Davalı alacaklı vekilince; imzaya ve borca itirazın esastan reddine karar verilmiş olmasına rağmen tazminat ve para cezasına hükmolunmamamış olması sebebiyle istinaf talebinde bulunulmuş ise de; somut olayda takip konusu senedin davacıların murisi tarafından keşide edildiği, imzaya ve borca itiraz edenlerin mirasçı-borçlu olduğu, İİK'nun 170/b ve İİK 67/3 maddeleri nazara alınarak kötü niyet ispatlanamadığından ve şartları oluşmadığından davacılar aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/16013 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı şirket tarafından davacı borçlu T2 ve T1 ile dava dışı Hüseyin Girbiz ve Adi Ortaklık aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluların imzaya, borca, yetkiye, faiz ve ferilerine itiraz ederek iş bu davayı süresi içerisinde açtığı anlaşılmıştır....
Ancak takip kesinleştikten sonra borç ödenmiş ise İİK 71. maddeye göre takibin iptalini isteyebilir." dolayısıyla davacının borca ve imzaya itiraz hakkı bulunmadığından zamanaşımı talebinin ise takip konusu alacak takip nedeniyle zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız takibe karşı borçlu icra mahkekesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ edilen adresin kendisine ait olmayıp, alacaklının bir arkaşına ait olduğunu, bu adrese 35. maddeye göre usulsüz tebligat yapıldığını, uzun yıllardır yurt dışında ikamet ettiğini ve Türkiyeye yeni döndüğünü, dosyadan henüz haberdar olduğunu, borcu kabul etmediğini, gecikmiş itirazda bulunduğunu, borca itirazının gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir. İlk Derece Mahkemesince istem imzaya itiraz olarak değerlendirilerek imza incelemesi yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü cihetine gidilerek takibin durdurulmasına, davalının tazminata ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Dosyada mevcut Ticaret Sicil kayıtlarına göre davacı şirketin çekin keşide tarihi itibarıyla Hidayet Özvarinli ve Mehmet Abdullah Özvarinli tarafından müşterek imza ile temsil edildiği, çekte davacı şirkete atfedilen ciroda ise tek imzanın bulunduğu, bu durumda cirodaki tek imza borçluya ait olsa dahi davacı şirketi bağlamayacağı ve davacı şirketin borçtan sorumlu olmayacağı anlaşılmaktadır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: davacının icra mahkemesine müracaat ile imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece İmzaya ve borca itirazın reddine, İtiraz ile birlikte İİY’nin 170/2. maddesine göre takibin durdurulması kararı verilmediğinden, İİY’nin 170/3. maddesi gereğince borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 6. fıkrasında borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır....
Başvuru bu hali ile İİK. nun 16.maddesine dayalı tebligat işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet ve İİK. nun 169.maddesine kapsamında borca itiraz niteliğindedir. HUMK. nun 76/4. (HMK.nun 33.) maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları resen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir(4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK). Bu nedenle borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan bahsetmesi sonuca etkili olmayıp, mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek, talebin gecikmiş itiraz olarak vasıflandırılmak suretiyle yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, itirazın kabulü ile takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazında yetkili icra dairesinin belirtilmesi gerektiğini, belirtilmediği için geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise de çekte yer alan imzaya itiraz edilmediğini, imzası ikrar edilmiş İİK 68/a anlamında belge olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/25238 Esas sayılı dosyası ile yürütülen takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkilin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu çekler üzerindeki imzaların da müvekkiline ait olmadığını, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, ilamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi genel olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, ancak dava konusu icra takibinde iki tane borçlu olduğunu, borçlulardan Silver House İnş. .... A.Ş'nin ito kayıtlarındaki adresinin İstanbul ili Arnavutköy ilçesi olduğunu, bu adresin de İstanbul Adalet Sarayı yargı çevresinde bulunması sebebiyle taraflarınca başlatılan icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....