İlk derece Mahkemesince; davacı tarafından davalıya farklı tarihlerde toplam 29.500,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davacının, davalıdan hizmet alamadığı, aldığı hizmetin ise ayıplı olduğu ve ayıbın ihbarının ise dosya içerisindeki yazışmalara göre süresinde ve Kanuna uygun olduğu, davalının 06/02/2017 tarihli ihtar ile temerrüde düştüğü gerekçelerine istinaden davanın kabulüne, 29.500,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, hizmetin ayıplı olduğundan bahisle feshedilen sözleşme kapsamında ödenen bedelin faizi ile tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 345. maddesi gereği istinaf yoluna başvuru süresi iki hafta olup, bu süre ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sanayi sitesi içindeki kooperatif üyesi esnafların işyerlerinde biriken ve çöp toplama alanlarına bırakılan çöplerin toplanıp uzaklaştırılması işinin davalı tarafından davacı şirkete verildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin hem istisna akdi hem taşıma sözleşmesi hem de vekalet akdinin unsurlarını taşıyan bir karma sözleşme olduğu, davalı taraf bir kısım hizmeti aldığını ikrar edip kısmi ödeme yaptığı, bakiye kısım yönünden hizmetin sözleşmeye uygun biçimde yerine getirilmediğini iddia ederek ihtarname çektiği, böylelikle ayıplı ifa ihbarının zamanında karşı tarafa yöneltildiği, kısmi kamera kayıtlarına göre davacı şirketin ... günlük periyotta sadece ... gün çöp toplamaya geldiği, davalı tanıklarının da hizmetin eksik ve yetersiz verildiğine ilişkin beyanları karşısında davacı şirketin çöp toplama işini hakkıyla yerine getirip, sözleşmeye uygun davrandığının kabul edilemeyeceği, hizmetin hiç alınmadığı ileri...
Dosya içeriğinde yer alan biligi ve belgelerden, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davacının davalıdan su baskınının meydana geldiği tarihten 1 yıl önce çamaşır makinesi aldığı, davalı tarafça kurulumu yapılan çamaşır makinesinin hortumun patlaması sonucu davacının evinde su basmasına dayalı hasar oluştuğu, su patlamasının sebebinin hatalı montaj olduğu belirlenmiştir. 6502 sayılı yasanın ayıplı hizmetten sorumluluğa ilişkin 14 üncü maddenin 1 inci fıkrasında; sağlayıcının, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 6502 sayılı yasanın 15. Maddesi; "(1)Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşme kapsamında vermesi gereken hizmeti sunmadığını, sözleşme başlangıcında 3 aylık geliştirme sürecinde hiçbir işlem yapılmadığını, yeterli eğitimi sağlamadığım, davalının kurduğu sistemin tam olarak çalışmadığını ve verilen hizmetin ayıplı olduğundan hareketle davanın reddini ve davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....
Her ne kadar, kredi sözleşmesinde malın teslim alındığına ilişkin tüketici imzası bulunduğundan bahisle dava reddedilmiş ise de, adı geçen sözleşme kredi sağlayan kuruluş tarafından ürünün tesliminden önce matbu olarak hazırlanıp, tüketiciye imzalattırıldığı açıktır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı 2011/6195-14088 malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. ...Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir. ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 20/01/2020 tarih ve 2019/1698 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararı) Dosya kapsamına göre, davalının sistemi 30/01/2014 tarihinde test edip çalışır durumda teslim almasından sonra makul süre içerisinde davacıya "hizmetin eksik ve ayıplı alındığına" dair bir ihbarda bulunmadığı, davalının 18/02/2014 tarihinde davacıya gönderdiği e-postanın sadece bazı kameraların çalışmadığına ilişkin olduğu, hangi mal veya hizmetin hangi tutarda ayıplı olduğuna dair herhangi bir tespit yaptırmadığı anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasındaki Satış ve Teknik Hizmet Sözleşmesi nedeni ile davacının davalıya verdiği hizmet karşılığında davalıdan alacaklı olup olmadığı, sözleşme kapsamında davacının edimlerini sözleşmeye uygun olarak süresinde yerine getirip getirmediği, verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6100 sayılı Kanun'un 23 üncü ve 94 üncü maddesi. 3....
ifasını talep edemeyeceklerin açık olduğunu, otelin o sırada kendilerini odalarına yerleştirmek gibi bir yükümlülüğü olmadığı gibi, otelin icabı ve davacı tarafın kabulüyle başkaca iki oda için gecelik 979,00- TL üzerinde anlaşıldığını, sözleşmeden dönme ve bedel iadesinin yasada aranan koşulların oluşmadığını, davacı tarafın, rezervasyon yaptırdıkları oda ile kendilerine sunulan odanın farklı olduğunu iddia etmiş ise de, bu iddialarının haksız olduklarını, davacı tarafa kendilerinin rezervasyon yaptırdıkları oda gibi olan, otelin en kaliteli odalarından 4203 numaralı rezidans tipi villanın sunulduğunu, davacı tarafın hizmetin gereği gibi ifa edilmediğini, ayıplı hizmetin varlığını iddia etmekteyse de, objektif açıdan hangi kriterlerin eksik olduğunu dahi söylemediğini, hizmetin ayıplı ifa edildiğine ilişkin hiçbir delili de mahkemeye sunmadığını, davacıların hiçbir somut ve yazılı delile dayanmayan sadece soyut, haksız ve mesnetsiz ayıplı hizmet iddiası ile gerçeklikten uzak bir adet...
Davalı taraf, davacı tarafça sunulan hizmetin sözleşmeye uygun olmadığını, yetersiz olduğunu ileri sürmüş ise de hizmetin hiç sunulmadığını iddia etmemiştir. Bu kapsamda davalı tarafça hizmetin eksik ya da ayıplı ifa sebebiyle davalıya bir ihtarname çekilerek sözleşme feshedilmiştir. Ancak söz konusu ihtarnamede, ileri sürülen hususların eksik ya da ayıplı ifayı ifade ettiği belirli bulunmadığı gibi karşı taraftan bir talepte bulunulmadığı, zararın ne olduğunun bildirilmediği, sözleşmenin feshi yoluna gidildiği görülmektedir. Davalı tarafça ileri sürülen hususlar ve anılan ihtarname içeriği davacı tarafça ifa edildiği anlaşılan ve davalı tarafça ticari defter ve kayıtlarına işlenmekle fatura içeriği kabul edilen alacağının ödenmemesi için haklı bir gerekçe ortaya koymamakta olduğundan davalının takibe yönelik itirazının yerinde bulunmadığı ve iptalinin gerektiği sonucuna varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....