"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki Genel Kurul Kararının iptali istemine ilişkin davada Çeşme Sulh Hukuk ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, genel kurul kararının iptali, yöneticinin görevden alınması ve kayyum atanması istemine ilişkindir....
Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42. maddesine göre genel kurul, bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Genel kurulun yetkisine giren bir hususta genel kurulca verilmiş bir yetki olmaksızın yönetim kurulunca karar alınması mümkün değildir. Genel kurul kararının iptali istemiyle açılmış bir davada, yönetim kurulunca, genel kurul kararının değiştirilmesi sonucunu doğuracak nitelikte sulh anlaşması yapılması yasaya aykırıdır. Öte yandan, kooperatif genel kurul kararının iptali davasına bakan mahkemenin, yargılama sonucunda davanın kabulü gerektiği sonucuna varması halinde, iptal kararı vermekle yetinmesi, genel kurulun yerine geçerek karar vermemesi gerekmektedir....
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket ortaklarınca, davalı şirketin 06.07.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüzlüğünün tespiti ve kâr payı dağıtılması talebiyle açılmış ise de, hukuki nitelendirme bakımından dava, TTK'nın 445.maddesi uyarınca genel kurul kararının iptaline yönelik olduğu, davacı şirket ortaklarının iptalini istedikleri kararlar yönünden yokluk halinin bulunmadığı, davacıların daha önce Yerel Mahkemenin 2012/279 Esas sırasına kaydedilen 05.07.2012 tarihli dava dilekçeleri ile 06.07.2012 tarihinde yapılacak olan sermaye artırımı talepli genel kurul toplantısının tedbiren durdurulmasını, aksi halde dava neticesinde sermaye artırım kararının iptalini talep ettiği, sonradan aldırılan bilirkişi raporuna istinaden davayı tenkis talepli olarak ıslah ettiği, bu durumda davacıların, 06.07.2012 tarihli genel kurul kararının alınmasından yaklaşık üç yıl sonra 01.06.2015 tarihinde açtıkları dava üç aylık...
Davalı şirketin davaya konu 23.09.2022 tarihli 2021 yılı olağan genel kurul toplantısına ilişkin yönetim kurulu kararının toplantı nisabı sağlanmaksızın alınmış olduğu, bu itibarla hukuken çağrıya ilişin bir Yönetim Kurulu Kararının varlığından bahsedilemeyeceği, Davalı taraf vekilinin; “davacılardan ... bu şartı lehine kullanmak maksadıyla davet edildiği toplantılara katılmayarak şirketin genel kurul kararı almasını engellemeye çalıştığı” iddiasına karşılık TTK m. 410/2’nin; “Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin önceki yıllarda yapılan genel kurul toplantılarında alınan yönetim kurulu üyelerine 6102 sayılı Kanun'un 395 ve 396 ncı maddelerindeki yetkilerin bir arada verilmesine yönelik genel kurul kararları aleyhine iptali istemiyle davalar açıldığı, Mahkemelerine açılan 2017/278 E. sayılı dosyası ile 2017 yılındaki genel kurul kararlarının iptaline karar verildiği, Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davalar sonucunda ise 2011 ve 2014 yılındaki genel kurul kararlarının iptaline karar verildiği, her iki iptal kararının da Yargıtay 11. Hukuk Dairesince gerekçeli olarak onandığı ve kararların kesinleştiği, 08 Ağustos 2014 tarihli genel kurulda verilen izinle ilgili Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/525 E.- 2015/114 K. sayılı iptal kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 11....
Mahkemece, imza üzerinde herhangi bilirkişi incelemesi yapılmamış olmakla birlikte, davacının genel kurul toplantısına çağrıldığı kabul edilmiştir. Mahkemece, bu kabule göre, usulüne uygun toplantıya çağrılan ancak genel kurul toplantısına katılmayan üyenin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca, genel kurula katılması, red oyu vererek alınan kararlara muhalefet etmesi halinde genel kurul kararının iptali davasını açma hakkını haiz olacağı, davacının çağrıldığı halde genel kurula gelmediği için iptale ilişkin dava hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerekirken, genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak çağrılmayan üyelerin iptal davası açma hakkı bulunduğu hususu gözardı edilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve genel kurul kararlarının yasa, ansözleşme ve iyiniyete aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi mahkemenin anılan kabulü ile çelişmiştir....
Noterliği 18.08.2020 tarih ve .... sayı ile tasdikli 06.08.2020 tarihli genel kurul kararı müdür ... seçildiğini, Müdür seçimi için yapılacak olan genel kurul Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilmediği gibi diğer pay sahibi ortaklara bilgi dahi verilmediğini, özellikle yetkisiz müdür .... ve diğer pay sahibi ... tüm bilgi belgelere ortaklığın işleyişine dair bilgi sahibi olmasına rağmen müvekkili ile paylaşmayarak dürüstlük kuralına dahi aykırı davrandığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; 21.10.2021 Tarihli Genel Kurul Kararının İvedilikle Yürütmesinin Durdurulmasına, yürütmenin Durdurulması Kararının Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne gönderilmesine ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde Yayımlanmasına, 21.10.2021 Tarihli Genel Kurul Kararının Yokluğunun Tespitine mümkün olmaması halinde iptaline ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
kooperatifi seçime götürecek ve genel kurulu toplayacak kayyum tayinine, genel kurul toplantısının ve seçimlerin mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile genel kurul toplantı tutanağının 12....
kooperatifi seçime götürecek ve genel kurulu toplayacak kayyum tayinine, genel kurul toplantısının ve seçimlerin mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile genel kurul toplantı tutanağının 12....
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin T5 Limited Şirketi'nin ortağı olduğunu, 29.11.2021 tarihli genel kurul kararıyla müştereken yetkili müdür olarak atandığını, 17.02.2022 tarihli genel kurul kararı uyarınca müvekkilinin yetkisinin kaldırılarak şirket ortağı T3 T4 aksi karar alınıncaya kadar şirket müdürü olarak atandığını, şirket müdürü olarak Ayhan Çağılcı'nın münferiden temsile yetkili olduğunun belirtildiğini, ne var ki söz konusu genel kurul kararının sahte olduğunu, ne çağrısız ne de çağrı yoluyla yapılan bir genel kurul toplantısının bulunmadığını belirterek dava konusu genel kurul kararının hükümsüz ve geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle söz konusu genel kurul kararının yürütmesinin tedbiren durdurulmasını istemiştir....