ihlal edildiğini, birleşen davada ise 07.03.2010 tarihli genel kurulda usulüne uygun olarak teklif edilmiş olmasına rağmen kooperatifin feshinin görüşülmesi istemli teklifin gündeme alınmadığını ileri sürerek, asıl davada, işletme kooperatifine dönüşmeye ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun, kooperatifin amacının gerçekleştiğinin ve dağılmış olduğunun tespitine, feshine, tasfiye memuru atanmasına; birleşen davada ise, teklifin gündeme alınmaması kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
a genel kurul kararının icrasının durdurulması ile ilgili beyanda bulunmaları yönünde meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, yönetim kurulu üyeleri tarafından genel kurul kararının icrasının durdurulması ile ilgili olarak beyanda bulunulmuş olduğu, iptali talep edilen genel kurul kararlarının ana sözleşme, yasa ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığının yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği, davacının haklılığının ispatına yönelik yaklaşık ispat şartının henüz oluşmadığı gerekçesiyle davacının icranın geri bırakılması talebinin TTK'nun 449/1. ve HMK'nun 390. maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir....
İnşaat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 5.maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. (1) Dava, 31.10.2014 tarihli davalı anonim şirket genel kurulunda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptali ve bu kararların alındığı genel kurulun toplanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı genel kurul çağrı kararının alındığı 09.10.2014 tarihli yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu ve bu nedenle bu karara dayalı olarak yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların da iptalinin gerektiğini iddia etmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı ...'nın 410/1. maddesine göre genel kurul, görev süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir....
Bu durumda davacıya genel kurul katılımı için bir çağrı yapılmamasına göre mahkemece davacının katılımı olmaksızın genel kurula katılan önceki yönetim kurulu üyelerinin TTK 436/2. maddesinde uyarınca kendi ibralarında ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında ayrıca bilanço ve kar/zarar hesaplarının ibrasında oydan yoksun oldukları halde oy kullandıkları ve sadece kullanılan bu oylar ile karar alınmasının anılan kararların iptalini gerektirdiği gerekçesiyle 3 ve 5 numaralı genel kurul karalarının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır"şeklinde yol göstermiştir Somut olayda; davacılar vekili 01.09.2023 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan bütün kararların TTK 397 md gereğince yoklukla malul olduğu iddiasında gerekçeyi; genel kurula ilişkin çağrı kağıdının davacılara usulüne uygun tebliğ edilmemesi olarak açıklamıştır....
hukuki yararı olmadığını, bu nedenle----- malul ve batıl olduğunun tespitine karar verilmesini müvekkillerinin de arzuladığını, mahkeme masraflarının davacı ve davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Resen yapılan inceleme neticesinde; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1-a ve 1-b bentlerinde yer alan "Davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların İPTALİNE” ibaresinin çıkartılarak yerine "Davalı Kooperatifin 16.04.2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
olduğu buna rağmen genel kurul toplantısının 7. maddesi ile ......’ın yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi hukuka aykırı olduğu ayrıca bu yöneticilere gündem maddesinin 8 maddesi ile yetki ve izin verilmesi de hukuka aykırı olduğu, 7 ve 8. maddelerin butlan hükümsüzlük ve yoklukla malul olduğundan bahisle mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 6-7-8 nolu kararların butlan ve yoklukla malul olma sebebi ile hükümsüz olduğunun tespiti ya da iptali, 5 nolu maddenin hukuka aykırı olması nedeni ile iptaline karar verilmesi istemli istinaf edilmiştir....
tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin 19/11/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; toplantıya usulüne uygun davet edilmeyen hissedarın genel kurul kararlarını iptali için dava açma hakkı bulunduğu, ancak genel kurul kararlarının kanun, ana sözleşme ve hakkaniyete aykırı olduğunun iddia ve ispat edilmesi gerektiği, davacının bu hususta herhangi bir iddia ve ispatta bulunmadığı, genel kurulda sadece müdür azli ile yeni müdür seçimi yapıldığı, davalı şirketin ana sözleşmesinde müdür seçimi ile ilgili bir düzenleme getirilmemiş olup, sadece 8.maddede ortaklar kurulu tarafından seçileceğinin belirtildiği, Türk Ticaret Kanunu'nda müdür seçimi ile ilgili özel bir nisap getirilmediği, davalının toplantıya katılması ve red oyu vermesi halinde dahi seçimin gerçekleşeceği, davacı tarafından başka iptal sebeplerinin ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince, iptali istenen genel kurul kararının alındığı genel kurulun toplanmasında usule aykırı bir durum olmadığı, genel kurul kararında davacı ortağın, TTK'nın 447/1. maddesinde belirtilen haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran bir karar alınmadığı, davacının pay miktarı itibariyle genel kurula katılması halinde dahi dava konusu genel kurul kararlarının sonucuna etkili olamayacağı, alınan kararların yoklukla malul olduğuna yönelik bir delil bulunmadığı, davacının iddia ettiği hususların iptal sebebi olabileceği, ancak bunun da koşulları oluşmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir....