İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, şikayete konu ... Mah. 790 Ada, 341 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına takip dosyası sebebiyle 29.05.2014 tarihinde haczin işlendiği görülmekle birlikte, mahkemece hükme esas alınan 28.11.2014 tebliğ tarihli 103 davet kağıdında, şikayet konusu taşınmazın ada, parsel numarası ve diğer belirleyici özelliklerinin belirtilmediği gibi, alacaklı vekilinin 24.11.2014 tarihli talebi üzerine borçluya gönderilen tebligatın araç haczine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taşınmaza ilişkin 103 davetiyesinin borçlu vasisine tebliğ tarihinin 22.06.2015 olduğu anlaşıldığından bu tarihe göre icra mahkemesine 26.06.2015 tarihinde yapılan başvurunun İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede gerçekleştiği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Şikayetçi vekilinin sıra cetveline şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin, borçlu .... Gıda ve Unlu Mam. Paz. San ve Tic. Ltd. Şti'den alacağının tahsili amacıyla ... 6.İcra Müdürlüğünün 2011/8358 sayılı dosyasında başlattığı takipte borçlunun üçüncü kişi ... Süpermarketleri Tic. A.Ş.'...
Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti, İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süreye tabidir. Bu nedenle meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda, söz konusu kıymet taktiri ve satış ilanı tebliğlerinin borçlu tarafından usulsüzlüğü de ileri sürülmediğine göre, istemin süre aşımı nedeni ile reddi gerekir iken, mahkemece, taşınmazın üzerinde ipoteğin varlığından bahsedilerek istemin reddi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının yukarda belirtilen gerekçe ile onanması gerekmiştir....
Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacaktır. Bu durumda, mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin 2015/159 E. - 2015/213 K. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçluların karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.03.2017 tarih ve 2016/12825 E. - 2017/4168 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 83. maddesi uyarınca halen çalıştığı kurumdan almakta olduğu maaşı üzerine konulan haczin 1/4'ü baki kalmak kaydıyla aşan kısmının kaldırılması isteminde bulunduğu görülmektedir. İİK.'nun 83. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu hakkında yürütülen kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun ... İl Müdürlüğü'nden almakta olduğu maaşına 03.02.2014 tarihinde haciz konulduğu, ilgili kurum tarafından 20.02.2014 tarihinden başlamak üzere yapılan maaş kesintilerinin icra dosyasına yatırıldığı ve 21.02.2014 tarihinden itibaren alacaklıya ödendiği, borçlu ...'...
İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 esas ve 2000/94 karar sayılı ilâmında da açıkça ifade edilmiştir. Somut olayda, icra takibine 07.02.2014 tarihinde başlandığı, Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/65-75 D.İş sayılı 14.02.2014 tarihli ihtiyati haciz kararının, 21.02.2014 tarihinde icra dosyasına ibraz edilerek ihtiyati haciz uygulanması talebinde bulunulduğu, bu kapsamda 3. kişilere haciz ihbarnameleri gönderildiği görülmüştür. İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararına aykırılık nedeniyle takibin iptal edilmesi, ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik şikayeti konusuz bırakmayacağından mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
kaldırılması isteminin İcra Müdürlüğünce reddedildiğini belirterek, 03/02/2020 tarihli kararın iptali ile banka hesabı üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir....
Şti. aleyhine başlatılan kambiyo takibinde davacının borçlu olarak eklendiği ve davacı adına 1/3 hisse ile kayıtlı dava konusu Bursa İli, İnegöl İlçesi, Mahmudiye Mah., 577 Ada, 420 parsel, 6 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına 05/07/2017 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin davacı borçluya 16/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın süresinde olduğu, alacaklı vekilinin 08/01/2019 tarihli talebi ile dava konusu taşınmazdaki haczin kaldırılmasını istediği, icra müdürlüğünün 10/01/2019 tarihli kararı ile haczin kaldırılmasına karar verildiği ve tapuya yazı yazıldığı, taşınmaz üzerindeki haczin bu tarih itibariyle kaldırıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince dava konusu haczin İzmir BAM 12. HD'nin 2018/344 E. 2018/1596 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı ve bunun üzerine icra müdürlüğünce haczin kaldırılması için yazı yazıldığı gerekçesiyle şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İzmir BAM 12....
konulan haczin kaldırılmasına ilişkin karar isabetsizdir....
İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Ayrıca, takip dosyasının infazen kapatılması halinde de geçerli bir haczin varlığından söz edilemez. Davalı vekilinin talebi üzerine dava konusu taşınmaza 10/09/2020 tarihli haciz yazısına istinaden 10/09/2020 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin bir yıl olduğu, haciz tarihinden itibaren bir yıllık satış isteme süresi içinde satış talep edilmediği ve avansın yatırılmadığı tartışmasızdır....