taşınmazın, 1.653,65 m² yüzölçümü ve harita bilirkişi raporunda gösterilen sınırlar ile tapuya kayıt ve tesciline, 195 ada 2 parsel (eski 243 parsel) sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 16.07.2019 tarihli teknik bilirkişi Alper Yahşi tarafından sunulan rapor ve eki krokide "A" harfi ile gösterilen 135,33 m² kısmın, taşınmaza eklenerek, çekişmeli 195 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 7.535,33 m² yüzölçümü ve harita bilirkişi raporunda gösterilen sınırlar ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kat malikleri kurulu toplantısının ve alınan kararların iptali ile hakimin müdahalesi davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 07/04/2015 gün ve 2014/19758 E-2015/5314 K. sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Yargıtay ilâmında usûl ve kanuna aykırı yön bulunmamakta olup, karar düzeltme dilekçesinde yazılı sebepler HUMK m. 440/I’de belirtilen dört hâlden hiçbirine uymamaktadır....
Taraflar arasındaki ısı pay ölçer sisteminin kullanılması ve faturalandırma işlemlerinin buna göre yapılması için hakimin müdahalesi davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20/11/2017 gün ve 2017/2775 E. - 2017/9612 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Yargıtay ilâmında usûl ve kanuna aykırı yön bulunmamakta olup, karar düzeltme dilekçesinde yazılı sebepler HUMK m. 440/I’de belirtilen dört hâlden hiçbirine uymamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinin ve 5235 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin göndermesiyle uygulanmasına devam edilen HUMK’nın 440/I. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 315.00....
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz (TMK. m. 2) İhtar talebinin samimi olmadığını gösteren delil ve olaylar yada ihtarı geçersiz kılan sebepler bulunmadıkça, kadının, ihtar tebliğinden sonra, terkteki haklılığa dayanarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürüp, karşı boşanma davası açması, terk sebebiyle açılan davayı sonuçsuz bırakmaya yönelik olup, dürüstlükle bağdaşmaz. Gerçekleşen bu duruma göre, kocanın terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulüne, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Birliğine Hakimin Müdahalesi ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının, hakimin evlilik birliğine müdahalesi talebi dışında,tedbir nafakası talebi de bulunmaktadır. Bu taleplerin her biri ayrı ayrı harca tabidir....
Davalının, tarafların birlikte ( TMK .md.186) veya Türk Medeni Kanunun 188. maddesindeki şartların oluşması sebebiyle eşlerden biri tarafından seçilen yada hakim tarafından belirlenen ( TMK md 195) bağımsız bir eve davet edilmediği anlaşılmaktadır. Şu hale göre davalı ihtara uymamakta haklıdır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Başka bir anlatımla, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahalesi gerekmeyeceğinden davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince; Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarından, davalı tarafından yapılan müdahalenin katlanılabilir sınırlar içerisinde kaldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
KMK'nun 33.maddesinde düzenlenen hakimin müdahalesi Kat Mülkiyet Kanununda sayılan hak ve borçlara ilişkin olup sarkıntılık, hakaret ve tehdit şeklinde diğer kat maliklerine karşı haksız fiil veya suç oluşturacak eylemler Kat Mülkiyeti Kanunu'nda düzenlenmiş hususlardan olmayıp KMK'nun 33.maddesi uyarınca hakimin müdahalesine konu edilemez. Sitenin su vanalarının demir kapağının kırılması iddiası yönünden ortak alana veya ortak alanda bulunan tesis ve malzemeye zarar verme iddiası süreklilik kazanmayıp bir kereye mahsus olarak gerçekleştiğinde ancak tazminat davasına konu edilebilir. KMK'nun 33.maddesi uyarınca hakimin müdahalesinden söz edilebilmesi için eylemin süreklilik kazanması gerekir....
Bu durumda tazminatın kapsamıda; TMK.'nun 723-729 md.hükmü gereğince belirlenmelidir. Madde de "Hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir" sözlerinin kullanılmış olması, bu yönde hakime bir taktir hakkı vermiş olduğunu kanıtlar. Hakim, takdir hakkını TMK. 4.md. uyarınca kullanmalı ve somut olayın özelliğini de gözeterek taşınmaz malikinin yararlanma derecesini, zenginleştiği miktarın kapsamını belirlemelidir.Öyle ise, mahkemece; az yukarıda yapılan açıklamaların ışığında asmalar yönünden "gereçlerin en az değeri" belirlenmeli, davalıların asmalardan yararlanma derecesi ve enazından davalıların bu asmaları odun olarak kullanılıp kullanamayacakları gibi hususlar değerlendirilmeli ve bu zararın kapsamı uzman bilirkişi raporu ile belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Demir çubuklar yönünden ise; sökülüp götürülebilir olduğundan bu yönden talebin reddine karar verilmelidir....
Sayılı dosyasında davacı kadın tarafından davalı erkek aleyhine açılan evlilik birliğine hakimin müdahalesi kapsamında ayrı yaşamaya izin verilmesi ve TMK 197.madde gereği nafaka talepli dava açıldığı görülmüştür....