Bir kısım davalılar ..., ..., ... vekili cevabında; müvekkilleri ile davacı arasında yapılmış bir sözleşme olmadığını, müvekkilleri ile davalı ... arasında 43 ada 1 parsel ile 42 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde yapacağı binalardan 3 daire verilmesi hususunda 20.04.1993 tarih ve 18537 yevmiye numaralı satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ancak sözleşmede taşınmazların bir başkasına devri hususunda bir düzenleme olmadığını, davacı belediyenin iyi niyetli olmadığı belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, bu dosya yönünden; ...’in mevcut binayı yapabilmek için belediyeye belli başlı taahhütler verdiği ve belediyenin de aynı şekilde ...'e belli haklar verdiği, bu hususun Bozkurt Noterliğinin 27/08/1993 tarih ve 961 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden de anlaşıldığı ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin davada ... 1. Asliye Hukuk ile ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.09.2004 tarihinde açılan tarafların noterde yapmış oldukları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
DELİLLER : Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Mirasçılık belgeleri, Tapu kaydı, tapu kütük örneği ve ekleri, Keşif, Bilirkişi raporu, ek rapor, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 28.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaa sebebi ile iptali, birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline birleşen dosyadan açılan tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olup, karar birleşen dosya davacıları tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan protokol gereği müflis şirketin borcunun bulunduğunu,her iki alacak kalemi toplamı olan 899.083.00 TL’nin iflas idaresi tarafından masaya kayıt talebinin reddine karar verildiğini belirterek, söz konusu alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile protokolün aynı tarihte yapıldığını, taraflar arasında tek hukuki ilişki bulunduğunu,müflis sorgu zaptı ve müflis şirketin defterlerinden bu durumun anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil; ikinci kademede bedelin tahsili ve cezai şart istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri. 2. Kaynağını, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 22. (6098 sayılı TBK'nın 29.) maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213. (6098 sayılı TBK'nın 237.) maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Satış vaadi sözleşmelerine bir ayni hak olarak tapu siciline kayıtlı taşınmazlar ile kat mülkiyeti kütüğünde bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazlar ve henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde mevcut zabıt defteri veya kayıt defterinde kayıtlı eski tapulu taşınmazlar konu olabilir. (İzzet Karataş, Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ve Yüklenicinin Temliki(Devir) İşleminden Kaynaklanan Uyuşmazlıklar, Ankara 2021, sf. 97 vd). Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de satış vaadi borçlusunun tapulu taşınmazın maliki olması gerekmez. Taşınmazın tapuda bir üçüncü kişi adına kayıtlı olması sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir. Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesi borç doğuran akit olduğundan borç altına girenin malik olması koşulunu aramaya gerek yoktur....