Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin iptali talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK' nın "Temyiz Edilemeyen Kararlar" başlıklı 362. maddesine göre, bölge adliye mahkemelerinin "kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4. maddede gösterilen davalar ile (23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu' ndan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar" hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Açıklanan kanun maddeleri ve davanın niteliğine göre, temyiz istemine konu davanın temyizi kabil olmayan davalardan olduğu belirlenmiş ve belirlenen bu sonuca göre davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir....
ORMAN KANUNU [ Madde 2 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki orman sınırlamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Hakkı ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı, Hakkı ve arkadaşları tarafından, 12.11.2004 tarihinde kadastro mahkemesinde davalı Orman Yönetimi aleyhine açılan davada, aslında orman sayılan yerlerden olmayan ve Ç......Köyü 165 tahrir nolu vergi kaydı kapsamında bulunan taşınmazın, orman kadastro komisyonunca; yanlışlıkla orman sınırlan içine alındığını, işlemin iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasını istemişlerdir. Mahkemece süresinde açılmayan davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine karar verilmiş, hüküm davacılar Hakkı ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca açılan düzeltmenin kaldırılması isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, .... Tarsus Kadastro Müdürlüğü tarafından 23.10.2012 tarih ve 2391 sayılı kararı ile ..... Köyü 115, 116 parsel ve .... Köyü 2 parselde Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 20.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir. Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir....
İkinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi “Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.” hükmünü havidir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir. Kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında yapılan teknik bir hata sonucu taşınmazlar arasında binmeler meydana gelmesi ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” halini değil, aynı yasanın 41. maddesinde düzenlenen teknik hata halini oluşturur....
İnceleme konusu karar, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre yapılan düzeltmenin kaldırılması istemine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğü'nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca talep üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ... A.Ş. adına kayıtlı olan 37 ada 14 parsel sayılı 567.19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 564.18 metrekare yüzölçümlü olarak, tapuda davalılar ... adına kayıtlı olan 37 ada 108 parsel sayılı 459.26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 455.08 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ..., yapılan düzeltmenin hatalı olduğu iddiasına dayanarak işleminin iptali için dava açmıştır....