Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı Hayriye 03.03.1940 doğumlu olarak 1884 doğumlu ... ile eşi 1899 doğumlu...Türkan'ın çocukları olarak 06.04.1956 tarihinde beyan üzerine nüfusa tescil edilmiştir. Somut olayda dava, davacının, dede ve büyükannesi 1884 doğumlu ... ile eşi 1899 doğumlu...Türkan'ın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ...ve... kızı 1933 doğumlu...Uyan, gerçek babasının da nüfus kaydına göre kardeşi olan 1918 doğumlu.. olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan 1884 doğumlu ......
Asliye Hukuk Mahkemesi ve Düzce İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının davalı Kurum kayıtlarında "..." olarak görünen soyadının, gerçeğe uygun olarak "..." şeklinde düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101. maddesine göre; "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." Somut olayda, davalı Kurum kayıtlarındaki hatalı kaydın düzeltilmesi talep edilmekte olup, uyuşmazlığın 5510 Sayılı Yasa'nın 101. maddesi uyarınca İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'...
İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının davalı Kurum kayıtlarında "..." olarak görünen soyadının, gerçeğe uygun olarak "..." şeklinde düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101. maddesine göre; "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." Somut olayda, davalı Kurum kayıtlarındaki hatalı kaydın düzeltilmesi talep edilmekte olup, uyuşmazlığın 5510 Sayılı Yasa'nın 101. maddesi uyarınca İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... İş Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
un babasının ..., annesinin ... olduğunun tespitine karar verilmiştir. 1-Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden bilindiği üzere çocukla ana arasındaki soybağı doğumla kurulduğundan yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Bu duruma göre bir kimsenin nüfus kütüğüne birden fazla kaydedilmesi mümkün bulunmadığından, mükerrer olan kaydın iptaline karar verilmelidir. Kamu düzenini ilgilendiren böyle bir davada kayıtlardan hangisinin iptal edileceğine davacının tercih ve istemine bakılmaksızın mahkemece karar verilmelidir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle dava dilekçesi ve tanık anlatımlarından ...'ın, ... ve ...'ın çocuğu olduğu ve 04.06.1972 doğumlu olarak 15.06.1972 tarihinde beyan üzerine nüfusa tescil edildiği, aynı çocuğun evlatlık amacıyla fiilen ... ve ...'ya verildiği, adı geçenlerin de mahkeme kararı ve noter sözleşmesi olmaksızın çocuğu kendilerinden olmuş gibi beyan üzerine ... adı ile gerçeğe aykırı şekilde 04.06.1972 doğumlu olarak 28.11.1972 tarihinde nüfusa tescil ettirdikleri, ...'a ait kaydın işlem görmediği, ...'in ise 25.10.1987 tarihinde evlenerek başka haneye gittiği anlaşılmaktadır. Dava, her ne kadar ... ile ...'...
in nüfusuna geçtiği şeklinde kaydın düzeltilmesini istemiş mahkemece, davacının anne ve babasının Seyfullah ve ... olmadığının tespitine, iki nüfus kaydı arasında irtibat kurulmasına, Ayşe ...'in mükerrer olduğu anlaşılan kaydının iptaline, bu kişinin Hülya adı ile mevcut olan kaydın geçerliliğine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacı ... ...'in Yozgat İli Yerköy İlçesi, C:36, H:27'de Seyfullah ile Fatma'dan olma 01.01.1961 doğumlu, 08.04.1969 tescil tarihli olarak nüfusa kayıt edilmiş olduğu, aynı hanede Ayşe ... adında kişinin davacının kardeşi olarak gösterilip İbrahim ile Atike'den olma 01.01.1961 Yerköy doğumlu 07.01.1961 tescil tarihli olarak nüfusta kaydının bulunduğu, bu iki kaydın aynı kişiye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, gerçeğe aykırı olarak sonradan oluşturulan 08.04.1969 tescil tarihli Hülya ...'e ilişkin kaydın iptali de istenmediğine göre, mahkemece gerçeğe uygun olarak nüfusa kayıt edilmiş bulunan Ayşe ...'...
i Nüfus Müdürlüğü'ne yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle hatalı kaydın oluştuğu anlaşılmıştır. Dava bu hali ile soybağının reddi olmayıp nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine, davacıların kızkardeşi ... ile eşi nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde yazılan anne ve baba kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-a maddesine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davaları asliye hukuk mahkemesinde açılacağından, davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine aile mahkemesince bakılarak esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin ikinci fıkrasında, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin birinci fıkrasının c bendi ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir....
Salt bir kaydın gerçeğe aykırı oluşturulmuş bulunması, ilgili resmi dairenin lüzum bildirmesi bulunmadıkça, Cumhuriyet Savcısına kaydın düzeltilmesine ilişkin dava açma yetkisi vermez. Böyle bir durumda dava hakkı, kaydın düzeltilmesinde korunmaya değer hukuki yararı bulunan ilgili kişilere aittir. Davalılar Kıymet ve ...1985 tarihinde evlenmişler, boşanma davası 2010 yılında açılmıştır. Cumhuriyet Savcısı boşanma davasına bakan aile mahkemesinin ihbarı üzerine bu davayı açmıştır. Davaname ile; Kıymet ve...'ın müşterek çocukları olarak üzerlerinde kayıtlı olan 1989 doğumlu ... 1991 doğumlu..., 1993 doğumlu..., 1998 doğumlu olan ... ve 2000 doğumlu...'in annelerinin Kıymet değil, ...olduğu, 2001 doğumlu olup 2003'te ölen diğer çocuk ...'nın ise, babasının ... değil,... olduğu iddia edilerek bu çocukların anne ve baba adlarının düzeltilmesi istenmektedir. Resmi sicillerde açık bir çelişki ve kayıtlarda bir tutarsızlık bulunmamaktadır....