ile evlenileceği inancıyla alındığını, müvekkilinin haricen beyaz eşyası olmasına rağmen bu eşyaların alındığını, bu nedenle davalarının kabulü ile nişan merasiminin olduğu gün müvekkili ve aile tarafından davalıya 1 adet altın bilezik, 1 adet tek taş yüzük, 10 Kasım 2018 tarihinde müvekkili ve ailesinin davalıya nişan hediyesi olarak 2 adet altın bilezik, 1 adet altın kolye, 2 takım altın küpe ve 1 adet altın bileklik ve 1 adet altın saatin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde hediyelerin bedeli olan 25.000,00 TL'nin dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine, müvekkillerinin evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak tarafına ödenmesine, uğranılan manevi zararların karşılığı olmak üzere 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nişanın bozulmasından kaynaklanan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, evleneceği inancı ile davacı taraf ile düğün yapıp bir dönem birlikte yaşamalarına rağmen evlilik sonucunun davalı ve ailesinden kaynaklı nedenlerle manevi tazminat, çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin tahsilini istediği, davalının evlilik sonucu doğmamasında kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu ayrıca ziynet eşyalarının da davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddini savunduğu, Mahkemece ziynet eşyalarının iadesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine, çeyiz eşyalarına yönelik davanın tefrikine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....
Asıl dava yönünden yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı TMK'nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır. Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak karar verilmiş olmasına göre, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.10.2014 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... arasındaki nişan hediyelerinin iadesi davasına dair Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 28/06/2016 tarihli ve 2015/562 Esas 2016/488 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 04/10/2018 tarihli ve 2016/21757 Esas 2018/9618 Karar sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 27/09/2014 tarihinde nişanlandığını; davalıya nişan hediyesi olarak 10 adet bilezik, 1 adet beşi birlik zincir, 1 adet altın, 2 adet çeyrek altın ve 1.170 TL para takıldığını, nişanın bozulmasına rağmen davalının takılan hediyeleri iade etmediğini ileri sürerek; nişan hediyelerinin ve paranın aynen iadesine; olmadığı takdirde bedeli olan 26.500 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Aile Mahkemesi ise, tarafların gayri resmi olarak evlendikleri, ve sonrasında fiilen ayrıldıklarını belirtip, davanın artık nişan hediyelerinin iadesi biçiminde nitelendirilmesinin uygun olmadığını, sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı ... ile davalının nişanlandıkları ve bu nedenle bazı harcamaların yapıldığı, eşyaların alındığı ancak daha sonra resmi nikah olmaksızın fiilen bir müddet yaşadıktan sonra ayrıldıkları anlaşılmaktadır. Davada öncelikle, nişanlılığın hükümleri, nişanın bozulmasının sonuçları, hediyelerin geri verilmesi konuları incelenip, değerlendirileceğinden ve bu hükümleri incelemek de Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 2....
Asliye Hukuk ve ... 11. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın nişanlılığın evlenme dışı bir sebeple sona ermesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, nişanlılığın hüküm ve sonuçlarının Türk Medeni Kanununun Aile Hukukunu düzenleyen ikinci kitabında belirtildiği ve buna göre uyuşmazlığın aile mahkemesince görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 11. Aile Mahkemesince, taraflar arasında TMK'nın 118. madde anlamında bir nişanlılık ilişkisi bulunmadığından dava konusu alacağın genel hükümlere tabi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile mahkemesi özel bir mahkemedir ve aile hukukunu ilgilendiren husularda görevlidir....
Kural olarak, TMK'nun 122 nci maddesine göre nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemine dair davalarda kusur aranmaz. Mutad dışı hediyeler ise aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Ancak, giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför gideri, pasta, meyve suyu vs, gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Yerleşik Yargıtay Uygulamalarına göre de altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmektedir. TMK 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan hirbiri hakkına dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Mahkemece; taraf ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderacatına göre; TMK'nın 122. maddesine göre, nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemine dair davada kusur aranmayacağı,mutat dışı hediyelerin ise aynen iade edileceğini,aynen iadesi mümkün değil ise karşılığı olan bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verileceği; yerleşik yargıtay uygulamalarına göre de altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmekte olduğunu, davaya konu nişan hediyesi olan bilezik ve takılar niteliği itibariyle mutad olmayıp iadesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 28.588,50 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını...