C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek hakimin müdahalesi yoluyla geçici geçiş sağlanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava, paydaşlar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirmeye ilişkin olduğundan uyuşmazlığın esasına çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği ilk derece mahkemesi ara kararının HMK'nın 389 kapsamına ve somut olaya uygun olduğu anlaşılmıştır....
Yargıtay 2.HD.nin 20.06.2022 gün ve 2022/3428 E-2022/6006 K.sayılı ilamı ile özetle"...davalı-davacı erkeğin hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemine dair davada kadın yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden bu yöne ilişkin hüküm davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden temyiz dilekçesinin reddine,yine davacı-davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle "kısmen bozulmasına,sair hususlara ilişkin kararın onanmasına karar verilmiş,dairemizce duruşmalı yapılan inceleme sonucu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir....
Yargıtay 2.HD.nin 20.06.2022 gün ve 2022/3428 E-2022/6006 K.sayılı ilamı ile özetle"...davalı-davacı erkeğin hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemine dair davada kadın yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden bu yöne ilişkin hüküm davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden temyiz dilekçesinin reddine,yine davacı-davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle "kısmen bozulmasına,sair hususlara ilişkin kararın onanmasına karar verilmiş,dairemizce duruşmalı yapılan inceleme sonucu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. GEREKÇE : Davalar;Kadının davasında tedbir nafakası-hakimin müdahalesi-tasarruf yetkisinin sınırlandırılması-erkeğin karşı davasında ise temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir....
Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Bu çerçevede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğini düzenlemiştir. Somut olayda, kazaya karışan traktörün araç kaydı üzerine olan ...'nın 1930 doğumlu olup dava tarihinde ölü (11.05.2000) olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124 maddesi gereği mirasçılarına husumet yöneltilip usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalılardan ...'...
TMK' nın 197.maddesi gereği; ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Diğer taraftan, TMK'nın 195. maddesinde; Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri ve hakimin, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağı hükme bağlanmıştır. Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. (TMK.'...
Ancak yukarıda belirtilen kriterler TMK 4.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde boşanma dava sürecindeki aylık 2.000 TL.tedbir ve sonrasında aynı miktar yoksulluk nafakası az olmuştur.Dairemizce bu miktarların aylık 3.500 TL.tedbir nafakası ve aylık 5.000 TL.yoksulluk nafakası şeklinde yeniden belirlenmesi gerekmiştir,kadının boşanma dava sürecindeki tedbir nafakası ve sonrasındaki yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf sebebi kısmen yerinde,erkeğin ise bu husustaki istinaf sebebi yerinde değildir. 5- )Kadının hakimin evliliğe müdahalesi davası yönünden; Davaya konu taşınmazın dava sırasında 06.01.2017 tarihinde cebri icra marifeti ile satıldığı anlaşılmaktadır.Bu husus ihtilafsız olduğu gibi getirtilen belgeler ile de tespit edilmiştir.Böylece kadının davasındaki taşınmazın aile konutu olarak belirlenmesi ve ortak konut-ev eşyalarından yararlanmaya ilişkin talebinin konusu kalmadığından,mahkemece bu talepler ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerindedir.Kadın...
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı TMK. nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK. nun 195. maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/562 KARAR NO : 2023/76 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2019 NUMARASI : 2019/1669 ESAS - 2019/2765 KARAR DAVA KONUSU : Hakimin Müdahalesi KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yöneticisi olduğu apartmanın kömürlü ısıtma sisteminden doğalgazlı kombili ısıtma sistemine geçilmesi için Esgaz A.Ş'ye gerekli evrakları teslim etmeyen davalının, kimlik ve pasaport örneğinin ibrazı için hakimin müdahalesine ve tedbiren taşınmazın doğalgaz sistemine geçmesi için ilgili işlemleri yapmak üzere izin verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesinini savunmuştur. İlk derece mahkemesince "Konusuz kalan dava bakımından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE" karar verilmiştir....
Buna göre, sözleşenlerin eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa, ayrıca, beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gerekebilir. O nedenle, işlem temelinin çökmesi veya tarafların mali durumlarının değişmesi irat şeklinde ödenmesine karar verilen nafakanın kaldırılmasını veya yeniden belirlenmesini gerektirebilir. Somut olayda taraflar TMK 166/3 maddesi gereği 2017 yılında boşanmışlar, davalı kadın lehine aylık 8.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve karar kesinleşmiştir. Nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebidir (TMK m.176/2)....