CEVAP 1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayrıca iş bu dosyanın kendi açtığı boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin 9 yıllık evlilikte kadını bir kez ailesinin yanına göndermediğini, kadına baskı uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, bu yüzden kadının kolunu kullanamadığını, en son baba evine sığınmak zorunda kaldığını iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, pek kötü ve onur kırıcı davranış ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma karşı dava pek kötü onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "açılan dava ve karşı davanın kabulü ile," TC Kimlik Nolu davacı-karşı davalı T1 ile TC Kimlik Nolu davalı-karşı davacı T3 TMK madde 166/1 uyarınca boşanmalarına," karar verilmiş ise de; boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: a) TCK’nın 79/2-b maddesinde düzenlenen onur kırıcı muameleye maruz kalma halleri Kanunda açıkça yazılı olmamakla birlikte bu hallerin, “çok kötü koşullarda taşıma, olağan dışı mahallerde barındırma ve kötü muamelede bulunma” gibi durumlarda söz konusu olabileceği, dosya kapsamına göre, 20 kaçak göçmenin kapalı kasa bir kamyonetle taşınmasında ve bu taşıma sırasında kolluk kuvvetlerinden kurtulmak için sanığın aracıyla zig zag yapması biçiminde gerçekleşen somut olayda, yukarıda belirtilen durumların söz konusu olmadığı gibi bu yöndeki kabule dayanak yapılabilecek bir göçmen beyanının da bulunmadığı anlaşılmakla, Kanun metninde belirtildiği biçimde göçmenlere yönelik onur kırıcı bir muamelenin söz konusu olmadığı olayda, yerinde olmayan gerekçeyle TCK’nın 79/2-b maddesinin uygulanması, b) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete...
Aile Mahkemesi’nin 2019/31 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı boşanma davası açtığını, müvekkilinin ilk duruşmada davayı ve boşanma isteğini kabul etmediğini, davalının bir hafta sonra eve geleceğini bildirdiğini, müvekkilini Yeşim D. isimli bir kadın arayarak, eşinden boşanması konusunda kendisini tehdit ettiğini, bu olaylardan şüphelenen müvekkilinin tapuya gittiğinde, her iki evin de Yeşim D.ye satıldığını öğrendiği davalının evleri birlikte yaşadığı Yeşim D.ye devrettiğini, boşandıktan sonra evleneceklerini beyan ettiğini, davalının başka bir kadınla yaşaması nedeniyle öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina sebebiyle, bunun kabul görmemesi halinde davalının müvekkilinin hayatına kast edecek şekilde kendisini nefessiz bırakacak kadar boğazını sıkarak darp etmesi nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle, kabul görmemesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
artırım yapılacağı hükmünün bulunduğu, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinde ise, 765 sayılı TCK.nun 201/a-2 madde ve fıkrasındaki düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunun bütün hallerine teşebbüsün olanaklı olduğu ve ayrıca 765 sayılı TCK.nun 201/a-3 madde ve fıkrasındaki insanlık dışı ve onur kırıcı muamele halinde artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmasına göre; Olayımızda, sanıkların Van ilinden İstanbul'a getirmek üzere aldıkları 65 göçmeni kamyonetin içinde oluşturdukları iki bölmeye koyarak yola çıktıkları ve Tatvan ilçesinde kolluk tarafından yakalandıklarının anlaşılması karşısında; Teşebbüs aşamasında kalan suç nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinden verilecek cezadan teşebbüs nedeniyle dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirileceği, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele nedeniyle artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, 765 sayılı TCK.nu uygulamasında temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayin edildiği hususları...
Bu sebebe dayanan bir davada hakim, iddia genişletilmedikçe veya değiştirilmedikçe yahut dava ıslah edilmedikçe, örneğin zina ya da hayata kast, ağır derecede onur kırıcı davranış yahut da küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme yahut da terk şartlarını araştıramaz ve ispatlanmış olsa bu sebeplerle boşanma kararı veremez. Evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayanan bir davada, önemli olan taraflar arasında, birliği temelinden sarsacak derecede ve ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olup olmadığı ve bunun ispatlanıp ispatlanmadığıdır. Yoksa, şu olaya dayanıldı, buna dayanılmadı şeklindeki bir ayırıma gidilmesi davayı çıkmaza sokar ve hakkaniyete aykırı sonuçlara götürür. Çünkü davacının, gerçekleştiği halde, dava dilekçesinde göstermedi diye dikkate alınmayan hadiseye dayanarak yeni bir boşanma davası açma olanağı yoktur. Dava görülmüş ve bitmiş olacaktır. Tekrar başa dönülmesi artık mümkün değildir....
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava, TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması, aldatma, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma ve fer'ilerine, karşı dava ise TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nın 240 vd. maddelerinde tanık dinlenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Davacı-karşı davalı tanık listesinde Betül Ulukayan’ı tanık olarak göstermesine rağmen, bu tanık dinlenmediği gibi bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmişte değildir. O halde mahkemece yapılacak iş, davacı-karşı davalı taraftan bu tanığı dinletip dinletmeyeceklerinin sorularak, sonucuna göre işlem yapılmasının gerekmiştir....
DAVA Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve hayata kast ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Dava dilekçesi davalı-davacı kadına 25.10.2019 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalı-davacı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. 2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın eş lehine boşanmanın fer'îlerine ve düğünde takılan ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir. III....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın incelenmesinde; tarafların 09/02/2005 tarihinde evlendikleri, müşterek evlilik birliğinden 2005 d.lu Irmak 2009 d.lu Yudum ile 2016 d.lu Deniz'in dünyaya geldiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya ve çocuklara fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin de kavgalara katıldığını, hatta davacıyı darp ettiklerini, davalının davacıya hakaretlerde bulunduğunu, onu tehdit ettiğini, ortak çocuk Irmak'ın babasının uyguladığı şiddet yüzünden evden kaçtığını, davalının davacıyı ters ilişkiye zorladığını, çocukların odasında pornografik içerikli videolar izlediğini, bunun üzerine çıkan tartışmada davacıyı darp ettiğini, davacının davalı hakkında şikayetçi olduğunu ileri sürerek TMK'nn 162. m.si uyarınca hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve TMK'nun 166/1 m.si uyarınca boşanmaya, ortak çocukların velayetinin davacıya verilmesine, davacı ve ortak çocuklar yararına aylık 400'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının karşı davasının sadece tazminat ve nafakaya yönelik olduğunun, davalı-davacı kadının mahkemece tepki niteliğinde sayılan hakaret eylemininde tepki sayılmasa bile Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki ağır derecede onur kırıcı davranış sayılamayacağının anlaşılmış olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.10.2011 (Pzt.)...