Mahkemece davanın kabulü ile 165 ada 12 parsel sayılı taşınmaz lehine, 165 ada 11 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi’nin 31.03.2014 havale tarihli rapor ve krokisinde 1. tercih olarak gösterdiği 3 metre genişliğindeki toplam 231,42 m2'lik kısımda geçit hakkı tesisine, karar verilmiştir. Hükmün, Dairemizin 03.05.2016 tarih 2015/3214-2016/5419 Esas-Karar sayılı ilamı ile mera niteliğindeki taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulamayacağı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş ise de mahkemece üzerinde geçit hakkı tesis edilen 165 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ham toprak vasfı ile hazine adına kayıtlı olduğundan geçit hakkı tesis edilebilecek bir taşınmaz ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir....
Mahkemece bu ihtiyacı karşılamak ve uygun güzergahı saptamak için keşif yapılmış, ne var ki az yukarıda değinilen ilkeler gözardı edilerek geçit yeri belirlenmiştir. Şöyle ki; 1-Üzerinde geçit hakkı tesis edilen 907 parsel sayılı taşınmazın üzerinde davacının haksız olarak inşaa ettiği fırını nedeniyle 907 parsel sayılı taşınmazın kullanım bütünlüğü bozularak geçit hakkı tesis edilmiştir. 2-Geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz bağlanması gerektiği ilkesi gözetilmeden yola sınırı bulunun davacı parseline kadar bağlantı yapılarak, davacının taşınmazları arasında ulaşımı sağlamak amacıyla geçit hakkı tesisi sonucunu oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. Bu nedenle de genel yola ulaşmayacak şekilde geçit hakkı tesisi doğru görülmemiştir. 3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve vekili olsa bile yararına avukatlık ücreti verilmemesi gerekirken bu yönün de gözardı edilmesi ayrıca doğru değildir....
beyanlar hanesinde gösterilmesine, karar kesinleştiğinde geçit hakkı bedeli olarak depo edilen bedelin tapu maliklerine tapudaki payları oranında ödenmesine, aleyhine geçit hakkı kabul edilen taşınmazlar dışındaki diğer davaya konu taşınmaz malikleri yönünden davanın reddine, 06/09/2019 tarihli fen bilirkişisi Hüseyin Yılmaz'ın raporu ve ekindeki krokinin kararın eki sayılmasına, Gümüşhane ili, Kürtün ilçesi, Çayırçukur köyü 115 ada 214 parsel sayılı taşınmaz malikleri T4 T5 T3'a geçit hakkı bedeli olarak tespit edilen 2.981,88....
Davacılar vekili, 153 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölecek şekilde geçit hakkı kurulmasını istemiş ise de diğer alternatiflerin değerlendirilmesinin olanaklı olması nedeniyle taşınmazı ikiye bölecek şekilde geçit hakkı tesisi mümkün değildir.Yukarıda belirtildiği üzere geçit gereksinimi davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmelidir. O halde mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 8 numaralı seçenek olarak gösterilen yüzölçümü diğerlerinden daha büyük olan 153 sayılı parselin batısından ve 154 sayılı parselin kuzeyinden geçecek şekilde geçit hakkı tesisinin mümkün olup olmadığı, mümkün olmaması halinde tüm seçenekler yeniden değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken diğer seçenekler değerlendirilmeksizin zeminde fiilen yol olarak kullanılan yerden geçit hakkı tesisine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle geçit hakkına ilişkin kısa bir açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “zorunlu geçit” başlıklı 747’nci maddesi “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir” hükmünü içermektedir. Geçit hakkı kurulabilmesi için geçit ihtiyacı duyulan taşınmazın genel yola hiç veya yeteri kadar bağlantısının bulunmaması gerekmektedir. İlk hâlde mutlak, ikinci hâlde nispi geçit ihtiyacı söz konusudur. Geçit ihtiyacı baştan itibaren olabileceği gibi, sonradan gerçekleştirilen kadastro, imar uygulamaları veya kamulaştırma işlemi sonucu da doğabilir....
Ayrıca Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda (2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekirken, gerekçesi açıklanmadan 5 metre genişliğinde geçit kurulması da doğru değildir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; lehine geçit hakkı kurulan 603 parsel sayılı diğer taşınmaz ile yol arasında aleyhine geçit hakkı kurulan 591 parsel sayılı taşınmazın haricinde 600, 601 ve 611 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu halde, anılan bu parsel malikleri davaya dahil edilerek bu parseller aleyhine de geçit hakkı kurulması gerekirken kesintisizlik ilkesine aykırı olarak hüküm kurulması da yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmemiş, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğunun yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür. Mahkemece; taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkı tesis edilmelidir....
Bu konuda bilirkişiden rapor alınmadan 20 sayılı parsele de bağlantısı olacak şekilde geçit kurulması kesintisizlik ilkesine aykırıdır. Ayrıca, mahkemece 122 ada 24 ve 25 sayılı parsellerden "davacı lehine" geçit hakkı kurulduğu görülmektedir. Geçit hakkı "taşınmaz leh ve aleyhine" kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmazların maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Davacıya ait taşınmazın lehine değil de davacı lehine geçit hakkı kurulması ayrıca aleyhine geçit hakkı kurulan 25 parsel sayılı taşınmazın malikinin de davada taraf olarak yer almaması doğru değildir. Öte yandan, TMK’nun 748/3 ve 1012. maddeleri ile Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddesi uyarınca geçit hakkının tapu kaydının beyanlar hanesine yazılması da gerekeceğinden hüküm sonucunda lehine ve aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazların ada ve parsel numaralarının gösterilmemesi de doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Geçit davalarında uygulanan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince, 11.05.2011 tarihli fen bilirkişisinin rapor ve krokisine göre davacı tarafından aleyhine geçit hakkı kurulması istenen 118 sayılı parsel üzerinden, 114 sayılı parsel lehine üzerinde ağaç ve sair muhdesat bulunmayan, (A) ile ve sarı renkle gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken daha önce geçit hakkı kurulan kısmın bitişiğinde bulunan, üzerinde muhtelif yaş ve cinste ağaçlar olan, (B) ile gösterilen kısımdan ve aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünü de bozacak şekilde geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Somut olaya gelince; mahkemece, 116 ada 7 parsel sayılı taşınmaza isabet eden kırmızı renkle boyalı "A" harfi ile gösterilen 116,82 m2 lik kısım ile, yine aynı krokide 116 ada 6 parsel sayılı taşınmaza isabet eden yeşil renkle boyalı "B" harfi ile gösterilen 69,39 m2'lik kısımlar üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilerek, bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiş; hazineye ait 116 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ikiye bölünerek taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğü bozulacak şekilde hüküm tesis edilmiştir, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmiş ise de gösterilen yerlerden geçit hakkı kurulmasının imkansız olduğu, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğu yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür....