WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ATM'nin ... esas sayılı davasının 10/12/2018 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik olarak İzmir ... ATM'nin ... esas sayılı davalarının açıldığını, dava konusu 30/06/2019 tarihli genel kurul kararlarının iptali için de iş bu davanın açılmasında zorunluluk doğduğunu, böylelikle bir yıl içerisinde 6 genel kurul yapıldığını 04/08/2019 tarihi itibariyle yeni bir genel kurul çağrısı daha yapıldığını, İzmir 3....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/1097 Esas KARAR NO : 2024/130 DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) DAVA TARİHİ : 15/09/2014 KARAR TARİHİ : 14/02/2024 İŞLEMDEN KALDIRILMA TARİHİ : 08/11/2023 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacılar vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili davacıların tümünün davalı kooperatifin ortağı olduklarını, 27.06.2014 tarihli Genel kurul toplantısını yapan yöneticilerin yöneticilik vasıflarının bulunmadığını, 30.06.2011 tarihinde yapılan Genel kurul Toplantısında alınan tüm kararların, İzmir... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı ilamıyla iptal edildiğini, anılan Mahkemenin bu kararının Yargıtay ...Hukuk Dairesi'nin......

      Davacı tarafça, davalı kooperatif yönetim kurulunca bu hususta alınmış bir genel kurul kararı bulunmaksızın 05.02.2006 tarihinde kooperatif arsasının satın alınmasına karar verilmiş, sonrasında 06.02.2006 tarihli genel kurulda arsa ve taşınmaz satın almaya ilişkin yönetim kuruluna icazet anlamında karar alınmış ise de, toplantı nisabına uyulmaması sebebiyle bu genel kurul kararının batıl olduğu ileri sürülerek, kooperatif arsasının genel kurul kararı olmaksızın usulsüz alındığının tespiti istenmiştir. Davacının istemi, HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olmayıp, kooperatif arsasının satın alımına ilişkin 05.02.2006 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine yöneliktir. Her ne kadar sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince kural olarak sözleşmenin iptalini ancak sözleşmenin tarafları isteyebilir ise de, sözleşmenin batıl olması durumunda ilgili kişiler bunun tespitini isteyebilirler....

        Davalı vekili, üye kayıtlarının usulüne uygun olduğunu ve genel kurul toplantısının yasalara uygun olarak yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, anasözleşmede Bayındır ilçesi dışında faaliyette bulunan taşıyıcıların ortak olmasını engelleyen bir hüküm yer almadığı, kooperatife ilk genel kurul toplantısından önce üye kaydedilmesinde usül ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Kooperatifler Kanunu' nun 26. maddesi "Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir." ve anasözleşmenin 24. maddesi "Toplantı tarihinden üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir." hükümlerini içermektedir....

          B.’ün çağrısız ve usülsüz genel kurul toplantısına iştirak ederek 16.07.2012 tarihli kararı imzaladıklarını, ayrıca 16.07.2012 tarihli genel kurulun gündeminin de ilan edilmemiş olduğunu, toplantının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğini, 16.07.2012 tarihli genel kurul kararının TK. m.447 gereği mutlak butlanla sakat olup, hukuken sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, davacı ile diğer ortak Z.A.'ın 05.07.2012 tarihinde açılmış bulunan boşanma davasının halen derdest olduğunu, devrin ortak olan eşten mal kaçırma amaçlı, muvazaalı bir devir olması sebebi ile genel kurul kararının TTK. m.447 çerçevesinde batıl sayılacağını 16.07.2012 tarihli genel kurul kararının TTK. 595/2 gereği, genel kurul kararında belirtilen şartlara uygun olarak toplanmadığından hükümsüz olduğunu belirterek, davalı şirketin 16.07.2012 tarihli hisse devrini konu edinen genel kurul kararının hükümsüz olduğunun tespitini ve iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir....

            Disiplin Kurulunun 13.07.2011 tarihli kararı ile davacı hakkında bir yıl süreyle hak mahrumiyeti cezası verildiğini, bu cezaya itiraz üzerine 31.03.2012 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında itirazın reddine karar verildiğini, bu ret kararının dernek tüzüğüne ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek 31.03.2012 tarihli genel kurul toplantısında itirazın reddine ilişkin kararın iptalini istemiş; mahkemece, genel kurul toplantı tutanaklarında davacının açıkça muhalefet şerhinin olmadığı, davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Bu açıklamalar uyarınca somut olaya gelindiğinde davalı şirketin yönetim kurulunun gerek tescil ve ilan edilmeyen 11.03.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar uyarınca gerekse bu tarih öncesinde davacı ve dava dışı ortak Barış Zaman'dan oluştuğu iptali talep edilen genel kurul toplantısının olağanüstü toplantı mahiyeti taşıdığı, bu toplantı öncesinde genel kurulun toplantıya davet edilmesine ilişkin olarak yönetim kurulunca yukarıda açıklanan usuller çerçevesinde alınmış bir kararının bulunmadığı, bu haliyle 16.06.2017 tarihli genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğu, bu durumda genel kurulun TTK'nun 410/1. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrıldığından söz edilemeyeceği, TTK'nun 416. maddesinde düzenlenen çağrısız genel kurul toplantısına ilişkin koşulların da somut olayda gerçekleşmediği, ortada usule uygun şekilde toplanmış bir genel kurul bulunmadığından bu genel kurulda alınan kararların batıl sayılması...

              Davacılar vekili, toplantıya katılan bir kısım ortakların anasözleşme uyarınca ödemeleri gereken sermaye payını ödemediklerinden genel kurul toplantısına katılma ve oy kullanma hakkına sahip olmadıklarını ileri sürmesine rağmen mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Diğer yandan, genel kurul toplantısına katılan ...’nün payını genel kurul toplantısı öncesi 29.01.2009 tarihinde...’ye devrettiği anlaşılmaktadır. Pay devri ve devrin yönetim kurulunca kabul edilmesinin ardından payını devreden ortağın bu paya ilişkin ortaklık sıfatı sona erer. Meğerki payını devreden ortak, devrettiği paydan başka pay sahibi olsun....

                çokluğu ile onaylandığı, bu genel kurul kararının iptali için açılan davanın reddine dair verilen mahkeme kararının kesinleştiği, sözleşmenin ifası yönünde genel kurul kararından önce herhangi bir işlem yapılmadığı, ancak genel kurul kararından sonra 2006 yılında sözleşmenin ifası amacıyla işlemler yapıldığı, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olan anılan aykırılığın, sözleşmenin yokluk ile malul olmasını değil, butlana dayalı olarak iptal edilebilir olması sonucunu doğuracağı, daha sonra genel kurulun bu sözleşmeye onay vermesi ile bu eksikliğin giderildiği, bu durumda bozma ilamında belirtilen yokluk durumunun dava konusu sözleşmede bulunmadığı, iptali kabil bir sakatlığın icazet yoluyla ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 06.04.2012 tarih ve 2011/4917-2012/2683 E-K. sayılı ilamıyla onanmıştır....

                  oyçokluğu ile onaylandığı, bu genel kurul kararının iptali için açılan davanın reddine dair verilen mahkeme kararının kesinleştiği, sözleşmenin ifası yönünde genel kurul kararında önce herhangi bir işlem yapılmadığı, ancak genel kurul kararından sonra 2006 yılında sözleşmenin ifası amacıyla işlemler yapıldığı, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olan Kooperatifler Kanunu 42/6. maddesindeki kanun emredici kaidesine aykırılığın, sözleşmenin yokluk ile malul olmasını değil, butlana dayalı olarak iptal edilebilir olması sonucunu doğuracağı, daha sonra genel kurulun bu sözleşmeye onay vermesi ile bu eksikliğin giderildiği, bu durumda bozma ilamında belirtilen yokluk durumunun dava konusu sözleşmede bulunmadığı, iptali kabil bir sakatlığın icazet yoluyla ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu