A.Ş. vekili; müvekkil şirkette belirtilen tarihte genel kurul toplantısı değil yönetim kurulu toplantısı yapıldığını, yönetim kurulunun hisse devir sözleşmesinin kendilerine sunulması üzerine hisse devrinin kabulü kararı verdiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davalı ..., usulüne uygun tebliğ yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacının el ürünü olması, gerçekleşen hisse devrinin mevzuat hükümlerine uygun olması, davacının sözleşmenin kendi iradesini yansıtmadığı iddiasının yerinde görülmemesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
aynı baskı unsuru kullanılarak müvekkiline ait %20 hissenin davalı tarafa devrine yönelik 30.12.2010 tarihli hisse devir senedinin imzalattırıldığını, müvekkilinin hisselerinin nominal değeri 400.000,00 TL olmasına rağmen reel-net değerinin daha yüksek olduğunu, davalı tarafça, yapılan hisse devri sonrası müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, anılan hisselerin değerinin tespitini, şimdilik hisselerin nominal bedeli olan 400.000,00 TL’nin hisse devir tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra, dava dilekçesindeki talep sonucunu açıklayarak, ikrah hukuki sebebine dayalı olarak 30.12.2010 tarihli hisse devir ferağının ve aynı şekilde ikrah altında imza ettirilen önalım hakkı ve bono teslimi ile ilgili belgelerin geçersiz olduğunun tespitini; şirket hisse devrinin geçerli olduğunun kabulü halinde ise dava dışı ......
, bu durumun mülkiyet hakkını teminat altına alın Anayasa hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin tüm bilgilerinin davalı şirkette mevcut olduğunu buna rağmen davalının müvekkiline ulaşmakta ihmali bulunduğunu belirterek müvekkilinin hisse senetlerinin geçerli olduğunun tespitine, hisse senetleri oranında müvekkilinin ortak olduğunun tespiti ile kayıtlara tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde hisse senetlerinin güncel değerinin şimdilik 13.000,00 TL'sinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı ile davalı arasında imzalanan 18.01.2016 tarihli protokol devir bedelinin miktarının tespitine ve ne şekilde ödeneceğine ilişkin olduğundan geçersizlik söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle, noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesindeki bedelin muvazaalı olduğu, bunun aksinin gerek davacı tarafça sunulan ve davalı yanca da imzası inkar edilmeyen protokolle ispatlamak mümkündür. Dolayısıyla limited şirket hisse devir bedeli ve bunun ödeme şekline ilişkin sözleşmenin ayrı olarak, adi yazılı şekilde düzenlenebileceği, devir bedeline ve ödeme şekline ilişkin bu sözleşmenin hisse devir şekli olan noterde imzaların onaylamasının bir geçerlilik şartı olmadığı yüksek yargı kararında içtihat edilmiştir (Bkz. Yüksek 11. Hukuk Dairesinin 16.09.2013 T. 2012/18047 E., 2013/15799 K. sayılı kararı)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinin tespiti davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 05.07.2012 gün ve 2012/2995 Esas, 2012/4661 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, davalı kooperatif ortağı olan müvekkilinin ortaklığının davalı ...'a,...'dan da davalı ...'a devredilmiş gibi işlem görerek müvekkilinin ortaklığının iptal edildiğini, müvekkilinin hisse devir tarihinde yurt dışında olduğunu, hissesini devir etmediğini, devir belgesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, şeklen gözüken devrin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... ve ...'in davalı kooperatifteki üyeliklerinin iptali ile müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ve diğer davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....
mahkemenin bölünmenin hükümsüz ve geçersiz olduğuna karar vermediği takdirde, davalıların bölünme işlemi yoluyla ayrılan -----oluşturan bütün aktiflerin tespit ve müvekkiline devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini ayrıca diğer konularda savcılık soruşturması ve hukuk davalarının bulunduğunu 700.000,00 TL tutarındaki bir hissenin 100.000,00 TL gibi bir bedelle devredilmek suretiyle sorumluluk doğurucu işlerden maddi olarak kurtulma çabası içerisinde olunduğundan muvazzalı olduğu düşüncesiyle red kararı verildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava davalı kooperatifin 19/10/2021 tarihli genel kurulunda alınan davacının kooperatife üyelik başvurusunun reddine ilişkin kararın iptali ve ortaklığın tespiti istemine ilişkindir. Davacının dava dışı ... ...'den davalı kooperatife ait ... ada ... parsel B blok 8 numaralı dairedeki üyelik hakkının aktif ve pasifleriyle birlikte davacıya devredildiği ve bunun için Bursa 29. Noterliğinin 29/09/2021 tarihli 11312 numaralı hisse devir sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmaktadır....
ye devir edildiğini, devir karşılığında müvekkilinin herhangi bir ödeme ya da para almadığını, müvekkiline devir alan şirketçe sözleşme örneği ya da ilgili evrak, bilgi ve belge verilmediğini, bilahare ... ve ... 'bnın müvekkili ve kızı ...'a ait ortak hesaba 1.000.000,00-USD gönderildiğini, davaya konu olayla ilgili müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, ilgili soruşturmanın ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, süreç neticesinde ... ve ... 'nın ödeme yapmadıklarını, ... 17. Noterliği'nin ... ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile şirket satış sözleşmesinin bir örneği ile satış bedellerinin ödenmesi ve konu hakkında bilgi verilmesi yönünde devir alan ...A.Ş. ve devir edilen ... A.Ş.'...
gerçekleştirildiğini, ayrıca mevcut belgelere göre de devrin Kanun ve esas sözleşmeye göre geçersiz olduğunu ileri sürüldüğü, öncelikle mevcut belgelere göre devrin geçersiz sayılmasını, ancak bu yönden geçersizlik iddiası kabul edilmezse imza incelemesi yapılmasını talep ettiği, mahkemenin kabulünün aksine murisin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ve hisse devrine onaya dair belgelerde sahtecilik iddiası yönünden imza incelemesi taleplerinin de devam ettiği anlaşılmaktadır....
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin şirket hisselerinin iradesi dışında, usulsüz ve yasaya aykırı bir şekilde davalılara devredildiğinin öğrenildiğini oysa, müvekkilinin halen pay defterinde kayıtlı olup, şirket ortağı olduğunu, hisse senetlerinin fiziki olarak müvekkilinde bulunduğunu, pay defteri ve hisse senetlerinin elinde bulunmasının müvekkilinin hissedarlığının kanıtı olduğu ancak, elinde bulunan hisse senetlerinin davalılara devredilmiş olduğunun ortaya çıktığını, devir işleminin TTK'nın 416. maddesinde yer alan emredici düzenlemeye aykırı olup, geçersiz olduğunu, geçerli bir devirden söz edebilmek için ciro ve teslim şartı bulunduğunu ancak, hisse senetlerinin fiziki olarak halen müvekkilinin elinde olduğunu, pay defterine kaydedilmeyen, emredici yasa hükmüne ve ana sözleşmeye aykırı olan devir işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek, devrin usulsüzlüğünün tespiti, hisse senetlerinden doğan tüm hakların, maliki bulunduğu hisse senetlerine isabet eden temettü bedellerinde...