TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, bu nedenle sosyal risk ilkesi doğrultusunda hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu, hükmedilen manevi tazminat tutarının yetersiz olduğu, müteveffanın yaşam hakkının hakkının ihlal edildiği iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin ağır hizmet kusuru halinde sorumluluğunun bulunduğu, olayın bir terör olayı olduğu ve bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat ilgili Kanunda düzenlenmediğinden sorumluluklarının bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, bu nedenle diğer tazminat dosyaları ile eşitsizliğe yol açtığı, temerrüt olmadığı için manevi tazminata faiz işletilemeyeceği iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğunun dosyadaki bilirkişi raporu ile sabit olduğu, hastanın durumu stabil olmadan sevk edildiği, nefroloji uzmanının görevinin başında bulunmaması sebebiyle gerekli tedavi işlemlerinin yapılamaması sonucunda vefat ettiği, maddi tazminat istemlerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, usul yönünden, davanın süresinde açılmadığı; esas yönünden ise, Adli Tıp Kurumu raporunda, yaklaşık bir saatlik gecikmenin ölüm olayına ne düzeyde etkisinin olduğunun bilinemediğinin belirtildiği, buna göre ölüm ile sunulan hizmet arasında nedensellik bağı kurulamadığı, olayda ağır hizmet kusuru şartı gerçekleşmediği halde aleyhlerine manevi tazminata hükmedildiği, hükmedilen tutarın fahiş olduğu, bu tazminat türüne faiz işletilemeyeceği, işletilecekse de ancak hüküm tarihinin esas alınabileceği ileri sürülmektedir....
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdare Mahkemesince, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelen olay nedeniyle oluşan maddi zararın, davacıya bağlanan vazife malullüğü aylığı ile karşılandığı gerekçesiyle 200.000,00 TL maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin 30.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, 70.000,00 TL'lik kısmının ise reddine karar verilmiş olup; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararıyla, manevi tazminat yönünden taraflarca, maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle hükmedilen maktu vekalet ücreti yönünden de davalı idarece yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, 09.06.2011 tarihinde müvekkili ...ne kasko poliçesi ile sigortalı İstanbul il Emniyet Müdürlüğüne ait ... plakalı aracın davalının sorumluluğunda bulunan mazgalın çıkması sebebiyle trafik kazasında hasar gördüğünü, davalının hizmet kusuru işlediğini, sigortalıya 2.896,00 TL tazminat ödendiğini, sigortalısının halefi olarak anılan bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, uyuşmazlığın idari yargıda görülmesi gerektiğini, mahkemenin görevli olmadığını, davanın reddini istemiştir....
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, ''Yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu düzenlemeyle, idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmayan terör olaylarında ödenebilecek maddi tazminat tutarının gösterildiği, genel hükümlere dayalı maddi tazminat isteminde bulunulmuş olsa dahi maddi tazminat hesabında 5233 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği açıktır....
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu düzenlemeyle, idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmayan terör olaylarında ödenebilecek maddi tazminat tutarının gösterildiği, genel hükümlere dayalı maddi tazminat isteminde bulunulmuş olsa dahi maddi tazminat hesabında 5233 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği açıktır....
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, TTK'nın 1472. maddesi kapsamında hizmet kusurundan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı nezdinde genişletilmiş kasko sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan 34 XX 486 plakalı aracın 08/07/2017 tarihinde, karayolundaki mıcır yığınına çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında hasarlandığı; davacı tarafça sigortalısına hasar tazminatı ödendiği, işbu davada, davacı tarafça hizmet kusuru nedeniyle davacıdan TTK'nın 1472. maddesi kapsamında rücuen tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda verildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır....
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: A) İdare Mahkemesi Kararının; Davacılardan ... ve ...'ın Maddi Tazminat İstemlerinin Reddi, Manevi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulü, Davacılardan ..., ..., ...'ın Maddi Tazminat İstemelerinin Reddi, Manevi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi ile Davacılar ... ve ...'...
hizmet kusuru iddiasına dayanılmamıştır.Hal böyle olunca ... yönünden yine müteselsil sorumlulukları bulunan sürücü ve sigorta şirketi ile birlikte davanın adli yargıda bakılarak işin esasına girilip tarafların delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....