ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 08/07/2021 NUMARASI: 2019/581 Esas - 2021/663 Karar DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin 2.000’er adet hissesinin sahibi olduklarını, şirketin hakim hissedarı yöneticilerinin, diğer pay sahiplerinin ve genel kurulun hak ve yetkilerini hiçe sayarak, ihtarlara rağmen yıllardır genel kurulu olağan toplantıya çağırmadıklarını, 6102 sayılı TTK'nın yürürlüğe girmesinden dava konusu 30/04/2019 tarihli genel kurul toplantısına kadar hesap ve işlemlerin incelendiği hiçbir olağan genel kurul toplantısı yapılmadığını, son olarak 23/07/2013 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılıp sonrasında şirket yöneticilerinin olağan genel kurulu toplantıya çağırmadığından davalı şirkete noterden gönderilen 02/09/2013 ve 18/05/2016...
açısından davacının talepleri bakımından incelemeye geçilmesi gerektiğini, Kanunda şartların oluşmasına rağmen özel denetçi atanmamasının genel kurulkararının butlanı, veya iptali sebebi yada ibra oylamasını engelleyen bir durum olarak öngörülmediğini; yalnızca azlığa söz konusu hususta dava açma hakkı tanındığı bu nedenle davacının söz konusu talebiyle ilgili olarak azlığın mahkemeye başvuru hakkının doğduğunu, ancak söz konusu hususun genel kurul kararının iptali sebebi olarak kabul edilemeyeceğini, Davacı ...'...
davacıların olumlu oyu ve tüm pay sahiplerinin oy birliğiyle karar verildiğini, davacıların, söz konusu genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine aday olmadıklarını, davacıların, --- tarihinde müvekkili şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na---yevmiye sayısıyla gönderdikleri ihtarname ile sahip oldukları şirket paylarını halka arz etmek üzere--- başvurmayı planladıklarını belirttiklerini, anılan genel kurul toplantısında yapılan müzakere neticesinde, şirket paylarının halka arz edilmemesine oy çokluğu ile karar verildiğini, davacılar tarafından söz konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebiyle --- Esas sayılı dava ve ayrıca----atanması talebiyle --- Esas sayılı dava açıldığını, mahkemece ----sayılı kararıyla davanın kesin olarak reddedildiğini, müvekkili şirketin ---yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısı, --- tarihinde ----sayılı yazısıyla görevlendirilen ---- gözetiminde yapıldığını, davacılar tarafından söz konusu genel kurul toplantısında alınan...
GEREKÇE: Dava, anonim şirkette genel kurulda alınan kararların geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. TTK'nın 445. maddesinde kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine TTK'nın 446.maddesinde belirtilen kişilerce karar tarihinden itibaren üç ay içinde, iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir....
Laub tarafından Ege Enerji A.Ş. aleyhine açılan yukarıda 6/d bendinde yer alan, genel kurul kararının iptali davasında ulaşılan sonuçla ve dair uygulamasıyla tamamen çelişki halindedir. Şöyle ki, Ege Enerji’nin J 550 sayılı İşletme Ruhsatının devrine ilişkin 11.03.2010 tarihli genel kurul kararının mahkemece 2015 yılında iptaline karar verilmiş, KD aşaması tamamlanarak 02.11.2017 tarihinde yani, 10,5 yıl sonra kesinleşmiştir. Ancak bu kararın yanlış olduğunu söylemek doğru değildir. Zira tarafların hukukunu, hatta mülkiyet hakkını ilgilendiren bir hususta zamanaşımı olmaz. Şirketin en değerli mal varlığı üçüncü bir şirkete devredilmiştir. Bu nedenle, aradan 10,5 yıl da geçse, şirketin mal varlığının genel kurul kararının iptali suretiyle şirkete avdet etmesi yerinde olmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "Davanın kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın 13/09/2020 tarihli olağan genel kurulunda belediyeye ecrimisil ödenmesine ilişkin 6 no’lu kararının iptalinin gerekip gerekmediği, kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının tespiti hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dava kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir....
nın 335. maddesi uyarınca, denetçi kararı ile 02.02.2011 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiğini, anılan toplantıda oy çokluğuyla yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminin ve görev dağılımının yapıldığını, ancak anılan genel kurul toplantısı ve kararlarının usule uygun olmayıp, yoklukla sakat bulunduğunu ileri sürerek, 02.02.2011 günlü olağanüstü genel kurul toplantı ve kararlarının hükümsüz olduğunun tespiti ile iptalini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, davalı şirketçe usulsüz bir şekilde 02.02.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında seçilen üç kişilik yeni yönetim kurulunca davalı şirketin ....03.2011 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısına çağrıldığını ileri sürerek, yeni yönetim kurulunun ....03.2011 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına dair kararı ile bu karara dayalı çağrının hükümsüz olduğunun tespiti ile iptalini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2009 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının butlanının tespiti iptal şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mera komisyon kararının iptaline, şerhin terkini talebinin reddine dair verilen 08.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyet hakkına dayalı olarak dava konusu 1021 parsel sayılı taşınmazın mera komisyonu tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan mera olarak tahsis edildiğini belirterek 05.10.2007 tarihli mera komisyon kararının butlanının tespitini, olmadığı takdirde kararın iptalini ve tapu kaydındaki tahsise ilişkin şerhin de terkinini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Genel kurulda alınan 5 nolu karar yönünden; yerel mahkemece de tespit edildiği üzere 5 nolu karara konu taşınmazın davalı şirket açısından önemli nitelikte malvarlığı olduğundan bu taşınmazın satışındaki yetkinin genel kurula ait olduğunu, Yerel mahkeme kararındaki tespitin aksine önemli nitelikteki malvarlığı satışına ilişkin sonradan icazet verilmesinin mümkün olmadığını, satış işleminden iki yıl sonra alınan genel kurul kararının her halükarda hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan geçersiz olduğunu, taşınmazın devri hususunda şirketin menfaati olup olmadığını değerlendirmeden 5 nolu kararın butlanına karar verilmesi gerektiğini, TTK m.408/2-f uyarınca genel kurul tarafından alınacak kararın dışa yönelik bir etki doğurduğunun kabulü gerektiğini, dışa yönelik etki doğuran yönetim kurulu kararının/ genel kurul kararı olmaksızın yapılan satış işlemlerin batıl...
, oy kullanma, temsil edilme, bilgi alma haklarının engellendiğini, genel kurula çağrılmamalarının hukuka ve iyi niyet kurallarına uygun olmadığını, açıklanan nedenlerle mirasçıların ortak olarak kaydedilmemeleri ve hazirun cetveline yazılmamaları, batıl bir ortak listesi ve hazirun cetveli ile yapılan genel kurulun da batıl olduğunu, yapılmayan veya yapılmaması gerektiği halde yapılan bütün işlemlerin yasal dayanağı olmadığından yok hükmünde olduğunu, genel kurul gündemine konulup karar alınmadan yönetim kurulu üyelerine ödeme yapılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığını, genel kurul gündeminde yönetim kuruluna ücret, prim vb şekilde sağlanacak mali hakların belirlenmesine ilişkin madde bulunmadığını, şirketin ana sözleşmesinde yönetim kurulunun alacağı ücretler ve diğer ödemelerin düzenlenmediğini, dolayısıyla genel kurul tarafından belirlenmesi gerektiğini, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin şirkette başka görevlerinin de olması dolayısıyla ücret almaları ve bu ücretlerinin yönetim...