapor alınıp, bu dosyaya konulması; ayrıca, dava dosyasının 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.'...
Ancak davacı ... ve davalı ... 11.11.2015 havale tarihli müşterek imzalı dilekçeyle; uygulama kadastrosu esnasında tesis kadastrosu sınırlarına uyulmamaş ise, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosu sınırlarına göre düzeltilmesini, bu kapsamda her iki kadastro çapları karşılaştırılarak tesis kadastrosu sınırına göre çap sınırı oluşturulmasını ve iş bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması hususlarında sulh olduklarını ifade ettikleri ve mahkemece, hükme esas alınan 21.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda ilk tesis kadastro paftası ile 22-a uygulama kadastrosu ölçü değerlerinin çakıştırma krokisi EK-2'de gösterildiği halde, fiili kullanım sınırlarını gösterir çakıştırma krokisi olan EK-3'e göre karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de taraflar arasında yapılan sulh uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerekirken, davalı üzerinde bırakılması dahi isabetsiz olup, açıklanan nedenle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda, taşınmazlara ait tesis kadastrosu sonucu oluşan pafta ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan paftanın, koordinat noktaları esas alınarak bilirkişilerce çakıştırılmadığı, tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasındaki yüzölçümü farklılığının nedeninin somut şekilde açıklanmadığı belirtilerek, Mahkemece mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi bilirkişinin katılımı ile keşif yapılması, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin teknik bilirkişiye işaretlettirilmesi, teknik bilirkişiden uygulama kadastrosuna...
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir....