CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; işbu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, çünkü davacının murisinin, müvekkil bankadan kullanmış olduğu ürünlerin ticari nitelikte olmadığını, bu yüzden aralarında ticari bir işlem bulunmadığını, bu nedenle de mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, yine davacının davasının, hukuki yarar yokluğundan dolayı dava şartı noksanlığından usulden reddi gerektiğini, çünkü davacının, askerlik sebebiyle takibe itiraz edemediğini gerek arabuluculuk sürecinde gerek dava dilekçesinde belirtmiş olup, İİK m.54/A ve m.65 kapsamında askerde olduğu için kendisine mümessil tayin ederek takibin talikini talep edemediğini, ayrıca askerden geldiğinde de gecikmiş itirazda bulunmadığını, davacının, diğer mirasçılara gönderilen ödeme emri sonrasında, hayatın olağan akışı gereğince takipten haberdar olması gerekirken, askerlik durumunu öne sünerek, öncelikle kendisine tanınan gecikmiş itiraz ve takibin taliki...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13.12.2016 tarih ve 2016/325 E. - 2016/973 K. sayılı kararının 4. paragrafında yer alan "Gecikmiş itirazların kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasına" cümlesinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK md 65 gecikmiş itiraza ilişkin sürenin üç günle sınırlı olduğunu, ekte sundukları arama kayıtları ve mesaj içeriklerinde de sabit olduğu üzere davacı yan ile 09.03.2021 tarihinde bir dizi telefon görüşmelerinin olduğunu, aynı günün akşamı da davacı borçlu yanın alacaklı vekili olarak şahsına mesaj gönderdiğini, bu sebeple öğrenme tarihinin 09.03.2021 tarihi olduğunu, davacı borçlu yanın gecikmiş itiraz talebinde bulunabilmek için üç günlük yasal süre 09.03.2021 tarihi itibariyle başlamış olmasına rağmen yaklaşık bir hafta sonra 16.03.2021 tarihinde davanın açıldığını, İzmir 8....
itiraz ettiğinden alacak likit olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, Davalının istinaf başvurusu üzerine HMK'nun 355. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince İstanbul 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine gecikmiş itiraz KARAR Temyiz incelenmesine esas olmak üzere; ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/782 Esas sayılı dosya aslının incelenmek ve iade edilmek üzere mahallinden temin edilerek, dosya arasına alınmasına, ondan sonra temyiz incelemesi yapılması için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
No:4 İç Kapı: 3 Selçuklu/Konya" olan mernis adresine TK'nın 21/2. maddesi gereğince gönderilen tebligatın 31/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Somut olayda; iade edilen ilk tebligatta posta dağıtıcısı tarafından muhatabın adresten ayrılıp ayrılmadığı yada tanınıp tanınmadığı açıkça tespit edilmemiştir. Bu durumda muhatabın adresten geçici veya devamlı ayrılıp ayrılmadığı hususunda bir tespit bulunmadığından, çıkartılan ilk tebligatın iadesi usulsüz olup, TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ikinci tebligat da TK'nın 10 ve 21/2. maddeleri gereğince usul ve yasaya aykırıdır. V-Diğer yandan, İİK'nun 65. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
İİKnun 89/3 maddesinde ise "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir....
Somut olayda, hükme esas alınan 20.07.2015 tarihli tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre yapıldığı tebligat mazbatası üzerine posta memuru tarafından şerh düşülmüşse de; tebligatı çıkaran mercice, tebligatın T.K. 21/2. maddesi gereği yapıldığı hususunda mazbata üzerinde şerh bulunmadığından, tebliğ işlemi kanuna aykırı olup anılan tebligat usulsüzdür. Hukuki nitelendirme hakime ait olup mahkemenin borçlunun istemini gecikmiş itiraz değil usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi olarak nitelendirilip şikayetin kabul edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin şekli itibariyle borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiğinden reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, dava usulsüz tebligat şikayeti olarak kabul edilse dahi derdestlik söz konusu olacağından davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının 2022/69 Esas dosyası ile tebligatın usulsüzlüğünün tespitini istemiş ardından 2022/72 Esas sayılı dosya ile gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, mahkemece 2022/72 Esas sayılı dosya usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirildiğinden derdestlik söz konusu olduğunu, bu durumda HMK gereği derdestlik dava şartı olduğundan, kararın yalnızca bu yönü dahi hukuka aykırı olup bozulması gerektiğini, davacının talebinin gecikmiş itirazın kabulü yönünde olmasına karşın gecikmiş itirazın ön koşulunun oluşmadığını, borçlunun takibi öğrendiğini beyan ettiği tarihten önce takibi öğrendiğinin taraflarınca yazılı delille ispatlandığını, 27/04/2022 tarihli tebligatta hem kaşe hem imza bulunduğunu, yazılı belge niteliğindeki tebliğ mazbatası incelendiğinde...