tarihli vasiyetnamede yer alan taşınmazlardan olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın söz konusu vasiyetnamede yer aldığının tespit edilmesi halinde, taraf tanıkları ve yerel bilirkişilerden zilyetliğin başlangıç tarihi, sürdürülüş şekli ve amacı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyanları alınmak suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, dava konusu taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, taşınmazı iyi bilen, davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ve hangi hukuki nedene dayalı olarak kullanıldığı, kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği, hibe veya başka bir yolla zilyetliğin devredilip devredilmediği sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında çelişki doğması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; uzman fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor ve kroki alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır....
Her ne kadar, davacı taraf zilyetliğe dayalı olarak müdahalenin men'i ve kal' davası açmışsa da; taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı bir ihtilaf olduğu, sırf zilyetliğin korunması amaçlı olarak bu davanın açılmadığı, davanın mülkiyetin tespiti ve korunması istemini de içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nitelenen dava bakımından 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesine göre mal varlığına dayalı bu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Her ne kadar mahkemece dava, TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmiş ise de; dosya kapsamına göre davacı talebinde salt zilyetliğe dayanmayıp, kiracılık sıfatından kaynaklanan feri zilyetliğinin de korunmasını talep etmektedir, Dosya kapsamına göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine göre çözümlendiği anlaşılmaktadır. Usul Hukukumuza göre, vakıaları bildirmek taraflara, hukuki vasıflandırma ise mahkeme hakimine aittir. Dava; 6100 sayılı HMK.nın 4/1- a maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kira ilişkisine dayalı olarak açılan kiracılık sıfatından kaynaklanan taşınmaz üzerindeki feri zilyetliğinin iadesi talebine ilişkindir....
Dava konusu taşınmazdaki bu belirlemeler ve dava dilekçesindeki açıklama dikkate alındığında, dava zilyetliğin korunmasına ilişkindir. TMKnun 981, 982 ve 983. ve devamı maddeleri uyarınca mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMKnun 973.maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMKnun 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Bu açıklamalara göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık TMKnun 984. maddesinde açıklanan zilyetliğin korunması davası niteliğindedir....
Dava konusu taşınmazdaki bu belirlemeler ve dava dilekçesindeki açıklama dikkate alındığında dava, zilyetliğin korunmasına ilişkindir. TMK.nın 981, 982 ve 983. ve devamı maddeleri; mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK.nın 973.maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nın 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Bu açıklamalara göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nın 984. maddesinde açıklanan zilyetliğin korunması davası niteliğindedir....
maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri, komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş ve etrafı işaretlenmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro öncesi miras yoluyla hakka dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü; I. DAVA Kadastro sonucunda, Of ilçesi Yukarı Kışlacık Mahallesi çalışma alanında bulunan 418 ada 2 parsel sayılı 1.284,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların yakın mirasbırakanları olan ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın müşterek kök muris ...’tan intikal ettiği, murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediği iddiasıyla miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. II....
Hukuk Dairesi iş bölümünün 19. maddesine göre; TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hükmün istinaf incelenme merciinin 8.Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın istinaf incelemesi yapmak üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Davanın tapusuz taşınmazda, kişisel hakka dayalı TMK 683.maddesi kapsamında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle açıldığı, böylece davacının salt zilyetliğe dayanmayıp, hakka dayalı olarak da talepte bulunduğu, davanın da bu nedenle salt zilyetliğe dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevli Sulh Hukuk Mahkemesine değil, hakka dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırıldığı, ayrıca benzer mahiyette Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ile 8....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle taraflardan tanık göstermelerinin istenmesi, önceki keşiflerde dinlenen bilirkişi ve tanıklarla tüm tespit bilirkişileri ve gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimlerden kaldığı, kimin zilyet ettiği, zilyetliğin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçiminin olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanması, ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteliğine ilişkin rapor alınması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....