10.03.2008 tarihli açıklamada ise hisse devrinin gerçekleştiği kanaatin oluşturulduğu, dolayısıyla yapılan açıklamalrın yanıltıcı oldukları, bununla birlikte Sermaye Piyasası Kanunu’nun 45 ve devamı maddelerinde, sermaye piyasası mevzuatına aykırılığın yaptırımı olarak cezai sorumluluk öngörüldüğü, mevzuata aykırılık nedeniyle zarar görenlerin bir tazminat talebi olması durumunda bu talebin haksız fiil hükümleri çerçevesinde değerlendirilebileceği, bu açıdan bakıldığında hukuka aykırılık, kusur ve zarar unsurlarının gerçekleştiği ancak hukuka aykırı fiil ile zarar arasında illiyet bağının olmadığı, zira davacının hisse devri öngörülen şirkette genel müdür sıfatıyla görev yaptığı, hisse piyasaları konusunda bilgili bir kişi olduğu, hisse devrinin gerçekleşmesi halinde devraldığı hisseler bakımından davalı ...'...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının devrettiğini iddia ettiği şirket hisselerinin nama yazılı fakat senede bağlanmamış (çıplak) hisse olduğu, ihraç edilmediği, davacılar ile davalılar arasında hisse devrine ilişkin yazılı bir sözleşme yapılmadığı, senede bağlanmamış ve bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinin alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu ve temlik ile çıplak payın devralana geçeceği, yazılı şekil şartına bağlı olduğu, davacı ile davalılar arasında yazılı şekilde yapılmış bir devir sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirketin nama, hamiline hisse senedi çıkarmadığı, hisselerin çıplak pay niteliğinde bulunduğu, bunların devrinin özel bir şekle tabi olmadığı, davalı şirket yönetim kurulunun devrin pay defterine işlenmesine yönelik karar aldığı, ancak karar gereğinin yerine getirmediği, davalı ...'in 450.000 çıplak payını davacıya devrettiği, devrin geçerli olup pay defterine işlenmesi gerektiği, anonim şirketlerde hisse devrinin tescil ve ilanını engelleyen hüküm bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı ...'in paylarını davacıya devrettiğinin tespitine, pay defterine yazılmasına, ticaret sicile tescil ve ilanına karar verilmiştir....
den eşit oranda satın aldığını, her iki davalı ile de noterden 07.09.2007 tarihinde hisse devri sözleşmesi yapıldığını, böylece müvekkilinin şirketteki hissesinin %33' e yükseldiğini, devre 06.09.2007 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile onay verilip şirket pay defterine işlendiğini, ancak hisse devrinin tescil ve ilanının bugüne kadar yerine getirilmediğini, ileri sürerek hisse devrinin 07.09.2007 tarihinde tamamlandığının tespitine, Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ve Ticaret Gazetesi'nde ilanına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı şirket, davalı ... ve dava dışı ........
kayıtlı olup işbu muvazaalı hisse devri ile müvekkilinin miras hakkının ortadan kaldırıldığını, işbu dava süresince, tedbir konulmasını da talep ettiklerini, tedbirin kabul edilmemesi durumunda davacı müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlarının doğacağını, davada hisse devrinin iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, işbu sebeple......
S.. arasında 23.07.2004 tarihinde 450.000 adet hissenin devri konusunda sözleşme imzalandığını, davalının hisse senetlerinin hamiline olduğunu, henüz bastırılmadığından senetlerin şirket merkezinde bulunduğunu, devrin pay defterine işleneceğini belirttiğini, devir sözleşmesinin şirket merkezinde yapılması, hisse senetlerinin devir anında şirket merkezinde bulunması nedeniyle zilyetliğin hükmen teslim yoluyla devredildiğini, 13.06.2005 tarihinde ihtarname düzenleyerek hisse devrinin pay defterine işlenmesinin istendiğini, davalının sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, 6762 sayılı TTK'nun 415. maddesine göre hamiline yazılı hisse senetlerinin teslim ile hüküm ifade edeceğini, devredenle devralan arasındaki ilişkide teslimin dahi aranmayacağını ileri sürerek, 450.000 adet hissenin davacıya ait olduğunun tespitini, ortaklığının pay defterine işlenmesini, talepleri kabul edilmediği takdirde 450.000 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
Asıl dosyada ve birleşen dosyada davalılar vekili davanın zamanaşımına uğradığını, yapılan hisse devrinin noterde düzenlendiğini ve geçerli olduğunu, davanın kötüniyetli olduğunu, hisse bedelinin ödendiğinin noter senedinde yazılı olduğunu, şirketin iki ortaklı iken davacının payınının tamamını diğer ortak davalıya devretmiş olması ve ortakların hisse devri konusunda anlaşmış olmaları sebebiyle noter evrakının ortaklar genel kurul kararı niteliğinde olduğunu, ayrıca bir genel kurula dahi gerek bulunmadığını, buna karşılık genel kurul bildiriminin ve onayının da yapılmış olduğunu, noter senedinin aksinin ispat edilemediğini, pay devrinin kanuni şartlarının gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Taraflar arasındaki anlaşmazlık: Davacı tarafından davalı ...a yapılan 17/12/2018 tarihli...Şirket Pay devrinin geçerli olup olmadığı, iptali gerektiren bir yön bulunup bulunmadığı hususlarındadır. ....
Şti'nin %5 hisse ile kurucu ortağı olduğu, 06.07.2006 tarihli noter sözleşmesi ile mevcut hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devir hususunun aynı tarihte ortaklar kurul kararıyla da sabit olduğu; ancak davacının hisse devrinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiğine ilişkin belgeye rastlanmadığı görülmüştür. Limited şirketlerde, 6183 sayılı Yasanın 35.maddesine göre,(Değişik madde: 22/07/1998 - 4369/21 md.)Limited şirket ortakları (Değişik ibare: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur....
e yapılan hisse devrinin gerçekte satış değil bağışlama olarak yapıldığı, satış akdi muvazaa nedeniyle, bağışlama ise, şekil şartları yerine getirilmediği için geçersiz olduğu gerekçesiyle, hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali ile davacı mirasçıların miras hisseleri oranında devre konu edilen hisselerin davacı mirasçılar adına ticaret siciline, bakiye kalan hissenin ise davalı adına ticaret siciline kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, muris muvazaasına dayalı şirket hisse devrinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 26/08/2021 tarihli dava dilekçesi ile; Ticari şirket hisse devir sözleşmelerinden kaynaklı alacak davalarının bir ve beş yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, hisse devrinin 24/03/2016 tarihinde yapıldığını, durumun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde hiçbir yazılı yahut sözlü talepte bulunulmadığını, beş yıllık sürenin de geçirildiğini, itirazın iptaline konu icra takibi açısından itiraz tarihi üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesi nedeniyle davanın bu yönden de reddinin gerektiğini, Adana 17.Noterliğinin 24.03.2016 tarih ve ... yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesinde; Davacı ...'un, davalı ...'...