Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Şikayetçiye satış ilanının bizzat tebliğ edildiği, kıymet takdirine karşı raporun tebliğinden sonra davacı tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediğinden kıymete yönelik şikayeti ihalenin feshi davasında dinlenmez. Davacının, ihaleye katılanların danışıklı olarak bulundurulduğu ve ihaleye katılmak isteyenlerin engellendiği iddiası yönünden, 6100 Sayılı HMK'nın “Dava Dilekçesinin İçeriği” başlıklı 119/1- e-f maddesine göre; davacı, dava dilekçesinde, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorundadır. İİK. 18 maddesine göre İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır....
Yasanın bu amir hükmünden anlaşılması gereken, kıymet takdirine itiraz eden şikayetçinin en az mahkeme yasal yolluğunu yatırması, eksik miktarın ise verilen kesin süre içerisinde tamamlanması gerektiğidir....
, satış ilanının ne müvekkiline, ne de vekili olarak tarafına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takip dosyasında yapılan tebligatların usulsüz ve eksik olduğunu, müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığı gibi, tapudaki tüm ilgililere de yapılan tebligatların eksik ve usulsüz olduğunu, salt usulsüz tebligat nedeniyle bile ihalenin feshini talep etmekte hukuki yararın bulunduğunu, satılan malın esaslı niteliklerinde hata edildiğini, kıymet takdirine itiraz davasında alınan bilirkişi raporu ile satış ilanında belirtilen özellikler arasında farklılık bulunduğunu, satış ilanında ve kıymet takdir raporunda ihale edilecek taşınmazın net ölçülerinin belirtilmesi gerektiğini, taşınmaz bilgileri girilmeden düzenlenen açık artırma tutanaklarının usulüne uygun olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, '' Dava, Tatvan İcra Müdürlüğünün 2015/2096 esas sayılı dosyasında kıymet takdirinin usulsüz olarak tebliğ edildiği iddiasıyla, öğrenme tarihi olan 13/03/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek icra dosyasına ilişkin "icra memur muamelesinin şikayeti" davasıdır. İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1894 KARAR NO : 2022/1982 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2021/618 ESAS, 2022/316 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ-BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/618 Esas, 2022/316 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 17....
Davacı-borçlu vekili tarafından satış ilanı tebligatı da dahil olmak üzere icra takip dosyasındaki tüm tebligatların usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de; kıymet takdirine itiraz davasında davacı - borçlu şirketin vekil vasıtasıyla tebliğ edildiği, kıymet takdirine itiraz davasında verilen ilamın takip dosyası içerisine girmiş olduğu, kıymet takdirine itiraz davasında davacı borçlu şirketi temsil eden Av....
Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının kabulüne, davacıya gönderilen icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ tarihinin 28.12.2020 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Ömer Eyyüpoğlu'na tebliğ edilen kıymet takdir raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabii olduğu, kıymet takdir raporunun 05/09/2018 tarihinde tebliğ edilmesiyle kıymet takdiri ve haczedilmezliğe yönelik şikayetin 12/09/2018 tarihine kadar yapılması gerekeceği, iş bu şikayetin ise 05/10/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin tekrarı ile usul ve yasaya aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....