den satın aldığını, tapu kaydının beyanlar hanesinde tapu sicil müdürlüğünün 14.09.2009 tarihinde taşınmazın tapu kaydındaki terkin edilen ipotek üzerinde haciz şerhlerinin bulunması gerekirken bu şerhlerin sehven ipotek kaydına işlenmemesi nedeniyle kaydın düzeltilmesi için dava açılacağına dair beyanlar sütununa kayıt düşüldüğünü, bu kaydın yolsuz olduğunu ileri sürerek terkin edilmesini, bu istem kabul edilmediği takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., kaydın terkinini talep etmiş, Tapu Sicil Müdürlüğü ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tazminat isteminin Hazineye karşı açılacak bir davada talep edilebileceği, beyanlar hanesindeki kaydın terkini isteminin ise haciz şerhi lehtarlarına karşı yöneltilmesi gerekeceği, tapu sicil müdürlüğünün davada pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılan dava reddedilmiş, davalı ... aleyhine açılan davanın ise takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/74 ESAS, 2017/263 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : Kumluca 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yaş tashihine yönelik nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin 1/c bendi de tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....
Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....
Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “Babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18. HD 2015/1360-3281, 2015/1591-4537)....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, nüfusa gerçeğe aykırı olarak kaydedilen anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılmış, mahkemece ve 17. Hukuk dairesinin 23.09.2010 tarihli yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararda dava nüfus kaydının düzeltilmesi olarak nitelendirilmiştir. Davanın Türk Medeni Kanununun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında temyiz incelemesi görevi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. Ancak anılan Dairece görevsizlik kararı verilmiş olduğundan görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 2.5.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyadı düzeltilmesi istenmesi üzerine birleştirilen davada da ... ... ve arkadaşları tapu kaydında da baba adı ve soyadı düzeltilmesi isteminde bulunmuşlar yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 6.4.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi her iki davanın davacıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar 20 parsel sayılı taşınmazda malik olan miras bırakanları ... ... oğlu ...'nın isminin "... oğlu ..." olarak geçtiğini ileri sürerek kaydın "... ... oğlu ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında ... ... dava konusu taşınmazın kendi miras bırakanı ... oğlu ...'...
soyadı ile eşi hanesine naklettiği ve babası hanesindeki nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesi, nüfus kaydının kapatılmasını; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale gelmesi olarak tarif ettikten sonra, kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kaydın yeniden açılacağı, kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olayların kişinin kaydına işleneceği hükme bağlanmıştır....
Davacı ... kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespiti ile kaydın düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece tespit hükmü kurulmuş, kaydın düzeltilmesi istemi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bilindiği gibi, tapu kaydında isim düzeltme davaları aynı zamanda kayıt malikinin kimlik bilgilerinin tespitini de içeren davalardır. Düzeltme istemi kayıt malikinin gerçek kimlik bilgilerinin tespitine bağlı olarak sonuçlandırılır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek sadece tespit hükmü kurulmuş, düzeltme istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu yön doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....