- KARAR - Davacılar vekili asıl davada, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, davalının edimlerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediğini ileri sürerek, inşaatı geç teslim edilmesi nedeniyle yapı ruhsatı tarihi ile teslim edilmesi gereken tarih arasındaki dönem için 86.000,00 TL kira kaybı alacağının, yapı ruhsatı 2,5 yıl geç alındığından 60.000,00 TL zararın, sözleşme kapsamında davalının davacılara vermesi gereken 70.000,00 USD karşılığı 91.000,00 TL’nin, yapı projeye ve sözleşmeye uygun olarak inşa edilmediğinden oluşan 350.000,00 TL değer kaybı zararının, davalı ile sözleşme yapılması nedeniyle uğranılan 150.000,00 TL menfi zararının ve geç teslimden kaynaklanan 63.000,00 TL munzam zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile 70.000,00 USD karşılığı 91.000,00 TL’nin, 173.754,00 TL kira kaybı alacağı ile temerrüt nedeniyle oluşan 205.429,00 TL işlemiş avans faizinin, faiz talebi kabul...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili firma ile imzaladığı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi uyarınca satın aldıkları taşınmazların kendilerine geç teslim edilmesi nedeni ile kira gelirinden mahrum kaldığını iddia ettiğini ancak sözleşme uyarınca davacılara sözleşmeye konu bağımsız bölümün geç teslim edilmesi gibi bir durum bulunmamakla beraber bağımsız bölümün davacılara süresinde teslim edildiğini, Haziran 2014 tarihinde taşınmazın kirasının 4.200,00 TL olarak belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini, dosyaya davacı tarafca kira sözleşmesi yapma imkanının ortadan kalktığına dair belge vs sunulmadığı gibi bilirkişi raporunda yapılan farazi hesaplamaya göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, kira kaybı hesabında, bağımsız bölümün hemen kiraya verebileceğine dair hiçbir somut delil olmadığı halde 01.07.2014 teslim tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, huzurdaki kira kaybı talepli dava belirsiz alacak davası olarak...
. - KARAR - Asıl davada davacılar vekili, arsa sahibi müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, davalının edimlerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediğini ileri sürerek, inşaatı geç teslim edilmesi nedeniyle yapı ruhsatı tarihi ile teslim edilmesi gereken tarih arasındaki dönem için 86.000,00 TL kira kaybı alacağının, yapı ruhsatı 2,5 yıl geç alındığından 60.000,00 TL zararın, sözleşme kapsamında davalının davacılara vermesi gereken 70.000,00 USD karşılığı 91.000,00 TL’nin, yapı projeye ve sözleşmeye uygun olarak inşa edilmediğinden oluşan 350.000,00 TL değer kaybının, davalı ile sözleşme yapılması nedeniyle uğranılan 150.000,00 TL menfi zararın ve geç teslimden kaynaklanan 63.000,00 TL munzam zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesini tam ıslah ederek, 70.000,00 USD karşılığı 91.000,00 TL’nin, 173.754,00 TL kira kaybı alacağı ile temerrüt nedeniyle oluşan 205.429,00 TL işlemiş avans...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin 20.05.2013 tarihinde yapılan tespit sonrasında herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın bağımsız bölüm anahtarlarını teslim aldığı, cezai şart alacağı için eser teslim alınırken ihtirazı kayıt konulmasının gerektiği, eldeki davanın ise teslim alınması tarihinden sonra 13.06.2013 tarihinde açılmış olduğundan geçmiş döneme ilişkin fer'i nitelikte olan cezai şart alacağının son bulduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Her ne kadar mahkemece istem, cezai şart alacağı olarak nitelendirilmişse de; davacının takibi sözleşmenin 10. maddesine göre maktu olarak belirlenen kira tazminatı alacağına ilişkindir. İfanın gecikmesi halinde kira tazminatı talep edilebilmesi için teslim anında, ihtirazı kayıt ileri sürülmesine gerek yoktur. İhtirazı kayıt olmaksızın geç teslimden ötürü kira tazminatı istenebilir....
Noterliği 02820 yevmiye no ve 28.01.2020 tarihli, Cumhuriyet mah. 4389 ada 9 parsel no'lu taşınmazın teslim edileceği ihtaren bildirilmiş olmasına karşın, davacıların söz konusu taşınmazı bilerek ve isteyerek teslim almadıklarını, taşınmazı teslim almayarak ve kat irtifakı çıkarılmasına imza atmayarak hem Kooperatifi hem de kendilerini bilerek isteyerek zarara uğrattıklarını, Davacıların kendi rızaları ile almadıkları taşınmaza ilişkin kira alacakları taleplerinin olmasının da açık ve net bir şekilde kötü niyetlerini ortaya koyduğunu, davacıların kira alacağı gibi bir durumun söz konusu olmadığını, Davacının kira taleplerinin haksız ve fahiş olup yerel mahkemenin kira alacağının varlığını kabul etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacılarla Kooperatif arasındaki sözleşme geçersiz olduğundan bu sözleşmeye dayanarak kira bedelinin istenemeyeceğini, Müvekkil kooperatifin borca batık olduğunu, Yargıtay içtihatları doğrultusunda iflas ertelemenin sözleşmelere etkisi de gözönüne...
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, eksik ve ayıplı iş bedeli hakkındaki hüküm Yargıtayca bozulmadığından bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, geç teslim nedeniyle kira tazminatı yönünden; Belediyeden kaynaklı mücbir sebep nedeniyle dairenin teslim tarihinin ........2008 tarihine uzadığı, davacının teslim tarihinden ... gün önce, ........2008 tarihinde, dava konusu gayri menkulü sattığı, bu nedenle kira tazminatı talep edemeyeceği gerekçesi ile kira tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Maddesine göre, gayrimenkulün teslim süresi 12 ay olup, davalı idarenin konutu, 16.5.2006 tarihinde teslim etmesi gerekirken, 30 ay gecikme ile 15.11.2008 tarihinde teslim ettiğini, davalıdan kira kaybına ilişkin tazminat alacağı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL miktarındaki kira kaybına dayanan maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 16.5.2005 tarihinde dava dışı 3.kişi ile davalı arasında davaya konu gayrimenkulün satımına yönelik sözleşme aktedildiği ve dairenin 15.11.2008 tarihinde alıcıya teslim edildiği, davacıya konutun bu tarihten sonra 19.10.2009 tarihinde devredilmiş olması ve taşınmazı devir protokolü ile devraldığından davacının kira geliri yoksunluğunun doğmayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, dairenin teslim tarihinin 30.9.2008 olduğu, taraflardan birisinin takastan vazgeçtiği ve sözleşmede bulunan şartlara uyulmadığı taktirde sözleşmenin hukuken devreye gireceği ve vazgeçen tarafın en az 20.000TL ödemek zorunda kalacağı hususları kararlaştırılmıştır.Bu kararlaştırma davacı için seçimlik bir haktır. Dava konusu dairenin kat irtifakı tapusunun davacıya 2013/6129-16066 devredildiği, dairenin de fiilen davacıya teslim edildiği hususları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı sözleşmenin ifasından vazgeçmediğine göre cezai şart isteyemez. Geç teslim nedeniyle sözleşmede öngörülen teslim tarihinden fiili teslim tarihine kadar yoksun kaldığı rayiç kira bedelini isteyebilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince teslim edilmesi gereken bağımsız bölümlerin, geç teslim nedeniyle kira kaybı alacağı, eksik ve ayıplı işlerden kaynaklanan tazminat istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 106 ncı maddesi. 2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 31.10.2023 tarihli ve 2023/1157 E., 2023/3005 K. sayılı ilamı. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, satış sözleşmesine konu dairenin geç teslim edilmesinden kaynaklanan kira kaybı alacağı istemine ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevi kapsamında kaldığından dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....