Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir....
Zira aracın ayıplı olduğunu iddia etmektedir. Oysaki mahkemece resen seçilen ve Yüksek Yargıtay'ın emsal kararları doğrultusunda otomotiv konusunda uzman, akademik kariyere haiz bilirkişi heyeti tarafından aracın adliye otoparkında yapılan tespiti ve dosya kapsamındaki belgelere göre tanzim edilen raporla; aracın ayıplı olmadığı, ancak davalı T9 tarafından verilen servis hizmetinin ayıplı olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca bilirkişi raporuyla davacının inceleme anında araçta hali hazırda herhangi bir sorun olmadığının beyan edildiği tespiti de yapılmıştır. Davacı her ne kadar istinaf dilekçesinde 6502 s....
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ve 27/08/2019 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir: Her ne kadar davacı tarafça, davalıya iki adet ve her biri 37.500 litre kapasiteli, 304 krom nikel paslanmaz çelik modüler su deposu ve depo altı plastik kaidelerinin teslim ve montajının yaptırıldığı, alınan mal ve hizmetin ayıplı olduğu ileri sürülerek tazminat talebinde bulunulmuş ise de; ayıplı bir mal veya hizmetten bahsedilebilmesi için su depolarının (tanklarının) teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması yada objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye veya teklifnameye aykırı olması, yahut gerçekleştirilen monte işleminde yanlışlık, hata veya eksiklik gibi bir durumun bulunması gerekir....
O halde bağlı kredi kullandıran davalı kredi veren Banka’nın da, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, az yukarda açıklanan hususlar göz ardı edilerek ve herhangi bir gerekçe de belirtilmeden, davalı Banka hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Taraflar arasındaki satış sözleşmesinin eki niteliğinde olan mahal listesinde, bloklarda yapılması taahhüt edilen yangın alarm sistemi ve springler sisteminin yapılmadığı anlaşılmakta olup, davacı eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğramış olduğu zararını talep etmekte haklıdır....
Bu açıklamalar ışığında; somut olay değerlendirildiğinde, ilk derece yargılama makamınca doğru değerlendirme ile dava konusu otomobilde davalı şirket tarafından verilen ayıplı hizmet nedeniyle oluşan 1.485,00.-TL değer kaybının tazmini hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği tefhim edilmiş ve yukarıda açıklanan şekilde ve kanunun öngördüğü biçimde ayıplı hizmet sunmuş olan davalıdan bu ayıplı hizmet nedeniyle oluşan değer kaybının tazminine karar verilmiş iken, esasında davacının talebi hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilmiş olmasına rağmen yanlış olarak, bu “kabulü” bir “kısmi kabul” olarak değerlendirmek suretiyle hükmün ferileri niteliğindeki yargılama giderlerinin de bu “kısmi kabul” mantığına uygun olarak oluşturulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir....
Mahkemece verilen kararı,davalı vekili istinaf etmiştir. 1-Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazlar nazara alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi raporunda, müvekkillerine tebliğ edilmeyen faturaya istinaden icra takibi yapılamayacağını, hizmet ediminin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle ödemezlik de’fi uyarınca karşı edimin ifasından kaçınılabileceğini, ayıplı ifaya sebebiyet veren davacının kusurlu hareketi neticesinde müvekkillerin uğradığı/uğrayacağı tüm zararlardan davacının sorumlu olması gerektiği ve İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/42 E....
Mahkemece verilen kararı,davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazlar nazara alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi raporunda, müvekkillerine tebliğ edilmeyen faturaya istinaden icra takibi yapılamayacağını, hizmet ediminin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle ödemezlik de’fi uyarınca karşı edimin ifasından kaçınılabileceğini, ayıplı ifaya sebebiyet veren davacının kusurlu hareketi neticesinde müvekkillerin uğradığı/uğrayacağı tüm zararlardan davacının sorumlu olması gerektiği ve İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/42 E....
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davaya bakmaya yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin --- Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davanın reddini talep ettiklerini, davalı müvekkili tarafından verilen hizmetin kesinlikle ayıplı ve eksik olmadığını, davacının ödediği hizmet bedelini geri alabilme için ortada bir ayıplı eksik hizmet ifası var gibi algı yaratmak istediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır. DELİLLER *Davacı ve davalının ------kayıtları, *---------müzekkere cevabı, *Tüm dosya kapsamı İNCELEME VE GEREKÇE : Dava Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası olduğu anlaşılmaktadır....
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....