O halde mahkemece yapılacak iş, davacının talepleri arasındaki çelişki giderildikten sonra davacının talebi sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik ise öncelikle 01/06/1990 tarihinde davacı adına Kuruma verilmiş ilk işe giriş bildirgesinin varlığını araştırmak ve yok ise hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğini tartışmak, davacının talebi aidiyet tespitine yönelik ise davacı T1 ağabeyi Hasan Gürbüz'ün sigorta sicil numarası üzerinden tespiti yapılan çalışmalarının kendisine aidiyetini istediği gözetilmek sureti ise, aidiyet tespiti talebi yönünden işi esasına girilerek gerekli araştırmalar yapıldıktan hasıl olacak sonucuna göre yeniden bir karar vermekten ibarettir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/151 Esas, 2011/155 Karar sayılı davacı murisinin hizmet tespiti istemli dosyasının incelenmesinde, ...’ya ait hizmet döküm cetvelinde 1975/3. dönemde 30 gün bildiriminin bulunduğu, murise ait iş bu dosyada bulunan hizmet döküm cetvelinde ise 1975/3. dönemde 30 gün bildirimin ...’ya ait olduğunun belirtildiği anlaşılmakla her iki hizmet döküm cetveli arasındaki çelişkinin nedeni araştırılmalı, ... ve ... isminde başka bir kişi olup olmadığı Nüfus Müdürlüğü'nden ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden sorulmalı, davacı murisinin anılan dönemdeki çalışmasını bilebilecek tanıkların bulunması halinde beyanlarına başvurulmalı, aidiyet tespiti istenen çalışmaların, gerçekte kime ait olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra, elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir....
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Davacı, Türk vatandaşlığında geçen yurtdışı hizmetlerinin borçlanabileceğinin tespiti ile hizmet döküm cetvelinde yer alan "... ....." isminin "..." olarak düzeltilmesi ve hizmetlerin kendisine ait olduğunun tespitini talep etmiş Mahkemece, yargılama sırasında davalı Kurum tarafından çalışmalar davacıya mal edildiği gerekçesiyle aidiyet yönünden konusuz kaldığına, borçlanma yönünden isteğin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mensucat Fabrikası ....ve kardeşleri Koll.Şti.nezdinde çalıştığının tespitine, 2- 30/03/1967- 16/04/1967 tarihleri arasında çalışma sürelerinin tespiti mümkün olmadığından bu tarihler arasındaki davacının talebinin reddine," karar verilmişse de bu sonuca hatalı değerlendirme ile varılmıştır. Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Öte yandan HMK'nun 26. maddesi uyarınca hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan başkasına veya fazlasına hükmedemez. Somut olayda; davacının talebi aidiyet olduğu halde taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek hizmet tespitine karar verilmesi hatalıdır. Kaldı ki aidiyet davalarında davalı kurum dışında davalı işverenlere husumet düşmez....
Mahkemece, davacı tarafça ... adına yapılan hizmet bildirimlerinin tarafına aidiyetinin iddia edilmesi halinde yöntemince husumet yöneltilmesi için süre verilmeli, Kurumdan ... adına yapılan 01.05.1984 işe giriş tarihi itibariyle 18 gün hizmet bildiriminin yaşlılık aylığı bağlanması için kullanılıp kullanılmadığı, bu hizmetin davacıya mı yoksa ...’a mı ait kabul edildiği sorulmalı, Kurumdan dava konusu edilen işyerine ait tüm belgeler getirtilmeli, özellikle işe giriş bildirgesi olup olmadığı sorulmalı, bahsi geçen ... dinlenmeli, bordro tanıkları resen seçilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylece aidiyet tespiti istenen çalışmaların gerçekte kime ait olduğu, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde yöntemince araştırılarak ortaya konulmalı, tüm bu hususlar aydınlığa kavuşturulduktan sonra varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir....
Dava, aidiyet ve tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak davanın kabulüne ve hizmet tespiti hakkından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
Başkanlar Kurulu'nun 09.02.2012 günlü kararı uyarınca “hizmet tespiti” ile birlikte işçilik hakları istemi ile ... Kurumu ve işveren aleyhine açılan dava sonunda verilen kararların temyiz incelemesi ... 21. Hukuk Dairesi'ne verilmiştir. Dava dilekçesindeki davalı ... Kurumu ve davalı şirket aleyhindeki; A)01.08.2005 – 29.12.2011 dönemine ilişkin kuruma eksik bildirilen hizmetlerin gerçek ücreti üzerinden tespiti, B) Teminat amacıyla verilen senetlerin iptali, C) Kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti işçilik alacaklarının tahsili talepleridir. Hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacakları taleplerinin temyiz incelemesinin 21. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Aksi düşünülse dahi dosya ... 22. Hukuk Dairesi'nin esasına ait olup bu daire tarafından 12.11.2012 gün ve 2012/26352-24920 E.K. sayılı karar ile aidiyet kararı verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın temyiz incelemesi ... 21. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girmektedir....
Hukuk Dairesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Hizmet tespiti talebi ile iki farlı sicilde geçen hizmetlerin birleştirilmesinin ve kurum işleminin iptalini istemiyle açılan davada istemine ilişkindir. II-CEVAP: Kurum kayıtlarında ... sigorta sicil numarasında; ... oğlu 10/10/1944 doğumlu ... nüfusuna kayıtlı ... ve ... sigorta sicil numarasında ise ... 1933 doğumlu ...'...
Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, ihtilafa konu süredeki hizmetin kime ait olduğunun resen araştırma ile saptanması gereklidir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, 1960-1961 tarihleri arasındaki hizmetin tespitini talep etmiş; Mahkemece, davacı adına sigorta sicil numarasız olarak bildirilen 1960 Mart ayında 10, 1960 yılı Nisan ayında 14 günlük sürenin tespitine karar verilmiş olup, verilen hüküm, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır....