Haciz ihbarnamesinin 05/07/2022 tarihinde muhtara tebliğ olduğunu, müvekkilinin ihbarnameden tesadüfen haberdar olduğunu, müvekkilinin haberi olmadığın 1.ve 2. İhbarnamelerin usulüne uygun olmadan tebliğ edildiğini, borçlu şahıslara müvekkilinin hiçbir borcunun olmadığı gibi hiçbir alacağının da olmadığını, 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz ve yok hükmünde olduğundan 89/2. Haciz ihbarnamesinin de geçersiz olduğunu, tebliğ memurunun hiç bir araştırma yapmaksızın oğlu Murat Çelik'e tebligat yapmış gibi görünse de müvekkilinin ve oğlunun aynı konutta ikamet etmemekte olup Mersin'de ikamet ettiğini, 09/03/2022 ve 28/03/2022 tarihinde yapılan tebligatın iptali ile tebligatın öğrenme tarihinin 08/07/2022 tarihi olarak karar verilmesine, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasından gönderilen 89/1. Ve 89/2....
Somut olayda; haciz ihbarnamelerinin şikayetçi şirketin ... adresi olan ... Mahalle ... ... adresinde tebliğ edildiği, birinci haciz ihbarnamesinin “Muhatapla aynı işyerinde çalışanların tebliğ evrağını almaktan kaçındığından tebliğ evrakı aynı mahalle muhtarı ...'ya tebliğ edilmiştir. (Tebliğ imkansızlığı nedeniyle)” açıklaması ile 22.03.3013 tarihinde tebliğ edildiği, ikinci haciz ihbarnamesinin “İmtina Aynı yerde çalışan ... Tebliğ evrağını almaktan kaçındığından mahalle muhtarı ...'ya tebliğ edildi.” açıklaması ile 21.03.2013 tarihinde tebliğ edildi, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise “İmtina işyerinde bulunan işçisi isim ve imza atmaktan ve evrağı almaktan kaçındığından evrak muhtar ...'ya tebliğ edildi” açıklaması ile 21.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Şti.’nin borçlarından dolayı..... hitaben düzenlenen 18.11.2008 tarihli haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, haciz ihbarnamesi içeriğinde alacağın temlikinden de bahsedildiği, davacı tarafça haciz ihbarnamesine itiraz edilmeden, temlik eden ve temlik olunan şirketlerde hataya düşülerek, ödemelerin haftalık ödeme planları çerçevesinde yapılacağının Kuruma bildirildiği, sonrasında davalı Kuruma ödeme yapılmayarak gerek icra gerekse banka kanalıyla davalı .... … Ltd. Şti.’ne bir kısım ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerden bir kısmının ise davalı ....… Ltd. Şti. tarafından borçlarına mahsup edilmek üzere davalı Kuruma verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacaklarının imtiyazlı alacak olduğu, dava dışı ...d… Ltd. Şti.’nin davacıdan olan alacağını temlik etmesinin amme borçlusu sıfatını sona erdirmeyeceği, haciz ihbarnamesine konu borcun, davacının, ....… Ltd....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- 1-Davalı idare tarafından davacıya yapılan haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin belgenin aslının merciinden getirtilip evraka eklenmesi 2-Haciz ihbarnamesinin kime tebliğ edildiği ve tebligatı tebellüğ eden kişinin davacı şirketteki sıfatının davacıdan sorularak alınacak cevabın evraka eklenmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2010/953 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkiline 2.600,00 TL alacak tutarlı 1. ve 2. haciz ihbarnamesinin, 41.618,93 TL tutarlı 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, birinci ve ikinci haciz ihbarnamesinin TK 21/2 gereği usulüne uygun olmadan yapıldığını ayrıca üçüncü haciz ihbarnamesinin ise önceki ihbarnamelerle aynı tutarlı olmadığı gibi dava dışı takip borçlusu Kemal Timur’a borcu olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir. Adalet Bakanlığının talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın kanun yararına bozulmasını istemiştir. Dosyanın incelenmesinde; ......
ye birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği, adı geçen şirketin yasal sürede verdiği 19.06.2015 tarihli dilekçesi ile, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 17.06.2015 tarihi itibariyle borçlu şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek haciz ihbarnamesine itirazda bulunduğu, 3. kişinin yargılama aşamasında ibraz ettiği cevap ve beyan dilekçelerinde de, borçlu şirketin, aralarında düzenlenen alt yüklenici ana sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle birinci haciz ihbarnamesinin ulaştığı tarih itibariyle kendisinden alacaklı olmadığı gibi, borçludan 149.883,75 TL alacağı bulunduğunu savunduğu, bilahare,...'nun 15.12.2015 tarihli yazısı ile 06.05.2015 fatura tarihli hakediş raporuna istinaden, 17.06.2015 tarihi itibariyle yüklenici 3. kişiye yapılan ödeme miktarının 511.303,12 TL olduğunu bildirdiği ve mahkemece, anılan yazı içeriğine dayanılarak sonuca gidildiği görülmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/19701 esas sayılı dosyasından davacıya 89/1 haciz ihbarnamesinin T.K. 21/2'ye göre 04/01/2021 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin T.K. 21/2'ye göre 02/04/2021 tarihinde ve 89/3 haciz ihbarnamesinin T.K. 21/2'ye göre muhtarlığa 04/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, icra müdürlüğünce tebliğ edilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği, davacının mernis adresinin 06/09/2021 tarihinde değiştiği, davacıya tebliğ edilen tebligatların "Ambarlı Mah. Sebat Sk. No:6 İç Kapı No:9 Avcılar / İstanbul" adresinde yapıldığı, ancak davacının mernis adresinin 06/09/2021 tarihinde taşınma sebebiyle değiştirilerek "Acarlar Mah. 36. Sok....
Mahkemece "Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine davacı tarafından usulüne uygun itiraz edilmiş olması nedeniyle davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olduğu" tespiti yapılmış ise de; davacının aynı yöndeki düşünce ile üçüncü haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğundan bahisle açmış olduğu dava sonunda İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31.05.2016 tarih ve 2016/397 Esas - 2016/690 Karar sayılı kararıyla "Davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde ve usule uygun bir itirazı bulunmadığından, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davanın reddine" karar verildiği ve hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre, takip hukukuna ilişkin olarak icra hukuk mahkemesi tarafından verilen kesin karar işbu dava yönünden de bağlayıcı olacağından, ilk derece mahkemesinin "üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olarak gönderildiği" yönündeki değerlendirmesi hatalıdır....
Mahkemece "Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine davacı tarafından usulüne uygun itiraz edilmiş olması nedeniyle davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olduğu" tespiti yapılmış ise de; davacının aynı yöndeki düşünce ile üçüncü haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğundan bahisle açmış olduğu dava sonunda İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31.05.2016 tarih ve 2016/397 Esas - 2016/690 Karar sayılı kararıyla "Davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde ve usule uygun bir itirazı bulunmadığından, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davanın reddine" karar verildiği ve hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre, takip hukukuna ilişkin olarak icra hukuk mahkemesi tarafından verilen kesin karar işbu dava yönünden de bağlayıcı olacağından, ilk derece mahkemesinin "üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olarak gönderildiği" yönündeki değerlendirmesi hatalıdır....
Mahkemece "Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine davacı tarafından usulüne uygun itiraz edilmiş olması nedeniyle davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olduğu" tespiti yapılmış ise de; davacının aynı yöndeki düşünce ile üçüncü haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğundan bahisle açmış olduğu dava sonunda İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31.05.2016 tarih ve 2016/397 Esas - 2016/690 Karar sayılı kararıyla "Davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde ve usule uygun bir itirazı bulunmadığından, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinde usule aykırılık bulunmadığından davanın reddine" karar verildiği ve hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Buna göre, takip hukukuna ilişkin olarak icra hukuk mahkemesi tarafından verilen kesin karar işbu dava yönünden de bağlayıcı olacağından, ilk derece mahkemesinin "üçüncü haciz ihbarnamesinin usule aykırı olarak gönderildiği" yönündeki değerlendirmesi hatalıdır....