Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “zorunlu geçit” başlıklı 747’nci maddesi “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir” hükmünü içermektedir. Bu itibarla geçit hakkı kurulabilmesi için geçit ihtiyacı duyulan taşınmazın genel yola hiç veya yeteri kadar bağlantısının bulunmaması gerekmektedir. İlk hâlde mutlak, ikinci hâlde nisbi geçit ihtiyacı söz konusudur. Geçit ihtiyacı baştan itibaren olabileceği gibi sonradan gerçekleştirilen kadastro, imar uygulamaları veya kamulaştırma işlemi sonucu da doğabilir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.05.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu ...,... ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastral yola çıkışının bulunmadığını belirterek, davalıya ait aynı yer 520 ada 2 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Yargıtay 14....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır....
İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
İlk Derece Mahkemesinin Kararı; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davacıya ait 101 ada 488 parsel sayılı taşınmaz lehine 101 ada 478- 479- 480- 481- 482 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir....
Davalı vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davalı taşınmazdan geçit hakkı tesisinin davalıyı zarara uğratacağını ileri sürerek davanın reddini dilemişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava, TMK'nin 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Geçit hakları 4721 numaralı Türk Medeni Kanunu'nun Geçit Hakları üst başlıklı, zorunlu geçit alt başlıklı 747'nci maddesinde şöyle düzenlenmiştir; Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir....
GEREKÇE: Dava, zorunlu geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı T6 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK' nın 355.madde uyarınca, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir. Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazlar kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “Kesintisizlik İlkesi” denilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir....
Hukuk Dairesinin 06.02.2018 tarih ve 2015/6994 Esas, 2018/835 Karar sayılı ilamında; ''davacılar 2558 Parsel sayılı taşınmaz lehine 26, 28 ve 29 Parseller üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiş olmalarına rağmen mahkemece HMK'nın 26. maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olarak, 2558 parsel sayılı taşınmaz lehine, 27, 95, 14, 18 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine de geçit hakkı davasının kabulüne karar verildiği, davacıya ait 2558 Parsel sayılı taşınmazdan Yatağan yoluna çıkışta 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazlardan da geçmesi gerektiğinin görülmesine rağmen, mahkemece kesintisizlik ilkesi ihlal edilerek 27 ve 28 Parsel sayılı taşınmazlar atlanarak sadece 29 Parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulduğu, Yatağan yolu ana arter karayolu ise Karayolları Bölge Müdürlüğü'nden bu yola çıkışının trafik güvenliği açısından uygun olup olmadığının sorularak sonucuna göre alternatif güzergahların belirlenmesi gerektiği, kabule göre de depo edilen geçit hakkı bedelinin tamamının...
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere geçit hakkı kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazların kesintisiz olarak genel yola bağlanması gerekli olup hükme esas alınan rapordaki 1 nolu alternatif geçit güzergahının 2085 sayılı taşınmaza ulaşmadığı, 2084 parsel sayılı taşınmazın sınırında sona erdiği görülmektedir. Her ne kadar lehine geçit hakkı tesisi istenen taşınmazlar davacıya ait ise de, geçit hakkı taşınmazlar leh ve aleyhine kurulacağından kesintisizlik ilkesi gereğince mahkemece hüküm verilirken infaza elverişli ve lehine geçit hakkı tesisi istenen bütün taşınmazları kesintisiz olarak genel yola ulaştıracak şekilde geçit hakkı tesis edilmesi gerekmektedir. Öte yandan tapu sicil müdürlüğünce hükümden sonra verilen cevabi yazı ekindeki tapu kayıtları incelendiğinde hükümden önce 26.02.2021 tarihinde yapılan tescil işlemi sonucunda lehine ve aleyhine geçit hakkı tesis edilen taşınmazların tapu kayıtlarının pasif hale geldiği anlaşılmaktadır....