Buna göre geçit hakkı talep edilen davacıya ait taşınmazlar arasında akti irtifak kurulması konusunda davacıya süre verilerek, davacı parselleri arasında akti geçit irtifakı kurulduktan sonra 2361 parsel sayılı taşınmaz lehine 362, 636 ve 364 parsel sayılı taşınmazları üzerinden, 363 parsel sayılı taşınmaz lehine de 364 parsel sayılı taşınmaz üzerinden kesintisiz şekilde ve ayrı ayrı belirtilmek suretiyle geçit hakkı kurulması gerekir. Diğer taraftan hükümde depo edilen geçit bedelinin de her bir taşınmaz için ayrı ayrı belirlenerek maliki adına depo ettirilmesi, kesintisizlik ilkesine uygun şekilde geçit kurulması ve geçitin yerinin belirlendiği rapor ve krokinin de kararda belirtilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacıya ait 471 parsel sayılı taşınmaz yararına fiili yol olduğu belirtilmek suretiyle 419 parsel sayılı taşınmazın 400 metrekarelik, 465 parsel sayılı taşınmazın 713 metrekarelik kesimlerinden her iki taşınmazın da ekonomik bütünlüğünü bozacak şekilde geçit hakkı kurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı olarak aleyhine geçit kurulan taşınmazları ikiye bölecek şekilde geçit hakkı kurulması, Ayrıca, kurulan geçitin geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesine aykırı olarak genel yola ulaşmadan 471 parsel sayılı taşınmazın sınırında bırakılması da doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....
Bu durumda davacıya 1140 parsel sayılı taşınmaz yararına 1141 ve 1146, 1141 parsel sayılı taşınmaz yararına da 1146 parsel sayılı taşınmazdan ‘akdi geçit hakkı’ kurdurma olanağı tanınmalı yada istek halinde hükmen davacının taşınmazları arasında kesintisiz olarak ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmalıdır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun uyarınca, bir davanın açıldığı tarihteki koşullara göre irdeleneceği kuşkusuzdur. Bu nedenle de, geçit hakkı davalarında geçit bedelinin dava tarihine göre belirlenmesi genel kuraldır. Ancak, bir davanın yıllarca sürdüğü olgusu ve geçit davalarında fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin egemen olduğu da gözetildiğinde, geçit için öngörülen tam bedelin, dava tarihine göre saptanması mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağdur edilmesine yol açabilir. Kaldı ki, davacı yanın yargılamayı uzatmaya yönelik tutum içerisine girmesine de neden olabilir....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Somut olaya gelince; fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen ve mahkeme tarafından geçit hakkı kurulan güzergah 246 ada 20 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölmüş, taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğü bozulmuştur. Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmiş ise de gösterilen yerlerden geçit hakkı kurulmasının imkansız olduğu, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğu yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu husus gözardı edilerek, 20 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmesi doğru değildir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....
Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Somut olayda; davacı 50 parsel sayılı taşınmazı lehine, 51 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde taşınmazından geçit kurulmasına itirazı olmadığını beyan etmiş ise de davanın reddini veya müşterek sınırdan geçit kurulmasını savunmuştur....
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....
Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olayda, davacının maliki olduğu 299 ada 33 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir.Aleyhine geçit kurulan 299 ada 34 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 1.794 m2 olup diğer komşu parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünden daha küçüktür. Ayrıca aleyhine geçit kurulan 299 ada 11 parsel sayılı taşınmazın yola cephesi, lehine geçit kurulan 299 ada 33 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan 299 ada 12 parsel sayılı taşınmazın yola cephesinden daha azdır. Bu sebeble geçit hakkı tesisi davalarındaki fedakarlığın denleştirilmesi ilkesi de gözetilerek, davacıya ait 299 ada 33 parsel sayılı taşınmaz lehine kurulacak geçit hakkının tamamının 299 ada 12 parsel sayılı taşınmazdan ve taşınmazın 16.11.2009 tarihli bilirkişi raporunda (A2) ile gösterilen kısmından verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 101 ada 2832 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 101 ada 2831 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kabulü ile 101 ada 2832 parsel sayılı taşınmaz lehine 101 ada 2831 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir....