"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 29.09.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece 277, 325 ve 326 parseller hakkındaki davanın kabulüne, diğer parsellere ilişkin davanın ise davalıların sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davalılardan ... Belediye Tüzel Kişiliği temyiz etmiştir. 277, 325 ve 326 parsellerin kadastro işlemleri 24.09.1984 tarihinde kesinleşmiş, dava ise 25.12.2003 tarihinde açılmıştır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 maddesi. 3. Değerlendirme 1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ...'...
Temyiz Nedenleri Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde, eldeki davanın ketmi verese iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 30.11.1998 - 13046/13543 numaralı kararı gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava konusu taşınmaza ilişkin açılan davaların hak düşürücü süreyi kestiğini, davalılardan ... tarafından açılan dava konusu taşınmaza ilişkin Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/403 E. Numarası ile görülen dava dosyasının 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunu ve 2006 yılında karara bağlandığını, bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin kesilmesi gerektiğini, ayrıca davalılardan ...’ın, dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya ait olduğunu beyan ederek ikrarda bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6.2....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." düzenlemeleri mevcuttur. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Yine Anayasamızın 13. maddesi uyarınca, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir." 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu'nun 22.04.2015 tarih, 2013/8-2061 Esas ve 2015/1256 Karar sayılı ilamında da, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılacak tescil davalarını sınırlayan bir sürenin olmadığı açıklanmıştır....
TMKnun 713/2.fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında harici satışların diğer zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarında gerçekleşmesi halinde, sadece satın alanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıç tarihi bakımından önem taşımaktadır. Bunun dışında bu tür harici satışların hukuki bir değer taşımayacağı ve hukuki bir sonuç doğuramayacağı, sadece harici satış sözleşmelerin kişisel hak doğuracağı hususu mahkemenin de değindiği gibi doğrudur. Öte yandan, 3402 sayılı KK'nun 12/3. maddesinde yer alan on yıllık hak düşürücü süre; sadece kişinin kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açtığı davalarda uygulama alanı bulmaktadır. Kadastro tutanağı dosya arasında bulunmadığından ve kadastro tespit tarihi belirlenemediğinden davacının kadastrodan öncesi hukuki sebebe dayanıp dayanamadığı belirlenememiştir. Ancak, dosya arasında bulunan 684 sayılı parselin tapu kaydına göre, tapu kaydı 12.03.1974 tarihinde hükmen oluştuğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, Hazine tarafından kadastrodan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümünden Yüksek 8.Hukuk Dairesinin görevlerine dair 6.bent uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8 Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.9.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tapuya şerh yazılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin dava değeri yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir. Çekişme konusu davalı ... adına kayıtlı 190 ada 8 parsel sayılı taşınmaz kadastro yolu ile 13.10.1978 tarihinde tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tapuya şerh yazılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin dava değeri yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir. Çekişme konusu davalı ... adına kayıtlı 190 ada 8 parsel sayılı taşınmaz kadastro yolu ile 13.10.1978 tarihinde tescil edilmiştir....
Hukuk Dairesince talebin kadastro tespiti öncesine dayalı tapu iptali ve tescili istemi şeklinde yorumlamak suretiyle dairemize aidiyet kararı verilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16. Hukuk Dairesi'ne" ait olduğunun belirlenmesi nedeniyle getirilen bu istisnaya göre Dairemizin kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevli olduğu anlaşılmaktadır....