Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince ad ve soyada ilişkin düzeltme davalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzenlenmiş ve düzeltme davalarında yetki ve görev yönünden ise düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Sözkonusu fıkranın b bendinde ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesinde, "çekişmesiz yargı işleri" düzenlenmiş, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, "kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri" başlığı altında 2. alt bend olarak "ad ve soyadın değiştirilmesi"ne ilişkin taleplerin "çekişmesiz yargı işi" olduğu belirtilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince ad ve soyada ilişkin düzeltme davalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzenlenmiş ve düzeltme davalarında yetki ve görev yönünden ise düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Sözkonusu fıkranın b bendinde ise ad ve soyada ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesinde, "çekişmesiz yargı işleri" düzenlenmiş, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, "kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri" başlığı altında 2. alt bend olarak "ad ve soyadın değiştirilmesi"ne ilişkin taleplerin "çekişmesiz yargı işi" olduğu belirtilmiştir....
Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların kayıt bilgilerinin doğum,ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22’nci maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir. 6458 sayılı Kanun’un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir....
Dairemizin 13.05.2010 gün 2010/4471 esas 5631 sayılı ilamıyla "taşınmazın kadastro tespitinin davacının evlilik tarihinden sonra yapıldığına göre, kadastro tespiti yapılırken evlilik soyadı ile tespit ve sonrasında tescil yapılması gerekir iken, davacının kızlık soyadının yazılması doğru değildir" gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, tapu kaydında ... olan adın ..., ... olan soyadın Büyük olarak düzeltilmesine, soyadın ... Büyük olarak düzeltilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, yargılama aşamasında, 17.12.2009 tarihli celsede, tapu kaydında "..." olarak yazılan soyadının "Büyük" olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ne var ki, kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, ... ilgili sıfatı ile yer alması ve davanın niteliği gereği, maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili gerekirken, davalının harçtan muaf olduğu gerekçesiyle peşin harcın davacıya iadesine karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının ikinci fıkrasında yer alan "Davalı kurum harçtan bağışık olduğundan harç yükletilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 24,30 TL. harcın istemi halinde kendisine iadesine" ibaresinin hüküm metninden çıkartılarak yerine "Alınması gerekli 25,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24.30-TL harcın mahsubuna ve bakiye 0.90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına" ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK...
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....
Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Kanununun öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve kanunun buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun tespiti gerekir.(Yargıtay 8....
Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleşmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir....
“Mehmet Sait Hazırlar” olan ad ve soyadının "Mustafa Cahit Kalemdar" olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, nüfus kayıtlarında bir hata bulunmadığı, davacının ad ve soyadının Türkçe anlamının olduğu, davalının soyadının ise yetersiz, elverişsiz, karışıklığa yol açacak, kötü, iğrenç, gülünç, incitici, küçük düşürücü, alay ve utanç konusu anlamlar taşımadığı, bu nedenlerle değiştirilmesinde hukuki bir yarar olmayıp bu talebin de haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar ve özellikle tanık anlatımları, sözü edilen Kanun maddesine göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının ad ve soyadının talep gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir."...
a ait Göç İdaresi Geçici Koruma Kimlik Belgesinin denetime olanak vermeyecek şekilde onaysız fotokopi olduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanıkların nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunun belirtildiği; 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesinde geçici korumanın "Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir." şeklinde hüküm altına alındığı, bu kişilerin Türkiye'ye kabulü, Türkiye'de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiği; 6458...