Hal böyle olunca yasal koşullar gerçekleşmediğinden davacının tazminat isteğinin reddine ve davalının para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 22/10/2015 tarih 2015/12490 esas 2015/25403 karar sayılı ilamı aynı görüş ve doğrultudadır. Borca İtiraz Yönünden; İstek, 2004 sayılı İİK.nun 168/5 ve 169/a maddesine dayalı borca itirazdır. İmzaya itirazın kabulüne karar verildiğinden borca itirazın esası hakkında bir hüküm tesisine yer olmadığına karar " dair karar verildiği görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, imzaya yazıya borca , faize ve faiz oranına itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı/ borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir. HMK'nun 355. maddesinde ise "inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir " İİK'nun 170/3 maddesinde; "İnkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir....
HD'nin 2016/31285- 2018/3912, 2013/20925- 2013/29843 Esas-Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.) bu doğrultuda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun anlaşılmasına, borca ve imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan menfi tespit davaları ile aynı nedenlerle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davaların kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı gibi bu davaların icra mahkemesince bekletici mesele yapılamayacak olmasına (Yargıtay 12....
Bu nedenle itiraz etmedik “akabinde haciz tutanağının 3.sayfasında “tebligatlar geldiğinde Sezai bey işyerinde olmadığından haber veremedik” demek suretiyle icra dosyasından gelen tebligatın kendileri tarafından alındığını ve bilinçli olarak tarafından kaçırdıklarını, kasıtlı olarak tarafına bilgi vermediklerini, aynı şekilde borca ve takibe itiraz etmediklerini ve şirketin icra dosyasına itiraz imkanını ortadan kaldırdıklarını, alacağı ispatlayan herhangi bir hukuki belgenin dosyada mevcut olmadığını, şirketin T3 böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; gecikmiş itiraz yoluna başvuran davacının söz konusu dosyada taraf sıfatı bulunmadığını öncelikle davanın husumetten reddine ayrıca borçlunun geçikmiş itiraz sebebinin gösterilmediğini bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''.. ; davalı alacaklı tarafından borçlu Milli Eğitim Bakanlığı hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 18/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Şikayete konu icra takip dosyasında borçlunun Milli Eğitim Bakanlığı gösterildiği, ödeme emrinin Milli Eğitim Bakanlığına tebliğ edildiği, gecikmiş itiraz ve borca itiraz davasının ise Çorum Valiliği (Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü) tarafından açıldığı anlaşılmakla davacının taraf ehliyeti bulunmadığından davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerektiği.' ' şeklindeki gerekçe ile "Davanın usulden reddine" karar verilmiştir....
evine hırsız girdiğini ve hırsızın altı imzalı bu senetleri çalınmış ve üzerilerini doldurmuş olabileceğini, borca da itiraz ettiklerini beyanla imzaya ve borca itirazlarının kabulüne ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
E. sayılı ilamsız icra takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, icra takibine itiraz edilmesi neticesinde ise itirazın iptalini dava yoluyla sağlamak ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmek gerektiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlu borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlu, borcunun gerçek miktarını elektrik faturası ile bilmekte olup belli ve net olan alacağa itiraz ettiğini, İcra İnkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun kötü niyetli olması şart olarak aranmadığını belirterek, davalının ... 25. İcra Müdürlüğü ... E....
Davacı tarafın iddiaları İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu iddianın sözkonusu madde hükmü gereğince resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Davacı borçlu tarafça davalı alacaklıya borçlu olmadığının, İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen belgelerden biri ile ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, davalı ve vekili hakkında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve yargılandıklarını belirtmiş iseler de; icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz....