Taşınmazın tapu kaydından, mahkemenin kabulünden ve takip dosyası içeriğinden de anlaşılacağı üzere, borçlu şikayetçinin taşınmaz kaydına işlenen son haczin 17.08.2018 tarihli olduğu ve dava tarihi itibariyle, bu haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen bir 103 davetiyesi bulunmadığı, şikayetçiye, icra dairesince yapılan kıymet takdirine ilişkin raporun 18.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu suretle şikayetçinin bu tarihte hacizden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, buna göre şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra olduğu görülmekle, meskeniyet şikayetinin süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...
tebliğ işleminin usulsüz olduğu, kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayetinin kabulü gerektiği ve kıymet takdiri raporu tebliğ tarihinin 11/02/2019 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda davacının meskeniyet şikayetinin süresinde yapıldığının kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporuna göre davacının haline münasip daireyi 205.000....
İcra Mahkemesi'nin 19/06/2015 tarih ve 2014/891 E. 2015/272 K. sayılı ek kararının meskeniyet şikayeti yönünden kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, borçlunun meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda, borçlunun haline münasip ev değerinin yöntemince tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 28.10.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 27.11.2013 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 27.01.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....
Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas - 2020/466 Karar sayılı dosyası ile sabit olduğunu, AYM'nin emsal kararı gereği şikayet hakkı bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerinin aile konutu olarak kullandığı taşınmazının haczedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; somut olayda; şikayetçi-muris ...'un icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olmayıp, diğer taraftan, borçlu hakkındaki takip ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olup meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağından yerel mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1881 KARAR NO : 2022/325 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÜZCE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/10/2021 NUMARASI : 2020/498 ESAS 2021/645 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça, Düzce 5....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Davacının dava dilekçesindeki tüm iddialar aşağıda değerlendirilmiştir, 1- Kıymet Takdirine itiraz ; Davacı tarafından icra dairesinin aldırdığı bilirkişi raporuna itiraz edilmesi ile İstanbul Anadolu 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/745 Esas - 2022/53 Karar sayılı ile kıymet takdiri kesin olarak belirlenmiştir. Kıymet takdirine süresi içerisinde itiraz eden davacı ihalenin feshinde de kıymet takdirine itiraz etmesi halinde ihalenin feshinde tekrar kıymet takdiri yapılır. Bulunan değer muhammen bedelden yüksek çıkması halinde ihale feshi sonucu doğar. Somut olayda muhammen bedel 83.900.000,00 TL olarak tespit edilmiştir....
konulmuş olduğunu, ancak, bu haczin öğrenildiğine dair kayıt olmadığından kanuni itiraz süresinin başlamadığını, 103 davetiyesinde mesken olarak kullanılan taşınmaza haciz konulduğuna dair kayıt bulunmadığından meskeniyet şikayeti süresinin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, ayrıca, dava dilekçesinde 3 ayrı icra dosyası için şikayette bulunduklarını, sadece 2019/6387 esas sayılı dosya için karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Ayrıca borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi taşınmazın hisseli olması da meskeniyet şikayetinde bulunmaya engel değildir. Buna göre tüm dosya kapsamından, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucu ulaşılan bilgiler, davacının 2 tane özürlü çocuğu bulunması nedeniyle insani yaşam koşullarının sağlanması için 3+1 evin haline münasip olarak değerlendirilmesi, dosya arasındaki davaya konu taşınmaza ait fotoğraf ve bilgiler, davacının taşınmazdaki hissesi için tespit edilen rayiç değer, davacının Nazilli ilçesinin mütevazı semtlerinde haline münasip ev alabileceği değer olarak belirlenen değer gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazın yasada ifadesini bulan şekliyle davacının haline münasip evi olarak kabul edilmesi yerinde değerlendirilmiştir....
Somut olayda, davacıya 103 örnek haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun 05/07/2019 tarihinde, Söke İcra Müdürlüğünün 2018/716 Tal. sayılı dosyasında düzenlenen satış ilanının ise 06/08/2019 tarihinde Arslanyaylası Mah., Arslanyaylası Sok., No:137, Söke/Aydın adresinde TK'nın 16. maddesi uyarınca davacıya tebliğ edildiği, davacı adına tebligatı teslim alan kardeşi Mehmet Uysal'a ise kıymet takdir raporu ve satış ilanının Arslanyaylası Köyü, No:3, Söke/Aydın adresinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ile kardeşi Mehmet Uysal'ın aynı konutta oturmadığı, dolayısıyla, davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, takip dosyası kapsamında davacının haczi daha önceki bir tarihte öğrendiğinin iddia ve ispat edilmediği anlaşıldığından, meskeniyet şikayeti yasal süresindedir....
, bu durumda meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....