Davacılara ait bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmediği dosya kapsamı, delillerle anlaşılmakta olup, davalı kooperatif tarafından sunulan 08.12.2002 tarihli Mesken Teslim Belgesine göre davaya konu 9. Blok 201 ve 301 nolu daireler sözleşmeye uygun olarak yapılıp, davacılardan... imzasına noksansız teslim edilmiştir. Teslim belgesinde yapımcı kooperatif ile hukukî bir ihtilafın olmadığı da yazılı olup arsa sahibi ...’in teslim tarihine kadar geçen süre için tahakkuk eden kira tazminatlarından feragat ettiğine dair bir beyan yer almadığından, bu belgenin kira tazminatı yönünden ibra olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki teslim belgesi davacılardan sadece... tarafından imzalanmış olup diğer davacı ...’in bu belge altında imzası mevcut değildir....
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu dairenin 01/04/2009 tarihinde teslimine davet edildiğini, davacının taşınmazı 53 gün geç teslim aldığını, sözleşmenin 8. 11. maddelerinde olağanüstü haller ve hava şartlarının getirdiği gecikmelerin süreye ilave edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının kendi edimlerini yerine getirmediğini, yeri teslim alıp oturduktan 4 yıl sonra kalan ödemeleri yaptığını, kira tazminatı almak için 4.maddedeki mükellefiyetlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektiğini, sözleşmede dolar bazında hüküm bulunmadığını,kök bilirkişi raporununda dikkate alınmadığını, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını beyanla; mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını ve haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, uyuşmazlığın niteliği gereği teslim olgusunu ispat külfeti davalı yüklenicide olup, dairelerin sözleşme gereği teslim edilmesi gereken tarih olan 30/12/2017 tarihinde teslim edildiğinin yüklenici tarafından ispat edilememesi nedeniyle, davacının daireleri teslim aldığını beyan ettiği 09/01/2019 tarihine kadar kira tazminatı hesabı yapılması ile hesaplanan kira tazminatının yerinde olmasına, yine bu dönem için talep edilen tazminat tutarı sözleşmede açıkça kararlaştırıldığından alacağın likit sayılmasına ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1- b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...
2.895,00 TL ve 2021 yılı aylık kira bedelinin ise 3.250,00 TL olduğu, dava konusu bağımsız bölümün 8 ay 17 gün geç teslim edildiği 24/08/2019 ile 30/12/2019 tarihleri arasındaki kira bedelinin 4ayx2513/ay+6/30x2513=10.554,60 TL, 01/01/2020 ile 11/05/2020 arasındaki kira bedelinin ise 4ayx2895TL/ay+11/30x2895=12.641,50 olmak üzere 13 nolu bağımsız bölümün geç teslim edilmesinden dolayı 23.196,10 TL kira tazminatı alacağından davalıların sorumlu olduğu anlaşılmış olup, davacının davasını bu bedel oranında ıslah ettiği, dolayısıyla bu davalılar yönünden açılan davanın ıslah talebi dikkate alınarak kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davanın kabulüne, 23.196,10 TL geç teslim kaynaklı kira tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı ile yaptığı satış sözleşmesi ile sözleşme tarihinden itibaren 16 ay sonra teslim edilmek üzere konut satın aldığını, davalının konut sözleşmesinde öngörülen süreden sonra teslim ederek kira kaybına neden olduğunu belirterek, konutun geç teslimi nedeniyle ıslahla birlikte toplam 9.450 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, konutu belli bir tarihte teslim etme taahhüdünde bulunmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir....
05.02.2003 tarihinde imar planı içerisine alındığından bu tarihe kırk sekiz ay ve bunun da üzerine iki yıl eklenmesi gerektiği, bu durumda taşınmazın en son teslim tarihinin 05.02.2009 olarak ortaya çıktığı, davacının ancak bu tarihten sonra kira tazminatı talebinde bulunabileceği, dava tarihine kadarki süre ve rayiç kira bedelleri nazara alındığında davacının davalı ...’... 5.532,00 TL kira tazminatı isteyebileceği, diğer davalı kooperatifin ise davacıyla arasında sözleşme ilişkisi ve davada taraf sıfatının bulunmadığı, manevi tazminat istemi bakımından ise yasal koşulların oluşmadığı'' gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 5.532,00 TL kira tazminatı alacağının (1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, 4.532,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalı ...'...
Davacı ve davalı arasında dava konusu konutun hangi tarihte teslim edileceğine ilişkin yapılmış bir sözleşme bulunmamakla birlikte, davacı, davalıya gönderdiği 28.01.2011 tarihli ihtarnamede de 8 ay gecikme ile taşınmazı teslim aldığını ileri sürerek gecikme tazminatı talep ettiğini beyan etmiştir. Anılan ihtarname dikkate alındığında, davacının davalıyı teslimden önce temerrüde düşürmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece davacının kira tazminatı talebi yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davacının kira tazminatına ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar, sözleşmeye göre cezai şartın kooperatif tarafından ödenmesi halinde davacıya ödeneceğinin taahhüt edildiğini, bu yönde kooperatiften alınan herhangi bir tazminat bulunmadığını iddia ederek davacının kira tazminatı isteyemeyeceğini savunmaktadırlar. Hemen belirtmek gerekir ki, davalıların dava dışı yüklenici kooperatiften geç teslim nedeniyle kira tazminatı alıp almadıklarının, bu davada bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü davalıların sözleşme ile teslim yönünde yüklendikleri edimi ortadan kaldıracak nitelikte değildir. Zamanında teslim edilmeyen daire nedeniyle davacının kira kaybının oluştuğu da izahtan vareste olup, davalılar, davacının bu zararını gidermekle yükümlüdürler. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketten satın aldığı 2 adet dairenin sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi nedeniyle rayiç kira bedelinin ödenmesi gerektiğini, sözleşme gereğince satın alınan taşınmazların 14 ay gecikmeyle teslim edildiğini belirterek, taşınmazların teslim edilmesi gereken 30.09.2010 tarihinden, fiilen teslim edildiği 05.01.2012 tarihine kadar aylık 2.000.-TL üzerinden toplam 56.000.-TL taşınmazların geç tesliminden kaynaklanan kira tazminatı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme gereği taşınmazın davacıya fiilen teslim edildiğini, davacının ihtirazi kayıt koymadan taşınmazı teslim aldığını bu nedenle talep hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, sözleşmede öngörülen 24 aylık teslim süresinin, sözleşme tarihinden itibaren başlaması gerektiği konusunda herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, taşınmazın geç teslimi halinde kira tazminatı ödeneceği konusunda da hüküm bulunmadığı, kaldı ki olayda davalının temerrüdünün de söz konusu olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 15.6.2006 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde, dairenin teslim süresi 24 ay olarak kararlaştırılmıştır. Buna göre davalının, sözleşme tarihinden itibaren en geç 15.06.2008 tarihinde daireyi davacıya teslim etmekle yükümlü olduğunun, davacının da bu tarihinden itibaren kira tazminatı talep edebileceğinin kabulü gerekir....