bedelin de hatalı hesaplamayla bulunduğu, verilen kararın kesin olduğu ancak ihalenin feshi davasında da itiraz edilebileceği belirtilmiş ise de, kıymet takdirine ilişkin verilen kararın kesin olduğu tekrar incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı, taşınmazın nitelikleri ve özelliklerinin hatalı gösterildiği, bu durumun kıymet takdirine de etki ettiği, bu nedenle yeniden keşif yapılıp rapor alınması gerektiğini fesih ve istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de; satışa hazırlık işlemlerine yönelik olarak süresinde şikayet yoluna başvurulmaması halinde, bu hususların ihalenin feshi davasında incelenmesinin mümkün olmadığı, davacıya yukarıda açıklandığı üzere satış ilanının usulüne uygun olarak TK'nın 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davacının kendisi bakımından kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir şikayet ve istinaf nedeni olmadığı gözetildiğinde, kıymet takdiri raporu tebliği ve her halükarda satış ilanı tebliği üzerine süresinde şikayet ve itiraz yoluna başvurulmayan bu hususların ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkün değildir....
Mahkemece daha önce ihalenin feshi şikayetinin reddine, şikayet edenin ihalenin feshi bedeli olan 250.000,00 TL'nin %10'una tekabül eden 25.000,00 TL para cezasına mahkum edilmesine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Sayılı emsal içtihadında özetle;"Her ne kadar kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilen karar kesin ise de; taraflarca kıymet takdirine itiraz edildiğinden ve ihalenin feshi aşamasında borçlu tarafından kıymete ilişkin itiraz ileri sürüldüğünden, taraflarca icra mahkemesine yapılan kıymet takdirine itiraz başvurularının incelenmesi gerekmektedir." denilmiştir. " Davacı süresinde kıymet takdirine itiraz talebinde bulunduğundan, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edebilir. "(Y.12.HD. 2021/390 E. 2021/2267 K.) Y.12.HD.nin 2021/2834 E. 2021/4142 K....
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında; 1-İhaleye fesat karıştırılmış olması, 2-Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4-Alıcının taşınmazın veya taşınırın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır. Somut olayda, mahkemece, şikayetçi ...'nin kıymet takdirine itiraz davasında taraf gösterilmediği, hükme ve satışa esas alınan kıymet takdiri raporundan haberdar edilmediği, karşı dava hakkını kullanmasının engellendiği hallerinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, ...'in de ...'ye bağlı olarak hukuki haklarının zarar gördüğü gerekçeleri ile ihalenin feshi isteminin kabul edildiği görülmektedir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü yukarıda açıklanan fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır. Kaldı ki, satış ilanı şikayetçiye bizzat tebliğ edilmiş olup, bu tarih itibariyle taşınmazın kıymetine muttali olmuştur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kıymet takdirine yönelik ihalenin feshi sebepleri haricindeki sebeplerin taşınmazların muhammen bedelinin üzerinde satılması nedeniyle zarar unsurunun istisnalarından olmadığı, davacı vekili tarafından icra dosyasına vekalet sunulduğu ve satış ilanının aynı vekile e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği, 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine yönelik itiraz ve sair hazırlık işlemleri şikayet yoluyla mahkeme önüne getirilmediğinden artık ihalenin feshi davasında bu hususların dinlenilmesinin mümkün olmadığı, yapılan ihalede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, taşınmazların ipotek bedelinin üzerinde satıldığı, kaldı ki, ipotek alacaklısı tarafından ipotek bedelinin altında satışa muvafakat edildiği, kıymet takdirinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde ihalenin gerçekleştirildiği, taşınmazların muhammen bedelin üzerinde satılması nedeniyle mahkemece zarar unsuru gerçekleşmediğinden...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi istemine ilişkindir. İİK'nın 128/a maddesi, "kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler ..." hükmünü içermektedir. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup, istinaf edilemez. İİK'nın 128/a-2 maddesi uyarınca, kesinleşen kıymet takdiri için 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür....
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddine ilişkin icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Somut olayda; davacı borçlu T1 tarafından süresinde kıymet takdirine itiraz edildiği, davacı şirket tarafından da kıymet takdirine itiraz edilmiş ve mahkemece incelenerek karar verilmiş ise de, davacı şirkete kıymet takdiri raporunun 06/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden itibaren 7 günlük süreden sonra 16/03/2020 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettiği, dolayısıyla davacı şirketin süresinde yaptığı kıymet takdiri itirazının olmadığı, bu durumda davacı şirket yönünden kıymet takdiri kesinleştiğinden daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini isteyemeyeceği açıktır. İstanbul Anadolu 20....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. "(Y.12.HD. 2021/11703 E. 2022/400 K.) Somut olayda; şikayetçiye kıymet takdiri raporunun 11.03.2015 tarihinde tebliği edildiği, şikayetçinin 13.03.2015 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettiği, kıymet takdirine itiraz yargılamasında alınan 30.11.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu esas alınarak 89 P. sayılı taşınmazın değerinin 13.03.2015 tarihi itibarıyla 470.000,00 TL olarak belirlendiği, anılan bilirkişi heyeti raporunun 01.12.2015 tarihinde şikayetçi tarafa tebliğ edildiği, şikayetçi vekilinin 03.12.2015 tarihli duruşmada bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini bildirdiği , satışın kıymet takdirine itiraz üzerine verilen kararda belirtilen 470.000,00 TL esas alınarak gerçekleştirildiği görülmüştür....
Somut olayda, şikayetçilerin şikayet dilekçelerinde, diğer fesih nedenleri yanında, kıymet taktir raporunun tüm ilgililere tebliğ edilmediğini, muris İbrahim Şahin'e çıkartılan kıymet taktir raporunun muhtara yapıldığını ve haber kağıdı yapıştırılmadığını, satış ilanının tüm ilgililere tebliğ edilmediğini, tebligatların usulüne uygun olmadığını ileri sürerek iki adet taşınmaza ilişkin ihalenin feshi isteminde bulundukları, ilk derece mahkemesince ihalenin feshi talebinin reddine karar verildiği,şikayetçilerin borçlu murise yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmaları üzerine istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi'nce, adı geçen borçlu murise gönderilen kıymet taktir raporunun Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi ve satış ilanının tebligatının da Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Yönetmeliğin 30/1 maddeleri gereğince usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir....