Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....
Askı ilan süresi içinde açılan tespite itiraz davalarında, husumet yöneltilmesi gereken davalı, davacıya ait taşınmazda eksilmeye ya da sınır değişikliğine sebep olan komşu parsel malikleridir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle, nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir....
Kaldi ki; temyize konu orman kadastrosuna itiraz davasının görüldüğü dosyada raporu bulunan bilirkişiler tarafından yapılan uygulama yeterli de değildir. Bilirkişilerce taşınmazın yeri memleket haritasında basitçe gösterilmiş; kadastro paftası ile memleket haritası ölçekleri denkleştirilerek uygulama yapılmamıştır. Çelişkili ve yetersiz raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; uygulama kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu İzmir İli, Bergama İlçesi, Kurfallı Mahallesinde, 1953 yılında takeometrik ölçü yöntemi ile yapılan ilk tesis kadastrosu; 2018 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama (yenileme) kadastrosu bulunmaktadır....
Uygulama kadastrosunun amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesidir. Uygulama kadastrosunun amacı, mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak ve çözmek değil; tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik hataları belirleyerek gidermek ve kadastro paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli hale getirmektir....
Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....
Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....
Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davalarında yapılan kadastro çalışmasının usul ve yasa ile teknik mevzuata uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapıldığı, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların bu kadastro tespitinde Kadastro Mahkemesince incelenemeyeceği,uygulama kadastrosunun amacının kesinleşen tesis kadastrosundan kaynaklanan mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve bu nitelikteki mülkiyet uyuşmazlıklarının kadastro mahkemesinde görülemeyeceği, somut olayda davanın uygulama kadastrosu askı ilan süresi içerisinde açıldığı bilirkişi raporuna göre uygulama kadastrosu sınırları ile tesis kadastrosu sınırlarının birbiri ile uyumlu oldukları, tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının üst üste çakıştığı, yenileme çalışmalarında sınırlarda hiç bir değişiklik yapılmadığı, dava dilekçesindeki ve yargılama aşamasındaki davacı tarafın ilk tesis kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazlara uygulanması gereken Temmuz 1967 tarih sıra no; 3,...
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Mahkemece, uygulama kadastrosu sırasında zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde de mevcut olduğu anlaşılan sabit nokta ve sınırlar esas alınmadan uygulama yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Buna karşın, karardan sonra aynı taşınmazların birbirleriyle olan sınırları dışında kalan ve davaya konu olmayan diğer komşu parsellerle olan sınırlarında da hata bulunduğu gerekçesiyle çekişmeli taşınmazlar hakkında ikinci kez uygulama kadastrosu yapılmış, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca tutanaklar kesinleştirilmeden resen kadastro mahkemesine aktarılarak ... Kadastro Mahkemesi’nin 2017/2 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiştir....
Bu nedenlerle doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanaklarının asılları, komşu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanaklarının örnekleri, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosuna ait kadastro tutanakları, kadastro sonucu oluşan tapu kaydı ile tüm tedavülleri, tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi ve hesap çizelgesi, denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu paftası, varsa kadastrodan sonra tapuda yapılan ifrazlara ilişkin ifraz haritaları ile kadastrodan sonra sınırlarda değişiklik yapan mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı belirlenen diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler toplanmalı ve bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirilmelidir....