Belirtilen nedenlerle, mahkemece davalı işverenin tedavi giderlerinden sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- 6100 sayılı HMK'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26.maddesine göre ise Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 30/06/2003 tarihinde meydana geldiği ancak dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş olmasına karşın; mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı bir şekilde maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihi olan 30/06/2003‘den itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davalı kusurlu bulunarak hüküm verilmiştir.Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir.Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 11.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dolayısıyla davalı taraf dolandırıcılık fiili ile ----- olan taşınmazı davacıya --- satmış ve aradaki -----tutarında davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Manevi tazminat yönünden ise davacının davalı tarafından uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle küçük düşürüldüğü ve bu nedenle davacıda oluşan manevi acıların tatmini için tarafların sosyal ekonomik durumu da dikkate alınarak takdiren ---- manevi zarara hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vasisi tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının, müvekkiline ait iş yerinin kepenklerinin kilitlerini ve kapının camını kırarak işyerine girip, 5.000,00 TL değerinde sigara ve 350,00 TL değerinde altın yüzük aldığını, bu fiillerinden dolayı Ümraniye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/430 esas 2012/714 karar sayılı davasında cezalandırıldığını, davalının yargılama sonucunda davacının zararını gidermediğini, ayrıca davalının eylemleri nedeni ile müvekkilinin büyük panik ve korku yaşadığını, manevi olarak uzun süre olayın etkisinde kaldığını beyan ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne karar verilmiştir....
KARŞI OY 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması hâlinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Maddi tazminat için geçerli olan bu sorumluluk, kusursuz sorumluluk (tehlike sorumluluğu) esasına dayalıdır. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. İcra ve İflas Kanununda haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi tazminat sorumluluğu düzenlenmiş ise de haksız haciz nedeniyle maddi tazminat sorumluluğu düzenlenmemiştir. Bu haksız haciz uygulanması hâlinde tazminat sorumluluğu bulunmadığı anlamına gelmeyip haksız fiilin unsurlarını taşır şekilde bir eyleme dayalı olarak haciz uygulanmış olması hâlinde genel haksız fiil hükümlerine göre tazminat istenmesi mümkün olacaktır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının zorunlu mali mesuliyet sigortasına taraf olmadığı,davanın haksız fiile dayalı olarak açıldığı belirtilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise , davalılar arasında ... şirketinin bulunması nedeniyle davanın ticari dava niteliğinde olduğu belirtilerek Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, trafik kazası sonucu maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının zorunlu mali mesuliyet sigortasına taraf olmadığı,davanın haksız fiile dayalı olarak açıldığı belirtilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’nin olay tarihi olan 30.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava haksız fiile dayalı olarak talep edilen maddi-manevi tazminat davasıdır. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....
O halde, 1.6.1990 Tarih ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, toplam 17.439,24 TL maddi tazminatın 100,00 TL sinin olay tarihinden itibaren ıslah edilen bakiye miktarının ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir....
Somut olayda, dava ve birleşen dava dilekçeleri ile talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiği, ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat talebinin miktar yönünden artırıldığı, faize ilişkin talepte bir daraltma yapılmadığının anlaşılmasına rağmen, Mahkemece ıslahen artırılan maddi tazminatlar yönünden faize hükmedilmemesi doğru olmamıştır. ./.. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından hüküm bozulmamalı HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....