in asıl borçlu, diğer davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları 29.11.2007 tarihli ve 40.000 TL meblağlı genel kredi sözleşmesinden doğan kredi alacağının davalılardan tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 45.maddesi hükmüne göre rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. İİK'nun 45. maddesine göre, alacak ipotek ile teminat altına alınmış ise alacaklı öncelikle ipoteğe müracaat etmeli, buradan alacağını tahsil edemez veya ipoteğin teminat altına aldığı miktarı aşan bir kısım olursa bu miktar için ilamsız icra takibi yapmalıdır....
Sözleşme ve ihtarname üzerinde yapılan incelemede, davalı ile davacı arasında 15/01/2014 tarihli 150.000,00-TL limitli, 17/12/2015 tarihli 500.000,00-TL limitli, 03/04/2018 tarihli 1.000.000,00-TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri akdedildiği anlaşılmıştır. Dava konusu alacağa ilişkin, 01/10/2019 tarihli ....Noterliği ... yevmiye numarası ile talep edilen Taksitli Kredi, Esnek Ticari Hesap ve Business kartlardan kaynaklandığını, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin ilgili maddeleri incelendiğinde, 9.19.Kredinin Geri Ödeme Planına (Takside) Bağlanarak Kullandırılması, 9.18.Ticari Kredi Kartı Kullandırılması ve 9.20.Cari Hesap Usulünün Uygulanması maddeleri gereği, Taksitli Kredi, Esnek Hesap ve Kredi Kartını kapsadığının tespit edildiği anlaşılmıştır....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle uyuşmazlığa konu ipoteğin kaldırılması davasının asıl borçlunun banka ile aralarında yapmış oldukları tarımsal kredi sözleşmesi nedeniyle kullandırılan kredinin teminatı olarak verilmiş olmasına ve sözleşme konusu kredi sözleşmesinden dolayı da herhangi bir borcu bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Davacı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davalılar aleyhine aynı belgelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacının alacağının taşınmaz ipoteği ile güvence altına alındığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Tekstil şirketinin, sıra cetveline konu taşınmaza koymuş olduğu ipoteğin, taşınmaz sahibi Vedat'ın ortağı olduğu Şahnur şirketinin kredi sözleşmesinden kaynaklı doğmuş, doğacak borçları nedeniyle, kendi taşınmazına kredi alacaklısı Banka lehine ipotek koydurması sebebine dayandığı, daha sonrasında kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle ... Tekstil'e ait taşınmazının satılmış olması göz önünde bulundurulduğunda dava dışı temlik eden ... şirketinin taşınmaz sahibi borçludan alacağının doğduğu, sonuç itibari ile ipoteğin gerçek bir alacağa dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davacının temyizi üzerine; Dairemizce, ilkin karar onanmış ancak davacının karar düzeltme talebi kabul edilerek, teminat hukukunda belirlilik ilkesinin geçerli olduğu, somut olayda davalıya alacağı temlik eden şirketin kefalet sözleşmesinde imzasının bulunmadığı halde mahkemece hatalı yorum ile teminatın sınırının genişletildiği belirterek, karar bozulmuştur....
. - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesinin kefilleri hakkında yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar cevap dilekçelerinde kefili oldukları genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun kapandığını, bankanın başka bir genel kredi sözleşmesine göre verdiği kredilerden dolayı sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, davalıların 12.08.2004 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil oldukları, davacının bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkeme başkanı " Dava, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ... arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine teminat olarak olarak davalıya ait taşınmazda ipotek tesis edilmesi sırasında düzenlenen ipotek akit tablosundaki kefalet şerhine dayalı olarak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayri nakdi alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İpotek akit belgesinin 5. maddesinde davalının "ipotek limiti miktarınca müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu..." açıkça ifade edilmiştir. Bu nedenle 18/12/2017 tarihli raporda hesaplanan borçtan davalının müteselsil kefalet hükümleri gereğince sorumlu olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum." gerekçeleri ile karara muhalif kalmıştır....
Dava ipoteğin fekki isteğine ilişkindir. Dava, her ne kadar ipoteğin fekki istemiyle açılmışsa da temel ilişki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından TTK'nın 4. maddesi uyarınca ticari mahiyetteki genel kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğundan, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin İzmir 19.İcra Müdürlüğü'nün 2019/15105 sayılı dosyasından cebri icra yolu ile satışının tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin incelenmesinde; İhtiyati tedbir; 6100 sayılı HMK'nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, kredi borçlusunun çeklerden kaynaklanan borcuna kefil olmadığını ve ipotekli olarak satın aldığı taşınmazdan kaynaklanan kredi borcunu ödediğini ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından davacının davalı bankanın ... Şubesi’nde bulunan ...'nin kredi hesabına 04.02.2013 tarihinde 115.000.-TL, cari hesabına da 22.02.2013 tarihinde 4.200.-TL ödeme yaptığı, davacı tarafından yapılan bu ödemelerin dava dışı asıl kredi borçlusu ...'...
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan krediden kaynaklanan borcun ödendiğinin uyuşmazlık dışı olduğu, davalı bankanın ipoteğin fekki için davacıdan istediği fek bedeli olan 556, 50 TL’nin yasal dayanağının gösterilmediği, ipoteğin fekki için tapuda yapılması gereken masraftan taşınmaz maliki sorumlu ise de, kredi alacağı sona eren davalı bankanın kredi borcunun teminatı olarak alınan ipoteğin fekki için ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazması gerektiği, dayanağı gösterilmeyen 556,50 TL’nin ödenmediğinden bahisle uyuşmazlık çıkararak fek yazısı yazmayan davalı bankanın kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir....