Temyiz Sebepleri Alacaklılar temyiz dilekçesinde; şikayete konu taşınmaz üzerindeki 08.06.2011, 09.06.2011 ve 11.06.2011 tarihli hacizlerin düşmüş olduğu belirtilse de anılan hacizler kaldırılmadan mahkemece tüm hacizlerin kaldırıldığı yönünde verilen kararın yasalara aykırı olduğu, haciz tarihinde şikayete konu taşınmaz malikinin takip dosya borçlusu olduğu, hacizden sonra mülkiyetin 3. kişiye geçtiği dolayısı ile taşınmaz mülkiyetinin 3. şahıs adına geçmesi ve kararın kesinleşmesinin haciz tarihindeki mülkiyete etki etmeyeceği, şikayete konu taşınmaz üzerine konulmuş olan son haciz tarihinin 16.06.2014 olduğu, 08.06.2015 tarihinde satış avansı yatırıldığı ve anılan haczin ayakta olduğu iddialan ile mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 22.03.2021 tarihli müdürlük red kararı işleminin iptali ile taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 2....
Mesela; müflisin satış, trampa veya hibe yolu ile taşınır ve taşınmaz bir malını başkasına devretmesi, bir mal üzerinde rehin veya irtifa hakkı tesis etmesi, bir borcunu ödemesi, takas etmesi, alacağını tahsil etmesi, alacağından feragat etmesi, alacağını başkasına temlik etmesi... gibi" şeklinde belirtildiği, müflis/alacaklı vekilinin tüm hacizlerin kaldırılması talebinin yerleşik Yargıtay kararlarına göre borcun haricen ödendiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile müflis alacaklının alacağını tahsil etmesinin İİK’nun 191. maddesi kapsamında kısıtlandığını, bu aşamada tahsil harcı yatırılmış olsa dahi hacizlerin kaldırılması işleminin ancak oluşturulan iflas idaresinin iznine bağlı olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir....
davacı firmanın yetkili şahıslarına ait olduğunun anlaşıldığını, takip tarihi itibariyle 379.400 TL asıl alacaktan müvekkilinin takipten önce 200.000 TL ödediğini kalan kısmı ise takipten sonra haricen ödenmiş olduğu anlaşıldığından haklı olarak müvekkili aleyhine olan hacizlerin kaldırıldığını, hacizlerin kaldırılması üzerine alacaklının haczin kaldırılması işleminin iptali için talep sunduğunu, ancak alacaklının sunmuş olduğu ilam ile talebinin çeliştiğini, müvekkilinin dava tarihi itibariyle borçlu olmadığına karar verilmiş olduğundan takip miktarı olan tutar kadar borcu olmayan müvekkilinin ferilerini borçlanmasının da mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilin icra harç ve giderlerinden sorumlu tutulabilmesi için ödemenin icra takibinden sonra ve ödeme emrinin tebliğinden sonra olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, tüm haciz ve satış işlemlerinin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep...
İlk derece mahkemesi tarafından ''...somut olayda, alacaklı vekili tarafından bu kanun gereğince bildirilen taşınmazlardaki hacizlerin harçsız olarak kaldırılması talep edilmiş, icra müdürlüğünce harç yatırılması halinde talebin kabulüne karar verilmiştir. Dosyaya 5411 Sayılı Kanun'un Geçici 32.maddesi uyarınca Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi sunulduğu anlaşılmakla icra müdürlüğünce harçsız olarak hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken harç yatırılması halinde talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu.. '' şeklindeki gerekçe ile "Şikayetin KABULÜNE, Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8919 esas sayılı dosyasındaki 03/01/2021 tarihli icra müdürlüğü işleminin KALDIRILMASINA,-Kararın gereği için icra müdürlüğüne gönderilmesine" karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından dosya borcunun fazlasıyla ödendiğini, yapılan ödemenini teminat değil nakit olarak dosya borcunu karşılamak amacıyla ödendiğini, ancak şirket hesabındaki hacizlerin kaldırılmadığını, hacizlerin kaldırılması amacıyla dosya borcunun tamamının ödendiğini, takip tutarı kadar borcun dosyaya yatırılmasından dolayı hacizlerin kaldırılmamasının davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, halen kaldırılmayan hacizlerin taşkın haciz niteliğinden olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra memuru işlemini şikayet istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/7359 esas sayılı dosyasından 22/02/2019 tarihli hacizlerin kaldırılması talebinin reddi kararının iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde belirttiği gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/459 Esas sayılı dosyasından verilen tasdik kararı gereği konkordato taraflar için bağlayıcı hale geldiğinden müvekkili açısından geçici mühletten önce konulan ve tasdik kararı gereği İİK'nın 308/ç uyarınca hükümden düşen hacizlerin bu karar kapsamında hükümden düşme sebebiyle kaldırılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. ve 294. maddeleri uyarınca konkordato tasdik kararı nedeniyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığı, yetkisizlik kararının, yetkisiz icra dairesince borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve buna bağlı olarak da yetkisiz icra dairesince konulan hacizlerin hükümsüz kaldığı sonucunu doğurduğunun kabulü gerekeceğinden icra dairesince, ilk derece mahkemesince verilen 13/02/2020 tarih, 2019/241 Esas ve 2020/88 Karar sayılı kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nun 353/1(b)-2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak icra dairesinin hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 12/03/2020 tarihli işleminin iptaline ve dosyada konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
Belediyelerin arsa paylarını satın alırken tapu kaydındaki mevcut hacizlerin kaldırılma süresinin inşaat yapım süresini etkilediğini belirterek bunların da dikkate alınmasını istemiştir. Hükme dayanan bilirkişi raporunda ise inşaat yapım süresi hesaplanırken çalışılmayan günler gözetildiği halde sözleşmede kabul edildiği üzere tatil günleri hariç tutularak yapım süresinin hesaplaması yapılmadığı gibi belediye paylarında bulunan hacizlerin kaldırılması için gereken makul sürenin de gözetilmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı açıktır. O halde yapılması gereken iş, inşaat süresinin tatil günleri ile çalışılmayan süre gözetilerek hesaplamak, bu süreye hacizlerin kaldırılması için gereken makul süreyi ilave etmek ve böylece saptanan teslimi gereken tarihten itibaren gecikme tazminatını hüküm altına almaktan ibarettir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1087 esas sayılı dosyasından verilen 13.11.2013 tarihli ara kararı ile alacağın tamamının icra veznesine depo edildiğinde %15 oranında teminat daha önce mahkeme veznesine depo edilmiş olmakla vezneye girecek paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda İİK'nun 72.maddesi gereğince tedbir konulmasına karar verildiği, borçlu vekilinin dosya borcunun tamamını yatırdıklarını belirterek hacizlerin kaldırılması istediğinin memurlukça reddedilmesi üzerine memurluk kararının iptali ile hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Kural olarak, borçlu tarafından İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir....