Kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalara bakmak görevi, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 26/4 maddesi hükmünce kadastro mahkemesine ait olmayıp, bu tür uyuşmazlıklara bakmak görevi genel mahkemelere aittir. Somut olayda dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu .Köyü 108 ada 1640 numaralı parsel hakkında, kesinleşen orman sınırları içinde kalması nedeniyle kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kesinleşen orman sınırı içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle davaya bakmakta 3402 Sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (H.G.K.'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Kavak Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi, kadastro sırasında, Asarcık İlçesi, Yeniömerli Köyü 102 ada 1 ve 115 ada 6 parseller arasında paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın orman niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tesbit tutanağı düzenlenmediğinden mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyanın karar kesinleştiğinde görevli genel mahkemelere gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 29.08.2006 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü 149 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davacı adına tespit edilmiş; kişi kendisi adına tespit gören bu yerin bir bölümünün 175 ada 6 parsel sayılı orman parseli içinde kaldığını ileri sürerek adına tescilini istemiştir. Mahkemece davaya konu edilen ve fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 14543.32 m2 taşınmaz bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalması nedeniyle hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği, 3402 Sayılı Yasanın 25. maddesi gereğince kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen yerle ilgili uyuşmazlığın çözümünde kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesi ile davalı olmayan ......
Gereği görüşüldü: Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve haritada yol olarak gösterilen kesime yönelik kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere kadastro sırasında tutanağı düzenlenmeyen ve yol olarak haritasında gösterilen taşınmazlara yönelik açılan davalarda görevin genel mahkemelere ait bulunmasına göre mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 1,55 TL harcın davacı ...'tan alınmasına, 01.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro tespitine itiraz Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tescili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
Kadastro Mahkemesi de; taşınmazda tescil davasında, bilirkişilerin rapor ve eki krokisinde A harfiyle gösterilen 1108,88 m2 yüzölçümünde ve tutanağı düzenlenmeyen taşınmaz bölümü ile ilgili olarak,bu davadan tefrik ederek 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesi uyarınca bu tür davalara genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, bilirkişi Halit Akkanat'ın 28.05.2012 ve 07.06.2012 tarihli raporu ve eki krokisinde A harfi ile gösterilen, eldeki uyuşmazlık konusu yerin dava konusu olduğu ve kadastro tutanağı düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde ise “Kadastro Mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlayacağı" hüküm altına alınmıştır. Bu durumda; dava konusu edilen yerin, kadastro tutanağı düzenlenmediği ve paftasında gösterildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Mahkemece, 1206 parselin kuzeyinde bulunan yolun dava edildiği, kadastro mahkemelerinin görevinin taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmesiyle başlayacağı, kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkındaki davaların genel hukuk mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesi halinde taşınmazın değeri itibariyle dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır....
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle taşınmaz başında keşif yapılarak dava konusu edilen taşınmazın neresi olduğu belirlenmeli, bundan sonra davanın, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen yola ilişkin olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesinin görevinin Kadastro tutanağının düzenlenmesi ile başlayacağı, Kadastro tutanağı düzenlenmeyen paftasında yol olarak bırakılan yerler hakkındaki uyuşmazlıklara bakmanın Kadastro mahkemesinin görevi dışında bulunduğu, göz önünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmeli, dava konusu edilen taşınmazın davacının dilekçesinde belirttiği 16 ada 1 sayılı parsel içinde kaldığının anlaşılması halinde ise; 16 ada 1 sayılı parsel hakkındaki tespitin kesinleştiği, bir başka ifade ile bu taşınmazla ilgili mahkeme hükmünün kesinleşerek davacı adına tescil edildiği 18.12.1997 tarihinden itibaren iş bu dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde düzenlenen 10 yıllık...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın öncesi ve eylemli durumu itibariyle hiç tarımda kullanılmamış, imar ve ihya edilmemiş, sınırdaki devlet ormanını devamı niteliğindeki yerlerden olduğu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği, bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenip, kadastro dışı bırakılan ve tesbit tutanağı düzenlenmeyen bölümle ilgili davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, çekişmeli parselin oran niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, çekişmeli 90 sayılı parselin batısında bulunan ve kadastro tesbit tutanağı düzenlenmeyen bölümle ilgili görevsizliğe karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen...
Yukarıda belirtildiği gibi dosya kapsamından davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi de zorunludur....