Somut olayda, davalı şirket tarafından davacı aleyhine sadece haksız icra takibi yapılması davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Keza fiili hacizde uygulanmamıştır. Ayrıca manevi tazminat koşullarını düzenleyen TBK 58. maddesine göre davalının bu haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak da kabul edilemez. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Davacı hakkında iptal edilen hatlar nedeniyle takip başlatıldığı,fiili haciz işlemi yapılmadığı, söz konusu hat nedeniyle davacının cezai soruşturmaya maruz kaldığına dair iddia bulunmadığı nazara alındığında takip haksız bile kabul edilse kötüniyetli olduğu söylenemez. Açıklanan nedenle mahkemece manevi tazminat istemlerinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....
İcra Müdürlüğü'nün 2008/8643 sayılı takip dosyasından değil, başka dosyalardan kaynaklandığı, anılan icra dosyasından da asıl takibe girişilmemesi nedeniyle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı, İcra Müdürlüğü'nün girişilmiş bir takip dahi olmamasına rağmen bir takım işlemlerde bulunması nedeniyle bu işlemlerin yok hükmünde olup, icra memurunun hatasından kaynaklandığı, davacı tarafça haciz ve rehinlerin kaldırılması da talep edilmiş ise de, haciz ve rehinler dava açıldıktan sonra kaldırılmakla talebin konusuz kaldığı gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminat isteminin reddine, konusu kalmayan rehin ve haciz kaldırma talepleri yönünden ise, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/84 esas sayılı dosyasında verilen karar ile davalının bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespit edildiği ve bu kararın kesinleştiği gözetildiğinde, davalı tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibi ve bu takip kapsamında gerçekleştirilen haciz işlemlere ile açılan ceza davası nedeniyle davacının haksız işlemleri maruz kaldığı ve şahsi menfaatlerinin zedelendiğinin kabulü gerekir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye duyduğu manevi acıyı belli bir oranda gidermek, bozulan ruhi dengeyi onarmak, olanak dahilinde bu dengenin yeniden elde eldilmesini sağlamak amacına yönelik olarak manevi tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir....
TL zararına sebebiyet verdiği ve haksız olarak başlatılan takip nedeniyle davalının, davacının oluşan bu zararından sorumlu olduğu, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesi ile davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 10831 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olay nedeniyle müvekkilinin manevi zarar gördüğünü, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/02/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Dava dilekçesinde, kesinleşmemiş hükümde yer alan avukatlık ücreti nedeniyle yapılan takibin haksız olduğu ileri sürülerek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuş; mahkemece de, hukuka aykırılık benimsenmek suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuştur. .. 'nın 443. maddesinde öngörülen istisnalar dışında, temyiz isteminde bulunulması hükmün icrasını durdurmaz. Bu bakımdan, yapılan icra takibi hukuka uygundur. Davacı tarafından tehiri icra yolunda bir işlem yapılmamış; temyiz sonucunda verilen kararın sunulması üzerine, takip işlemleri sonlandırılmış olup davacı yönünden maddi ve manevi tazminat koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekir. Mahkemece, kısmen kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
tazminat talebinin yerinde olduğu, takibe konu çek miktarlarından fazla olarak ödenen miktarı talebinin yerinde olduğu, davacı hakkında icra dosyalarında haciz işleminin uygulanmış olması ile ticari itibarının zedelendiği de değerlendirilerek manevi tazminat şartlarının oluştuğu değerlendirilerek maddi tazminat talebinin tam kabulü, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu....
İcra Müdürlüğünün 2010/4795 dosyasında icra takibi başlattığını, haksız olarak yapılan icra takibi neticesinde davacının ticari itibarının zedelendiğini, davacının iş yerindeki araçların uzun süre bağlandığını, bankadaki hesaplarına bloke konulduğunu, borçlarının temerrüde düştüğünü belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının icra takibine konu senedi sahte olarak düzenleyerek takibe koyduğu, ...... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/55 esas ve 2011/256 karar sayılı dosyası ile davalı hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraat karar verildiği, toplanan delillerden davalının icra takibine konu senedi sahte olarak tanzim edildiğinin ispat yükü üzerine düşen davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. ...... Genel Müdürlüğü Kriminal .........
Haksız icra takibi nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararın oluşması gereklidir. Yani salt davacıya zarar vermek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığının ortaya konulması gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin E:2016/14413, K:2019/483 sayılı ve 4. Hukuk Dairesi'nin E:2019/2535, K:2020/2544 sayılı karalarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.) Nevşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/29350 Esas (önceki esas numarası 2012/5286) sayılı dosyası ile Nevşehir İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/249 Esas, 2013/10 Karar sayılı ve Nevşehir 2....
ye karşı açılan davanın kabulüne; birleşen davada davanın kabulü ile, davacının davalılar T3 ve Memet Diler'e Ankara 15 İcra Müdürlüğü'nün 2007/6330 sayılı takip dosyasına konu 10/04/2007 vadeli ve 38.000TL bedelli bono nedeniyle ve aynı icra müdürlüğünün 2007/6331 sayılı takip dosyasına konu 10/03/2007 vadeli ve 40.000TL bedelli bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 15/05/2004 tarih, 2014/3320 Esas, 2014/9200 Karar sayılı onama kararı ile 30/12/2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, haksız takip/hacizden, diğer bir deyişle haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup Türk Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. Hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz....