Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....
Somut olayda davacı gerçek annesinin ..., gerçek babasının ise ... olduğunu beyan etmekte olup dava, ... ve .... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ... ve gerçek babasının ... olduğunun tespiti ile buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Bu dava yönünden herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre de bulunmamaktadır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından). Somut olayda, davacılar davalı ...'in baba kaydındaki ...... isminin iptali ile nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Bu nedenle davacıların talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası,....l Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır....
Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18....
nın gerçek annesi olmadığı, gerçek annesinin ... olduğu ileri sürülerek anne adı yönünden nüfus kaydının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesinin istendiği, mahkemece anne adının düzeltilmesi istemiyle daha önce davacı ... tarafından açılan ve davacının feragatı nedeniyle reddedilen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.01.2013 tarih ve 2012/165 Esas 2013/34 Karar sayılı kararı esas alınarak feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğurması ve feragat edilen bir davanın yeniden açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davalar, kamu düzeniyle ilgilidir ve re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu davalarda ilgililer arasında gerçekte bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Düzeltmeyi isteyen şahsın da ileri sürebileceği subjektif bir hakkı yoktur. Dolayısıyla davacının daha önce aynı konuda açmış olduğu davadan feragat etmiş olması, aleyhinde "kesin hüküm" oluşturmaz ve yeniden dava açmasına engel teşkil etmez....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davalının baba hanesinden çıkartılması suretiyle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacıların talebi, davalının gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış şekilde baba Enver Yener’in kızı olarak nüfusa tescil edilmesine dayalı sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğundan nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih, 2016/10286 E. ve 2016/12040 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, “...Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay HGK’nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 Sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır....
ın evlilik içinde doğmadığı, öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 292 ve devamı maddeleri uyarınca da bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından, ... yönünden dava gerçeğe aykırı beyanla oluşan hatalı kaydın düzeltilmesi istemine ilişkindir. Görev kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup bu konuda çıkan uyuşmazlıklar aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Nüfus Kanunu'nun 46. maddesinde düzenlenen hatalı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin davalar ise asliye hukuk mahkemelerinde bakılır. Bu durumda mahkemece, ... hakkındaki davanın mahkemenin görevsiz olması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi yerine hak düşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir....
un üzerine kaydettirdiği, mükerrer nüfusa kaydedilme ve baba adının düzeltilmesi gerektiği, bu nedenle öncelikle Eskişehir Nüfus Müdürlüğündeki kaydın mükerrer ve sonraki kayıt olması nedeniyle iptaline, ... ve ... olarak gözüken çocukların nüfus kayıtlarındaki baba isminin ... olarak değiştirilerek ... nüfusuna kaydedilmelerine, böylece nüfus kaydının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Anne Yönünden Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacı ...'nin nüfus kaydında Beyaz olarak geçen anne adının gerçek annesi olan ... olarak düzeltilmesi (gerçek anne ile nüfus kayıtları üzerinde aralarında bağ kurulması) istenilmiştir. Mahkemece; davacıya davasının ispatı yönünden delillerinin sorulduğu, davacının başkaca delilinin olmadığına ilişkin beyanıyla da davacının kanıtlanamayan davasının reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Dolayısıyla nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun "kaydın kapatılması ve yeniden açılması" başlıklı 14. maddenin 1. fıkrasına göre; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar sebebiyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir" hükmünü içermektedir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir....