WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmamasına ve malvarlığı haklarına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Bu durumda, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı saldırının önlenmesi olduğu gözetilerek davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davacı tarafça dava dilekçesi ile taşınmazdaki kiracılık sıfatına ve kira sözleşmesine dayanılarak saldırının önlenmesi talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacının kira sözleşmesine ve kiracı olması nedeniyle kişisel hakka dayandığı, zilyetliğe dayanmadığı anlaşılmakla davanın TMK'nun 683 ve devamı maddeleri kapsamında saldırının önlenmesi istemine ilişkin olduğunun, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca salt zilyetliğe dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkin olmadığının kabulü gerekir. Davacının istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmekle İDM kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

    Buna göre, davacı hak sahibi olduğunu ileri sürdüğüne ve davalılar aleyhine açılan dava arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakta olduğuna göre, HMK.nun 4/c.madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası niteliğinde değil, temelinde bir hak davası olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle, istemin TMK 981 vd. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığına göre, yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın TMK'nın 981 vd. maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunması kapsamında el atmanın önlenmesi davası olduğu ve dosyanın derdest bulunduğu anlaşılmaktadır....

    Her ne kadar mahkemece dava, TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmiş ise de; dosya kapsamına göre davacı talebinde salt zilyetliğe dayanmayıp, kiracılık sıfatından kaynaklanan feri zilyetliğinin de korunmasını talep etmektedir, Dosya kapsamına göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine göre çözümlendiği anlaşılmaktadır. Usul Hukukumuza göre, vakıaları bildirmek taraflara, hukuki vasıflandırma ise mahkeme hakimine aittir. Dava; 6100 sayılı HMK.nın 4/1- a maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kira ilişkisine dayalı olarak açılan kiracılık sıfatından kaynaklanan taşınmaz üzerindeki feri zilyetliğinin iadesi talebine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan men'i müdahale , tazminat ve zilyetliğin korunması isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.05.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Şayet uyuşmazlık zemine ilişkin bulunsa idi bu takdirde davanın TMK.nun 981 ve devamı maddeleri gereğince zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi ve sonuçlandırılması mümkün olabilirdi. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı, davalı yüklenici ile yaptığı 06.11.1998 tarih ve 019383 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ve bu sözleşmeden kaynaklanan şahsi hakka dayanarak 6 nolu bağımsız bölümün mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlığın zemin ile bir ilgisinin bulunmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğuna göre anılan sözleşme gereğince davacının şahsi hakkının değerlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, söz konusu yüklenici tarafından yapılan binaya ait Belediye işlem dosyasının bulunmadığı ve kaçak yapıldığı anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün belirlenmesi ve zilyetliğin korunması istemine ilişkin olup, tescil istemi bulunmamaktadır. Dairemizce tahsis kararlarına dayalı elatmanın önlenmesi ile tapu iptali ve tescil davalarının temyiz incelenmesine bakılmakta olup, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen kararların 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....

            Somut olayda iddia, savunma ve dosya kapsamı itibariyle ; Hazineye ait taşınmaz mal üzerine izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan kalıcı nitelikteki yapıyı inşa edenden satın aldığını öne süren zilyetlerin, arsa maliki Hazineden başka kimseler aleyhine açtıkları dava arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakta olup, HUMK.nun 8/II-3.madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davası olduğu tereddütsüz bulunmaktadır. (Yargıtay HGK.nun 25.11.2009 tarih ve 2009/ 8-518 Esas, 573 Karar)....

              UYAP Entegrasyonu