WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu düzenlemeyle, idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmayan terör olaylarında ödenebilecek maddi tazminat tutarının gösterildiği, genel hükümlere dayalı maddi tazminat isteminde bulunulmuş olsa dahi maddi tazminat hesabında 5233 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği açıktır....

    Buna göre, silah taşıma ruhsatı olmayan kişilerin bu silahlarla kamu binalarına girmesine engel olunacak sistemin kurulmamasının kanuna aykırılık ve dolayısıyla hizmet kusuru teşkil edeceği açıktır....

      İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Tazminat hukukunda asıl olan, ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması olup, hizmet kusuru nedeniyle idarenin sorumluluğuna gidebilmek için ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması şarttır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 18/12/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen 15/08/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Yargı yolu sorunu, öncelikle irdelenmelidir. Dosya kapsamından, davalı köy muhtarlıkları tarafından yaptırılan yol çalışması sırasında davacının taşınmazına ve ağaçlarına zarar verildiği ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır....

          Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, ''Yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu düzenlemeyle, idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluğu bulunmayan terör olaylarında ödenebilecek maddi tazminat tutarının gösterildiği, genel hükümlere dayalı maddi tazminat isteminde bulunulmuş olsa dahi maddi tazminat hesabında 5233 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği açıktır....

            Her ne kadar davacı, emekli ikramiyesinin davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle 5 yıl 5 ay sonra ödendiğini, mahkemece bu gecikmeye karşın hükmedilen Yasal faizin gerçek zararını karşılamadığını, bu nedenle hizmet kusurundan kaynaklanan … lira zararının yasal faiziyle birlikte tazminini istemekteyse de; mahkemece, emekli ikramiyesinin geç ödenmesi nedeniyle hükmedilen yasal faiz davacının bu döneme ilişkin zararının karşılanmasına yönelik olup aynı dönem için ayrıca bir zararın tazmini mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla davayı reddeden İdare mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde bulunmaktadır. Açıklanan nedenle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uygun bulunmayan temyiz isteminin reddine, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yazılı gerekçeyle onanmasına 19.10.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkili idareye, yürüttüğü kamu hizmetini nedeni ile hizmet kusuru atfedildiğini, hizmet kusuru nedeni ile açılan davaların ise idari dava niteliğinde olduğunu, hal böyleyken davacı tarafın kamu kurumu olan müvekkili idareyi hizmet kusuru nedeni ile adli yargıda dava etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacının davasını idari yargıda açması gerekirken adli yargıda açmasının usul ve yasaya aykırı olup davanın görevsizlik nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın İSKİ, İGDAŞ, AYEDAŞ, TELEKOM gibi alt yapı hizmetlerini yürüten kurumların bilgisine başvurmadan müvekkili idareye tazminat davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, yine dava konusu olayın gerçekleştiği yerin ana arter olması durumunda belediyenin sorumluluğu bulunmadığını, diğer yandan hasar bedelinin ve kusur oranının tarafsız ve uzman bilirkişilerce yapılması gerektiğini, davacı...

                TL, … için 26.904,87 TL, … için 13.355,24 TL olmak üzere toplam 160.256,43 TL maddi zararın davalı idarece yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği, dava konusu olayda, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle davacıların eşi ve annelerini kaybetmeleri sonucu ağır elem, üzüntü, sıkıntı duydukları, davacılardan … için takdiren 20.000,00 TL, çocuklar … ve … için (ayrı ayrı) 30.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminat istemlerinin karşılanması, fazlaya ilişkin talebin ise reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacıların toplam 160.256,43 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, toplam 80.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir....

                  Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....

                    Davacı, davalıların doktor olduklarını, dava dışı hasta hakkında uygulanan hatalı tedavi nedeniyle dava dışı hasta tarafından hizmet kusuru nedeniyle açılan tazminat davası neticesinde dava dışı hastaya tazminat ödendiğini, ameliyatı yapan doktorun tam kusurlu olduğunu, yapılan ödemenin davalılardan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek rücuen tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davalı ...’e yönelik açılan davadan feragat ettiklerini bildirmeleri üzerine mahkemece, bu davalı yönünden ise davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalıların doktor oldukları, dava dışı hastanın kamburluk, bacakta uyuşma ve yürüme güçlüğü nedeniyle ......

                      UYAP Entegrasyonu