Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen T3 hakkında ise Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve suçundan arama kararı bulunduğu ve adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Mehmet Toz'un hakkında ise Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan arama kararı bulunduğu ve adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece, gaiplik kararı verilmesi istemli davaların çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu, bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemenin bu kararı TMK’nin 32. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla mal varlığının Hazineye devri isteminde de bulunmuş olup, bu tür bir isteğin TMK'nin 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır. Öte yandan, TMK'nin 588. maddesinden kaynaklanan davaların mal varlığına yönelik olduğu gözetildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 2. maddesi kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında resen ve öncelikle dikkate alınmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece, davanın gaiplik kararı verilerek gaibe ait mirasın Hazine adına tesciline karar verilmesi talebinden ibaret oluduğu, gaiplik kararı verilmesi görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi görevi dahilinde olması hususu göz önüne alınarak Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN TARAF: Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : GAİPLİK Taraflar arasında görülen gaiplik ve bedelin Hazineye devri davası sonunda, yerel mahkemece davanın, görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, gaiplik ve taşınmaz bedelinin hazineye devri isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararı TMK'nun 32 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın bedelinin hazineye devri isteminde de bulunmuştur. Bu tür bir isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır....
hakkında gaiplik kararı verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Gaiplik kararı verilmesine ilişkin davada Lapseki Asliye Hukuk ve Biga Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, ...'ın gaipliğine karar verilmesi istemine ilişkindir. Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesince, gaipliğine karar verilmesi istenen...’ın Çanakkale İli Biga İlçesi nüfusuna kayıtlı olduğu, 6100 Sayılı HMK’nun 382/2—a—4 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinden sayılan gaiplik kararı verilmesi davasının sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle hem yetkisizlik hem görevsizlik kararı verilmiştir....
Davacı dava dilekçesinde, taşınmaz üzerinde harici satım sözleşmelerinin yapıldığı tarihten itibaren babasının, onun ölümü ile de kendisinin zilyet olduğunu ileri sürdüğüne göre, gaiplik kararı verilmesi halinde diğer şartlarında varlığı halinde taşınmazın kendi adına tescilini talep edebileceği, nitekim gaiplik davasının TMK'nun 713/2. maddesi gereği açılan tapu iptali ve tescil davası ile birlikte açıldığı, gaiplik isteminin tefrik edilerek görevsizlik kararı verildiği dikkate alındığında, davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunduğu kabul edilerek mahkemece işin esasına girilip gaiplik şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile davanın reddi, Doğru görülmemiştir....