Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın dava şartlarını taşımıyor olması nedeniyle usulden reddi gerektiğini, dava konusu olayda müvekkili bankanın haksız bir saldırıda bulunmadığını, davaya konu senette asıl borçlu İbrahim Tutar'ın kefili sıfatıyla imzası zannıyla davacı hakkında icra takip işlemlerine başlanıldığını, takibin iptali nedeniyle de davacının maaşından yapılan bütün kesintilerin çekilen ihtar üzerine davacıya iade edildiğini, davacının herhangi bir manevi zarara uğramadığını, ortada giderilmesi gereken ruhi ve tıbbi bir zararın mevcut olmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, "Dava, haksız icra takibi nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın tazminine yöneliktir....
İcra Müdürlüğünün 2017/8630 esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle müvekkilin haksız haciz nedeniyle işyerindeki hacizler nedeniyle müvekkili ve şirketin müşterileri arasında infial uyandırdığı ve müvekkilinin itibari aşırı şekilde sarsıldığından dolayı müvekkilin manevi olarak uğradığı zararın karşılığı olarak 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız haczin uygulandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Konya 1....
GEREKÇE: Dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı tarafından taraflar arasında imzalanan 04/01/2016 tarihli anahtar teslimi alt yüklenici sözleşmesi feshedilmesi sonrasında 540.000,00 TL lik senedin teminat senedi olmasına rağmen takip yapıldığı gerekçesiyle teminat senedi olduğunun kabulü, el konulan malzemeler nedeniyle taşeronluk yapamadıkları gerekçesiyle uğradıkları zararın tespiti ve ödenmesi, ... 5. İcra müdürlüğünün 2016/18532 esas sayılı takip nedeniyle mal varlığında ki eksilme ve haksız olarak yaptıkları icra dolayısıyla dava masraflarıyla karşılaşılması nedeniyle 150.000,00 Tl maddi tazminata hükmedilmesi, haksız icra dolayısıyla kişilik haklarına saldırılması nedeniyle 350.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesi talebiyle iş bu dava açılmıştır. ... 1 ATM'nin 2021/566 esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalılar ......
ücretlerinden oluşan maddi zararı ile menfi tespit davasının kabul edilmesi nedeniyle de borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi yapılmasından dolayı uğramış olduğu manevi zararının tazminini talep etmiştir....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; Dava; haksız haciz nedeniyle manevi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. BAM kararında haczin haksız olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun kabulü gerektiği ve zararın alanında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınacak raporla belirlenmesi belirtilmiş, bu doğrultuda oluşturulan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında davacının haksız hacizden kaynaklanan maddi zararının bulunmadığı belirlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, haksız icra takibi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi uyarınca inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde re'sen gözetilecektir....
Davacının zararının oluşması tek başına manevi tazminat istemesini hakkı vermez ise de haksız haciz uygulamasına neden olarak kişilik haklarına zarar verdiği iddiası bakımından ise ağır kusur ve kötüniyet bulunması hali manevi tazminat sorumluğunu gerektirir. Kötüniyetli ve ağır kusurunun varlığı ispatlanamadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/04/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacı vekili Avukat ...’ün hükümden sonra, 23/01/2018 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.Feragat, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, davacı tarafın dava konusu haktan feragat etmesidir....
İcra Müdürlüğünün 2012/452 esas ve 2012/21265 esas sayılı takip dosyalarında davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu ... aleyhine icra takibi yapıldığını, ...'in davacılardan ... ve ...'in oğlu, diğer davacı ...'in ise kardeşi olduğunu, ...'in ikametinin farklı bir adres olmasına rağmen ikamet ettikleri evde dava konusu icra takipleri nedeniyle haksız şekilde haciz uygulandığını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davaya konu her iki icra dosyasında da hacizlerin borçlu ...'in mernis adresinde yapıldığı, haczedilen malların borçluya ait olmaması halinde istihkak davası açma hakkı bulunduğu, hacizlerin yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmadığı, borçlunun hatasından kaynaklandığı ve borçlu ile davacılar arasında çok yakın akrabalık ilişkisi bulunduğu nazara alındığında katlanılabilir bir durum olduğu gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir. Davaya konu ... 18....
Mahkemece, davacı aleyhine yapılan icra takibinin haklı olduğu, davacının davalı bankanın ihtiyati haciz kararına itirazını kabul ettiğini fakat davacının banka hesabındaki blokenin ve araç üzerindeki haciz kaydının belli bir süre kaldığından manevi tazminatın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların gelişimi dikkate alındığında haciz işleminin salt davacıya zarar vermek amacıyla yapıldığı, başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....