Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mükerrer kaydın iptali ve soybağının kurulması istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın soybağının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... Aile Mahkemesince ise uyuşmazlığın nüfustaki mükerer kaydın iptali istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemeleri, TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir....
Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması kaydın iptalini gerektirmez. Somut olayda, davacı resmi şekilde yapılmış bir belgeye dayanmadığı gibi yemin deliline de başvurmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 15.3.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar vekili, mahlulen...Vakfı adına hükmen tescilli 33 ada 30 parselin ...'ın vasiyetnamesi ile müvekkillerinin murisi ...ın mirasçı naspedildiğini ileri sürerek, kaydın iptali ile müvekilleri adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, süre aşımı, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte sağlık kurulu raporunun alınmaması ve parselin zilyetlikten dolayı...'in mirasçıları adına tapuya hükmen tescil edilip daha sonra da... Vakfı adına hükmen tescil edildiğini dolayısıyla taşınmazın mülkiyetinin Bedros oğlu ...'dan değil,...'in mirasçılarından vakfa intikal ettiğinden usul ve kanuna aykırı olarak açılan davanın reddini savunmuştur. Müdahil şirket vekili, müvekkili şirketin, dava konusu 30 parselde kain taşınmazı kat karşılığı inşaat yapmak üzere aldığını ve müvekkilinin 342.485.00.-TL masraf yaptığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini savunmuştur....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). .......... bundan sonra davacıların babası Abdurrahman'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan Sait ve Fatma'nın nüfus hanesindeki kaydının iptali ile biyolojik annesi Nazmiye Gül'ün (Durmuş) nüfusuna kaydı talebi yönünden davanın gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında mahkemece hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, iddialar ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor ile toplanacak deliller birlikte değerlendirilip nüfus kayıtlarının kapalı olduğu hususu da gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken eksik incleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * mükerrer kaydın iptali ile evlatlık sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece kaydın iptaline karar verilmiş, evlatlık sözleşmesiyle ilgili dava için görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalılarca kabul edilen kayıt iptali yönünden temyiz edilmiştir. İnceleme görevi Yargıtay * 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 18 Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2007 (pzt.)...
nin nüfus kaydını kullanılarak ... ile evlendirildiğini, gerçeğe aykırı bu durum nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek;...' nın öldüğünün tespiti ve kaydının iptaline, davacının ...Hane No:7'de kayıtlı, ... TC. Kimlik No'lu ..., ...'ın ... ile olan evlilik kaydının iptali ile ...'ın eşinin ... ve ... ile ...'dan olma çocukların annelerinin ... olduğunun tespitine ve nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nüfus kayıtları, kolluk tarafından yapılan araştırma, duruşmada dinlenen taraf ve tanık beyanları esas alınarak, davanın kabulü ile, 02/04/1949 doğumlu ...'ın öldüğünün ve 03/02/1958 doğumlu ... ile ...'ın aynı kişiler olduğunun tespitine, 03/05/1949 doğumlu ...'ın eşinin ... değil ..., ... ve ...'den olma, 01/01/1974 doğumlu ..., 30/01/1988 doğumlu ..., 06/01/2001 doğumlu ... Koçak ve 06/01/2001 doğumlu ...'...
nın başlangıçtan itibaren hatalı oluşturulan nüfus kaydının anne yönünden iptali istemine ilişkindir. Yani davalı ...'nın davacı üzerindeki kaydının iptali isteği, gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan kişisel durum sicilinin düzeltilmesi niteliğindedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282 nci maddesi gereği çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Görüldüğü gibi çocuk ile ana arasında soybağı doğum ile kendiliğinden kurulmaktadır. Çünkü çocuğu doğuran kadın anadır. Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Türk Medeni Kanununun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir....
Mükerrer kaydın iptali istemine ilişkin davada Finike Asliye Hukuk ve Kemer Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kaydında mükerrer olan kaydın iptal edilmesi istemine ilişkindir. Finike Asliye Hukuk Mahkemesince, mükerrer kaydın iptali istenilen kişinin davanın açıldığı tarihte yerleşim yeri adresinin "Kemer/ANTALYA" olduğu görülmekle HMK'nın 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince yetkisizlik kararı verilmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davalının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup bu davada resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının, davalı ...'...
İdare Mahkemesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 18/05/2017 tarih ve E:2016/1158, K:2017/2617 sayılı bozma kararına uyularak uyuşmazlık esası yönünden incelenmiş ve davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiilini işlediğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de; davacının soruşturma konusu olayda, 12. sınıfta olan iki öğrenci hakkında, tiyatro, münazara, yarışma gibi faaliyetlere katıldıklarına ilişkin olarak yazdığı dilekçenin okul yönetiminde kaybolduğunun ve söz konusu öğrencilerin devamsızlıktan kaldığının belirtilmesi üzerine, faaliyet günlerine ilişkin olarak dilekçeler düzenlediği, bu yönüyle ortada gerçeğe aykırı bir belge ya da rapor düzenleme durumunun söz konusu olmadığı gibi düzenlenen dilekçelerin gerçeğe aykırı olduğu yönünde de herhangi bir tespitin bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafından işlendiği iddia edilen gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından, tesis edilen...